Edirne Valisi Yunus Sezer, geçtiğimiz günlerde kentin trafiğe kapalı en büyük caddesi konumundaki Saraçlar’da devam eden sağlıklaştırma projesi çalışmalarını inceledi.
Edirne’deki birçok sokağı, caddeyi restore etmeyi düşündüklerini anlattı.
Örneğin, buradan Çilingirler, Balıkpazarı ve oradan da Kaleiçi’ne doğru devam edecek bir proje…
Bir taraftan Kunduracılar Çarşısı, Eski Terziler Çarşısı…
Bir diğeri, Muradiye-Selimiye arasındaki Muradiye Yolu ve oradaki Mevlevihane’nin ihalesi…
Ve, Gazi Mihal Namazgah arası ve oradan İkinci Beyazıt’a kadar olan “Akıncılar Yolu”’ adı konulacak alan…
Sezer’in burada “müzeler” vurgusu bir hayli dikkat çekici…
Koku Müzesi, Kahve Müzesi ve ileride bir de Peynir Müzesi…
**
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nın AB Komisyonu’na yaptığı coğrafi işaret tescil başvurusu üzerine son birkaç yazımı “Edirne Peyniri”ne ayırdım.
“Yapay Zeka” ile de konuyu harmanlayarak buraya aktardım.
Sayın Vali, “Peynir Müzesi” deyince Edirne Peyniri’ne bir kez daha takıldım..
Edirne’de UNESCO damgalı Kırkpınar ve Kakava başta olmak üzere pek çok festival yapılıyor…
Peynir Festivali niye olmasın?
**
Peynir Festivali derken daha önce olduğu gibi tekrar “Yapay Zeka”yı tıklamayı düşünürken, bu konuda bir dostumun geçenlerde ilettiği yaşanmış bir olayı anımsadım…
Bakınız dolandırıcılar “Yapay Zeka” teknolojisi sayesinde nasıl kaşarleşmişler!
Hem de ne işler?
**
Emekli bir asker anlatıyor:
“Geçtiğimiz hafta pazartesi günü yaşadığım bir olayı sizlere yazıyorum ki, tecrübe ve bilginiz olsun.. Saat 16:15’te telefonum çaldı, açtım, bir ses kendini savcı olarak tanıttı .’Hesaplarınıza bir giriş teşebbüsü tespit ettik, banka ile ortak bir operasyon yürütüyoruz, olay çok ciddi, benim söylediklerimi harfiyen yap’ dedi.
Ben, ‘Hastir git ulan…’ dedim.
‘Bak sen savcıya küfrediyorsun, seni hemen tutuklatırım, damadın G… de yanımda, inanmıyorsan onunla konuş’ dedi.
‘Damadımı telefona ver’ dedim.
Damadım, ‘Evet baba savcının yanındayım, ifade veriyorum, savcı ne diyorsa yap’ dedi.
Ses damadın sesi.
Savcı olduğunu söyleyen kişi, ‘Şimdi cep telefonundan banka hesabına gir hesaplarını kontrol et’ dedi.
Ben bunu reddettim. Aynı anda kızımdan Whatsapp mesajı geldi: ‘Baba, savcının dediğini yap, evde 4 polis var, olay ciddi’ yazıyordu.
Birden 5-10 saniye de olsa olayın doğru olabileceğine inandım.
Sonra kendimi toparladım ve kendini savcı olarak tanıtan kişiye ‘Sana inanmıyorum, sen savcı değilsin’ dedim.
‘Hemen polis gönderiyorum, seni aldırıyorum’ dedi.
Ben de ‘Bekliyorum’ dedim ve telefonu kapattım.
Olay sonrası damadım ve kızımla konuştum.
Damadım, ‘Baba beni de seninle konuşturdular, sen de ben savcının yanındayım dedin, senin sesin olduğundan eminim’ dedi.
Kızım, ‘Baba beni de eşimle ile görüştürdüler, onun sesiydi, Babanla da görüştüm, olay doğru. Beni telefonla arayan ve kendini polis olarak tanıtan kişi, bana telefonda söylediklerimizi babana Whatsapp tan yaz yoksa ikisini de tutuklatırız dedi. Evimde polis olduğunu yazmamı istedi, ben de korktum ve yazdım’ dedi.
Sonuç:
Dolandıramadılar.
En önemlisi Yapay Zeka ile birbirimizi kendi seslerimiz ile görüştürdüler.
İnandırıcı olmak için aile bireylerini de işin içine sokuyorlar .
Çok çok dikkatli olmalıyız sevgili devre arkadaşlarım.”
**
Aman dikkat!
Siz siz olun…