HABER: Ziya GÖKERKÜÇÜK
FOTOLAR: İsmail DEMİRAY
Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaraş, Karaağaç’ta Trakya Müzesi ve Mübadele Müzesi açılması gerektiğini söyledi.
Edirne Yerel Tarih Grubu her ayın ilk Cumartesi günü yaptığı geleneksel toplantılarının Aralık ayı toplantısını gerçekleştirdi. Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan toplantının konuşmacısı Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaraş oldu.
Yerel Tarih Grubu adına toplantıyı açan Yerel Tarih Grubu Sözcüsü Şükrü Akıllı toplantının amacını ve işlevini aktardı. Akıllı, “Edirne ve Saros’daki Arkeolojik Çalışmalar” başlıklı sunumun önemini belirtti. Şükrü Akıllı; hepimizin yazları dinlenme bölgesi olarak bildiği bu bölgenin tarihi öneminin bilinmemesi nedeniyle taş ocakları ve benzeri işlevlerle her gün talan edildiğini, tarihten koparıldığını belirtti.
Yerel Tarih Grubu’nun Aralık ayı buluşmasının konuğu olan Prof.Dr.Ahmet Yaraş; “Görev yaptığım bölgenin ekmeğini yediğim için Trakya’ya katkı sunmak görevimdir bilinciyle uzmanı olduğum konuda uğraş veriyorum, öğrendiklerimi sizlerle paylaşıyorum ” diyerek konuşmasına başladı.
2024 yılının Edirne’nin 1900. Kuruluş Günü olduğunun Edirneliler tarafından bilinmediğini ve o kültüre ait eserlerin gün yüzüne çıkarılmamasının eksikliğini belirten Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’den Prof.Dr.Ahmet Yaraş, bunu sahiplenmek gerektiğini söyledi.
Kente adını veren Hadrianus’un ve devamı kültürlerin her yerleşim yeri gibi burada da bir tapınma merkezi olduğunu belirten Yaraş, bunun da alanın en yüksek yeri ve sonrasında Selimiye gibi anıt eser olan yapının altında olabileceğini kaydetti. Yaraş, Selimiye Meydan düzenlemesi sırasında Roma ve Bizans dönemine ait eserlerin tespit edildiğini sözlerine ekledi.
Makedonya Kulesi onarımı için bir plan yapıldığını ancak plan dışı işlerin de olduğunu belirten Ahmet Yaraş yine de güzel bir sonuca ulaşılacağına inandığını belirtti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1921 yılında Edirne’de müze kurulması için girişimde bulunduğunu ve 1924-1925 yıllarında kurulduğunu belirten Yaraş, daha 1936 yılında Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel’e Trakya’da çalışma görevi verildiğini söyledi. 1920’li yıllardaki idarecilerin tarihe bakışı ile bugünkü idarecilerin bakışı arasında farka dikkat çeken ve bunun sorumlusunun da toplum olarak bizler olduğumuzu belirten Yaraş, kentlerdeki sivil örgütlenmelerin kendilerini geliştirerek idarelerden bunları talep etmesinin önemini vurguladı. Kente, yöreye sahip çıkmanın kentliler ve yörede yaşayanların yurttaşlık görevi olduğunu belirten Yaraş, belirli bir süre yörede görev yapan akademisyen ve bürokratları yönlendirenlerin bölge insanları olmasının önemini vurguladı.
Osmanlı tarihinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Yaraş, ancak tarihin bir dönemle sınırlı olmadığını ve öncesinin de olduğunu belirtti. Kentte saygı ile anılan vali olarak tarihte yerini alan Fahri Yücel’in Edirne’de ilk kez arkeopark kurma girişiminde bulunduğunu belirten Ahmet Yaraş, bugün akademik uzmanların bile kentte kazı ve restorasyon yapılan alanlara giremediğini belirterek, Edirne Kent Konseyi tarafından verilen dilekçeye yanıt bile verilmediğini sözlerine ekledi.
1966’da Edirne´de kurulan Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Türkiye ve Balkanlar konularında çok sayıda bilimsel toplantı düzenlenmesine öncülük ettiğini ancak daha sonraları işlevsiz hale getirildiğini belirten Ahmet Yaraş, bu binanın bir süre önce Üniversitenin Millet Kıraathanesi olarak düzenlendiği hatırlattı.
SAROS’TAKİ ÇALIŞMALAR
Saros’da arkeoloji çalış-malarının çok az yapıldığını vurgulayan Yaraş, önceki Vali Hüseyin Kürşat Kırbıyık’ın izniyle Mecidiye Kalesinde başladığını söyledi. Yaraş, daha sonra bu çalışmanın durdurulduğunu belirterek, ne üniversiteden ne de belediyeden hiçbir katkı sun-mamasını anlayamadığını dile getirdi. Yetkili makamların Saros bölgesinde hiç olmazsa yüzey araştırması yapımına izin vermesi ve destek olması gerektiğini söyleyen Yaraş, Mecidiye Kalesi’ndeki çalışma sonrasında yarım kalan çalışmaların definecilere kolaylık sağladığı konusunda kuşkusu olduğunu kaydetti.
Prof.Dr.Ahmet Yaraş, bu bölge için çok çalışma yapılmasının gereğini vurguladı. İbrice Limanı’nın yakınlarında yanında mutlaka bir kent olduğunu ve bölgede 2-3 antik kent daha olduğunu bildiren Ahmet Yaraş, hiç olmazsa bu alanda yüzey araştırması yaparak Edirne Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescil edilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Avrupa uygarlıklarının Anadolu’ya ulaşımında iki yol izlediğini ve bunların birisinin Bulgaristan üzerinden gelen askeri yol (Via Militaris) diğerinin de Saros’un kuzeyinden geçen antik yol (Via Egnetia) olduğunu, bu yolların antik dönemde olduğu gibi bugün de kültür yolu rotaalrı açısından çok önemli olduğunu belirten Yaraş, bu yolların İstanbul’a kadar gittiğini ve bu çizgideki yerleşim alanlarının birlikte bu rotayı geliştirerek kültür turizmine ciddi katkı yapabileceklerini söyledi.
Toplantının sonunda, yerel bilginlerin, meraklıların akademisyenlerin en çok başvurduğu saygın kişiler olduğunu belirten Ahmet Yaraş, Edirne’nin yerel bilginlerinden biri olan Merhum Tayyip Yılmaz Hocamızı saygıyla anıp, ölümünden dolayı üzüntüsünü ve onunla tanışmaktan onur duyduğunu belirtti.
Kentimizde değil ama Türkiye genelinde çağdaş çok güzel müzelerin açıldığını ancak bu düşüncenin ne yazık ki, Trakya’ya uğramadığını söyledi. Yaraş, otuz yıldır, Müzecilik dersi veren bu konuda yazıp çizin bir akademisyen olarak Trakya’daki arkeoloji müzelerinin hacim olarak son derce yetersiz olduğu bazı kurum müzelerin ise kime neye hizmet ettiğini anlayamadığını söyledi.
Trakya’da bölgeye yakışacak şekilde Karaağaç’ta Trakya Müzesi ve Mübadele Müzesi açılması gerektiğini, halkın bunu talep etmesini aktaran Yaraş, bunun için de yöredeki kişi ve sivil kurumların taleplerini ısrarla belirtmelerinin yararlı olacağını sözlerine ekledi.
İzleyicilerden gelen sorulara verilen yanıtlar sonrasında Prof.Dr.Ahmet Yaraş’a çiçek verildi ve teşekkür edildi.