DOLAR 34,2425 0.07%
EURO 37,0109 -0.03%
ALTIN 3.013,370,72
BIST 8.807,681,77%
BITCOIN 2300540-0,66%
Edirne
18°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

41 okunma

‘Yenidoğan Çetesi’ isyanı!

Edirne'de Çocuk Hakları Derneği ve Emek Platformu bileşenleri, toplam 12 bebeğin ölümüne yol açan 'Yenidoğan Çetesi' ile ilgili Saraçlar Caddesi'nde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi…Açıklamada Edirne Çocuk Hakları Derneği üyeleri 'Yeni doğan çetesini unutma, hesap sor' yazılı siyah çelenk taşırken; Emek Platformu üyeleri ise Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na seslenerek, sorumluların daha önce neden tespit edilemediğini sordu…

ABONE OL
22 Ekim 2024 14:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Olgay GÜLER

Edirne’de Çocuk Hakları Derneği ve Emek Platformu bileşenleri, toplam 12 bebeğin ölümüne yol açan ‘Yenidoğan Çetesi’ ile ilgili Saraçlar Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
İstanbul’da yenidoğan bebeklerin bulunduğu yoğun bakım ünitelerini ticarethane haline getiren suç örgütü “yenidoğan çetesi” ülke genelinde büyük tepki toplamaya devam ediyor. Yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin usulsüz şekilde işletildiği, rüşvet ve evrakta sahtecilik yöntemleriyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) haksız kazanç sağlandığının ortaya çıkmasıyla sivil toplum kuruluşları da tepkilerini dile getiriyor. Edirne Çocuk Hakları Derneği ve Edirne Emek Platformu bileşenleri, kentin trafiğe kapalı Saraçlar Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.


‘HER GÜNE YENİ BİR ÖLEN ÇOCUK HABERİYLE GÖZÜMÜZÜ AÇAR OLDUK’
Caddedeki açıklamada Edirne Çocuk Hakları Derneği üyeleri ‘Yeni doğan çetesini unutma, hesap sor’ yazılı siyah çelenk taşırken; Emek Platformu üyeleri ise Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na seslenerek, sorumluların daha önce neden tespit edilemediğini sordu. İlk basın açıklamasını okuyan Edirne Çocuk Hakları Derneği Başkanı Nur Yılmaz Ercin Türkiye’de her güne yeni bir ölen çocuk haberiyle başlandığına dikkat çekti. Ercin; “Kötülüğün sınırı olmazmış. Pes artık. Bu kadar da olmaz dediğimiz ne varsa dahasıyla yüzümüze çarpmakta. Her güne yeni bir ölen çocuk haberiyle gözümüzü açar olduk. Biz bunları dillendirmekten, kahır saçmaktan bu denli bitap düşmüşken, birileri bu coğrafyanın çocuklarını yok etmekten zerre yorulmuyor. Bu kez, çok taraflı, çok kapsamlı, çok organize ve çok acımasız bir başka vahşetle karşı karşıyayız. 112 Acil Servis’ten başlayarak örgütlenip hayati tehlikesi olan yeni doğan bebekleri donanımlı devlet hastaneleri yerine anlaşmalı özel hastanelere sevk etmiş bir çete var karşımızda. Yeni doğan tedavisi için gereken donanımın yeterli olmadığı bu hastanelerde, üstelik bebekler uzman doktorlar yerine hemşireler tarafından takip edilmiş. Hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı ve müdahalede bulundukları hastanelerde tıbbi yöntemlerden uzak, bebeklerin mevcut özel sağlık durumlarıyla bağdaşmayan uygulamalar gerçekleştirilmiş” dedi.


‘ORTADA BİR ÇETE VAR’
Yaşananlar karşısında herkesin nutkunun tutulduğunu anlatan Ercin, “Sapkın, acımasız kişilerin çocuklarımızı istismar ettiğini, öldürdüğünü, küçücük bedenlerinin bulunamayacağı şekilde yok ettiklerini duyuyor, inanamıyor, kahroluyorduk. Şimdi en çaresiz en hassas ve savunmasız olduğumuz, yaşamlarımızı kayıtsız şartsız teslim ettiğimiz, güvendiğimiz, bazen yarı tanrı gibi gördüğümüz sağlık personelinin dahil olduğu bir çete var ortada. Hayata gözlerini yeni açmış, anne kokusunu alamamış bebekleri üç kuruş için yok eden insanlar karşısında nutkumuz tutuldu. Olaya karışan hastanelerin sahiplerinin, doktorlarının ve diğer personelinin durumdan habersiz olduğunu düşünmekte zorlanıyoruz. Çünkü bir suça iştirak etmeden, suçu gören ve kayıtsız kalarak suçu ihbar etmeyenin de hem yasalar önünde hem de vicdanlarda suçu işleyenler kadar suçlu olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak neyse ki sağlık sektöründe iyi yöneticilerin, etik ve vicdan sahibi sağlık çalışanlarının sayısının çok daha fazla olması umudumuzu diri tutuyor” diye konuştu.


