Edirne Engelli Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısı Mübesser Yolalmaz, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü açıklamasında, kaldırımlardan rampalara, ATM’lerden tuvaletlere engellilerin yaşadığı gerçeklere oldukça esprili bir şekilde dikkat çekerek laf anlatmaktan yorulduklarını söyledi.
Edirne Engelli Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısı Yolalmaz, yaptığı yazılı açıklamada, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün yarın kutlanacağını hatırlatırken, “Yılda iki kere kutlanan ve büyük vaatlerde bulunulan ama verilen sözlerin hep unutulduğu bir gün daha. Bence bugünün Engelliler Günü değil de Engellenenler Günü olarak anılması gerekir. Yıllar yıllar önce çıkarılan engellilerin erişe bilirlik yasası ertelene ertelene 2023 yılına kadar geldi. Ne zaman yürürlüğe gireceğini çok merak ediyorum. Neden hep normal insanların yaşam hakları korunuyor da biz engellilerin yaşam şartları iyileştirilemiyor bunu çok merak ediyorum” dedi.
Çıkarılan yasalarda hep maddiyatın göz önünde tutulduğunu, oysa kendileri için her zaman maddiyatın yerine biraz da maneviyatın önemli olduğuna işaret eden Yolalmaz, şunları aktardı:
“Dışarı çıkıp sosyalleşebilmek gibi. Onun için de akülü araçlara ihtiyaç duyuyoruz. Ancak bunun için devlet hastanelerinden sağlık raporu almak gerekiyor. Buna hak kazanmak için ellerini kullanamamak, kalp hastası olmak, akciğer hastası olmak ve tekerlekli sandalye kullanamayacak bir durumda olduğunu ispat etmen gerekli.Bu zamanda tekerlekli sandalyeyi yaşlılar kullanıyor, engelliler akülü araç istiyor. Çünkü ancak o zaman özgür olabilirler. Bırakın da dışarıda birine muhtaç olmadan hayatımızı idare ettirebilelim. Rapor şartlarını düzenleyen kardeşim el insaf biraz da hafifletin şu kanunları.
Gelelim bizleri hatırladıkları günlere. Bizler evlerimizden rahatça çıkıp işlerimizi halletmek, sosyalleşmek evimize kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan dönmek istiyoruz. rahatla dönmek istiyoruz. Aslında her şehirde idareciler bulundukları yerlerde gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapsalar bizim için gerçekten yaşanabilir şehirler olacak. Ancak bizler 2023 yılında bile kaldırımları, yolları bina girişlerini rampaları, girilemeyen yerleri, bankaları, kamu binalarını binemediğimiz otobüsleri konuşuyoruz. Çünkü bunlar bizim dertlerimiz. Normal insanlar bunları kolayca yapabileceği gelgelelim bizim için kocaman bir sorun. Bu sorunlar aslında çok kolay çözülebilecek şeyler. Örneğin yapılan apartmanlara konulan mekanik rampaları denetleyin be kardeşim. Çünkü bunlar çok komik rampalar. Rampaya ulaşmak için basamak atlaman lazım. Belli ki sadece ruhsat alabilmek için yapılmış. Kaldırımları yapan görme engelliler için o sarı çizgileri çizen ustalar o ağacın ya da direğin orada ne işi var? Gideceği yeri görsün mü diyorsunuz. Körebe oynamıyoruz. Denetleyin olmadıysa bir daha yaptırın. Asansörü koyduğunuz yerde merdiven varsa rampa yaptırın ki biz de asansöre rahatça ulaşabilelim. Sonuçta o asansöre uçarak girecek halimiz yok.
O binada yaşlı, engelli, hasta yaşayabilir müteahhit kardeşim.
Bankamatikleri yapan kardeşlerim. Engelliyi düşünerek yapın. Alt tarafı para çekeceğiz. O kadar yüksek yapmanın ne anlamı var? Biz de kavak ağacı değiliz. Alışveriş yapılan mağazalarda rampalar hep yan taraftan yapılıyor. Kapıyı bulana kadar anamız ağlıyor.Şu rampaları ön taraftan yapın ki biz de ihtiyaçlarımızı rahatça alalım. Yandan Halime m yandan oynamayacağız. Altı üstü ihtiyaçlarımızı alacağız.
Hadi hepsini geçtim. Tuvalete gitsek kapıyı kapatamıyoruz. Kapatsak da içinde kıpırdayacak yer kalmıyor. Yemin ediyorum bulmaca çözer gibi bir tuvalet sorunumuz var.
Uzun lafın kısası hep birine muhtaç olarak yaşamak istemiyoruz. Artık şunu anlayın ki özgür olmak, rahat hareket etmek ve prosedürlerden kurtulmak istiyoruz. Çekin şu önümüzdeki engelleri de biz de hayata tutunup nefes alalım. Boğuluyoruz bu uygulanmayan sözde kalan yasalardan. Çok bir şey istediğimizi de sanmıyorum. Sadece herkesin işini layıkıyla yapmasını bekliyoruz. Güzelleştirin bizler için şehirlerinizi, kaldırın önümüzdeki engelleri. Bizlere de bir dokun bin ah işit olayı olmasın. Biz de laf anlatmaktan yorulduk. Yormayın bizleri artık. Yeter! Diye bağıracağız bir gün ona göre.”