
Bizim mahalle neresi mi; Sabuni mahallesi. Saraçlar caddesinden Ayşekadın Camisine kadar uzanan mahalledir. Mahallemiz orta hallidir, zenginimiz pek yoktur. Şehrin merkezindedir, çarşıya pazara yakındır, yürüyerek gidilebilinir. Mahallemizde iki lise, bir orta okul, bir de ilkokul vardır. Mahallemizde dört cami vardır. Eskiden tütün işleme yeri olarak — Reçe – binaları vardır.
Mahallemiz de insan kalabalığı yoktur, komşuluk ilişkileri de eskisi gibi değildir. Benim delikanlılık zamanında Yahudi komşularımız, arkadaşlarımız vardı. Komşular arasında kaçı, göçü olmazdı, bizim günlerimize, düğünlerimize onları da çağırırdık, onlarda bizleri çağırırlardı. İsrail Devletinin kuruluşundan sonra hepsi İsrail’e gitti. Bugün Edirne de bir tek Yahudi kaldı, o da Rıfat Mitrani.
Kırklı ellili yıllarda mahallemizdeki evlerin çoğu ahşap evlerdi, kaloriferli binamız yoktu, evlerin çoğu bahçeli idi. Meraklılar o bahçelerde güzel çiçekler yetiştirirlerdi. Boş arsalıklar çoktu, o arsalarda çocukluğumuzu geçirir, oyunlar oynardık. Bugüne göre şanslı çocuklarmışız. Bugün çocuklara oyun oynayacak yer de yok. İyi bir komşuluk ilişkisi vardı. Komşular birbirlerine sabah kahvesine giderdi, bu gün artık o adetler kalmadı tarih oldu. Mahallemizin halkı ahşap evlerde oturur, yaşamlarını sürdürürlerdi. O ahşap evlerin çoğu kullanmamaktan, bakımsızlıktan bugüne pek kalmadı. Bugün mahallemizde oturulabilecek dört ahşap ev var. İkisi Rıfat Efendi sokağında, ikisi Filyokuşu sokağında. Biri de benim evim.
Peki bu ahşap evler ne oldu, ilgisizlikten, kullanmamaktan, yapsatçıların kurbanı oldular. Oturduğum evimin karşısında eskiden Fisek ailesine ait, Tahmis yolu ile Sabuni cami sokağın kesiştiği yolda iki taraflı tescilli ahşap konak vardır. Bu konağın esas sahipleri ölünce bu ev kızına miras olarak kalır, oda eve sahip çıkmayınca ev harabe haline gelir. Bugün kullanılmayacak haldedir, yıpranmıştır. Son aldığımız duyumlara göre o evi Ciğerci Aydın almış, onarıp kullanılır hale getirecekmiş. Takdire değer bir hareket, bravo Bay Aydın’a. Hani diğer zenginlerimiz de böyle olsa, bu tutum Edirne’ye kültür hizmetidir.
Yalnız bu eve kadar gelen Tahmis yolu yıllar önce 1,5 metre genişletilmiş, söz konusu ahşap ev şu anda yolun 1,5 metre içindedir. Madem yeniden restore edilip ev kullanılacak hale getirilecek 1,5 metre geriye kaydırılmalıdır. O 1,5 metrelik çıkıntı yola tecavüz etmiştir, trafik akışına engeldir, o yoldan iki otomobil yan yana geçemez.
Ahşap evlerle ilgi burada kalmamalı, diğer ahşap evlerde en kısa zamanda yok olmadan onarıma alınmalı. Diğer ahşap evlere de sahip çıkacak ciğerci Sy Aydın gibi zenginleri bekliyoruz. Bizim mahallemizin en büyük derdi otopark sorunu. Her önüne gelen arabasını her yere bırakıyor, mahallemizin sokaklarında rahat gezemiyoruz, çözüm şekli uygun yerlere katlı otopark yapmak. Bu konu için Selamsız sokakta böyle bir yer var, bugün otopark olarak kullanılıyor. Bir katı yer altında, üç katı yer üstünde olmak üzere dört katlı otopark yapılırsa mahallemizi epey rahatlatır. Böyle bir yapıdan öncede o yerin Eski İstanbul caddesine bakan tarafına daha önce orada olan yeşil renk konakta yapılmalı, o konakta ünlü Osmanlı paşası 7/8 Hasan Paşanın kaldığı rivayet edilir. Katlı park yapımından öcçe bu durum da göz önüne alınmalıdır.
Bir konuda Sabuni sokakta, Can otopark ve yıkama yeri olarak kullanılan anayol asfaltı ile birleştiği yol boyunda çukur yerler var. Yağmur yağdığında buralara sular doluyor, yürümemiz zorlaşıyor. O çukurlara asfalt dökülerek kapatılmalıdır ki rahat yürüye bilelim. Belediyemizden bu konuda ilgi bekliyoruz. Bu konularda halkın fazla bir katkısı olamaz, iş kamu kuruluşlarına düşer. Neticede güzel olur BİZİM MAHALLE . . .