‘ADALET SİSTEMİNE GÜVENMEYE İHTİYACIMIZ VAR’
Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını gerektiğini söyleyen Ercin; “Yaşamın değersiz, paranın her şeyden üstün hale geldiği bir ülkede, vicdansızlığı sınır tanımayan insanlarla yaşamak zorunda olduğumuz gerçeği karşısında şansımıza değil; tüm bu kötülüklere karşı örgütlü bir dayanışmaya ve indirimsiz ceza uygulayan bir adalet sistemine güvenmeye ihtiyacımız var. Daha adı konmamış bebeklerimizin yaşamlarını umursamayan ve sadece paraya tapan bu vicdansızların her kim olursa olsun en ağır şekilde cezalandırılmasını; yanı sıra bu ve buna benzer durumlarda acımasız kişilerin kötücül amaçlarını gerçekleştirememesi için devlet yetkililerinin daha iyi denetim yapmasını kamu adına önemle rica ediyoruz” şeklinde konuştu.


‘HAK ETTİKLERİ CEZALARI ALMALARI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’
Basın açıklamasına katılan Edirne Emek Platformu adına ise açıklamayı Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Utku Okçu okudu. Okçu, korkunç olayın, bir savcının tehdit edildiği görüntülerin basına yansıması sonrası öğrenildiğini belirterek, “Öncelikle belirtmek isteriz ki olay, hekimlik değerleri bir yana, insanlık değerleri ile bağdaşmayacak niteliktedir ve hiçbir gerekçe bu değerlerin ayaklar altına alınmasını haklı çıkarmaz. Mesleğimizin saygınlığına, onuruna, kutsallığına leke sürenlerin, sağlık çalışanlarına ilişkin güven duygusunu zedeleyenlerin, halkın sağlığını riske atanların hak ettikleri cezaları almaları için bugüne kadar olduğu gibi titizlikle çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz” ifadelerini kullandı.


‘YILLARDIR SÜREN BU TEZGAHI NEDEN ORTAYA ÇIKARAMADINIZ?’
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na seslenen Okçu, sorumluların daha önce neden tespit edilemediğini sordu. Okçu; “Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler, çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak, hem yenidoğan ünitelerindeki bebeklerin ölümle sonuçlanan ciddi zararlar görmesine neden olmuş, hem de kamu kaynaklarını yağmalamışlardır. Şu anki Sağlık Bakanımız olan Kemal Memişoğlu’nun, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğunu hatırlatıyor ve soruyoruz; bu kirli ilişkiler bebek ölümlerine yol açmadan önce neden tespit edilemedi? Denetimler yapıldı mı, yapıldıysa bu çete neden fark edilmedi, fark edildiyse neden gereği yapılmadı? Başında olduğunuz, yürütme ve denetim görevini elinde tutan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgâhı neden ortaya çıkaramadı? Sorumluluğu olan tüm bürokratlar adli ve idari soruşturmaya dahil edilecek mi? Yenidoğan çetesi gibi başka çeteler var mı? Bu ve benzeri olayların bir daha yaşanmaması için nasıl önlemler alacaksınız? Sorular uzatılabilir ama biz önemle vurgulamak isteriz ki bu vahim olay birkaç vicdan ve ahlak yoksunu sağlık çalışanının, hastane yöneticisinin suça karışmasından ibaret olmadığı gibi bu kişilerin cezalandırılması ile geçiştirilecek ve telafi edilecek nitelikte de asla değildir. Bunu çok aşan ve sistemle ilgili ciddi bir sorunla, ülkemizde yıllardır uygulanan sağlık politikalarının iflasıyla karşı karşıya olduğumuz açıktır” diye konuştu.

‘ADALET BEKLİYORUZ’
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde özveriyle çalışan ve bebeklerin yaşamı için mücadele eden çok sayıda değerli hekim ve sağlık çalışanı olduğunu kaydeden Okçu; “Gecelerini gündüzlerine katarak görev yaparken toptancı bir bakışla suçlanmayı ve hedef gösterilmeyi hak etmemektedirler. Evet öfkeliyiz, güvensiz hissediyoruz, adalet bekliyoruz, yoğun duygular içerisindeyiz ama bütün bu yaşananlar sonucunda yeni bir sağlıkta şiddet dalgası oluşmasına da müsaade etmemeliyiz. Pandemi ve afet dönemlerinde de gördüğümüz üzere hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hemen tamamı etik değerlere bağlıdır ve görevini en iyi şekilde yapmak için çabalamaktadır. Bu vesileyle, topluma karşı görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının arkasında olduğumuzu da vurgulamak istiyoruz” dedi.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