Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der). Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Kartalkaya otel yangını faciasında yaşamlarını yitiren öğrencilerin, hangi illerde, hangi okullarda olduğunu tespit etmesini, öğrencilere etkilenme durumuna göre psikolojik yardım çalışmasını ivedilikle planlamasını talep etti.
Veli-Der Edirne Şubesi’nce yapılan yazılı açıklamada, yaşanan faciadan yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen MEB’in konuya dair bir açıklama yapmadığına tanıklık ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“21 Ocak 2025 Pazartesi Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında 36’sı çocuk 78 yurttaşımızı yitirdik. Yangında hayatlarını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla anarken yakınlarını kaybedenlere sonsuz sabır, yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar dileriz.
Yangın faciası bize denetimsizliğin ve ihmallerin ölüm getirdiğini göstermiştir. Kamunun denetim vasfını yitirmesi, sermayenin kar ve rant düzenine yol açmış bu da canların yitirilmesine sebep olmuştur. Sermaye düzeni insanı, yaşamı değersizleştiren sayı, rakam gören anlayıştır ve bu düzen hayatlarımıza, en temel yaşam hakkımıza kast etmektedir.
Yaşanan facia yetkili ve sorumlu tartışmasına hapsedilmeye çalışılırken, yurttaşlarımız en sevdiklerinin cenazesini bulmaya, morg önlerinde en sevdiklerini teşhis etmeye çalışıyordu.
Yaşanan facia öyle büyüktü ki yakınlarının cansız bedenine sarılabilen kendini şanslı sayıyordu.
İnsan var olduğundan bu yana doğal afetlerden savaşlara, şiddetten kazalara birçok afet, kriz gibi ‘travmatik yaşantı’ olarak adlandırılan olağanüstü olaylara tanık olmuş, bunlara maruz kalmıştır. Ancak son yıllarda çocuklarımızın, gençlerimizin maruz kaldığı, tanık olduğu bazı olaylara bakıldığında: okul servis kazaları, depremler, seller, yangınlar, çığ faciası, artan aile içi şiddet, istismar vakaları, ekonomik krizler ve cinnet vakaları olduğunu görmekteyiz. Tüm bu yaşananlara bakıldığında çocuk ve ergenler için ruh sağlığını tehdit eden, son derece zorlayıcı olayların sistematik olduğunu görüyoruz. Ülkemizde insan yaşamının artık sudan ucuz olduğu gerçeğiyle baş edemez noktadayız.
En son Kartalkaya yangın faciasında da gördüğümüz gibi 36 çocuğumuz, Türkiye’nin çeşitli illerinden tatil için geldikleri otelde yaşamlarını kaybettiler. Hayata, okullarına, sıralarına dönemeyecekler. İnsan eliyle, alınmayan önlemler yüzünden hayattan koparıldılar. Bu acı 36 çocuğumuzla ve yakınlarıyla sınırlı değil elbette. En temel yaşam hakkı tehdit altında olan bir çağ nüfusundan bahsediyoruz. Yetişkinlerin dahi baş etmesinin güç olduğu felaketler, çocuklar için, geleceğimiz için tehdit oluşturmaktadır.
Hal böyleyken, yaşanan faciadan yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen MEB’in konuya dair bir açıklama yapmadığına tanıklık ettik. Bu elim facianın MEB’in gündeminde olup olmadığını, kaybettiğimiz 36 öğrenci ve eğitim emekçisine dair bilgi sahibi olup olmadıklarını bilmiyoruz.
Okulların açılmasına bir hafta kala okul arkadaşlarını sıralarında göremeyecek çocuklara kurulacak sözü bilmiyoruz!
Olağanüstü durumlarda çocukların ruhsal sağlıklarının korunmasına yardımcı olmak ve psikososyal destek sağlamak gibi gündemleri var mı, bilmiyoruz.
Ama şunu biliyoruz ki siyasi iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrencilerimizin ve memleketin geleceğine dair sorumlulukları vardır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, yangın faciasında yaşamlarını yitiren öğrencilerimizin, hangi illerde, hangi okullarda olduğunu tespit etmesini öğrencilerimize etkilenme durumuna göre psikolojik yardım çalışmasını ivedilikle planlamasını talep ediyoruz. Yarım kalan hayallerin, hayatların sayısız örneklerini yaşayan öğrencilerimizin yaşam haklarına, hayatlarına ve hayallerine sahip çıkma sorumluluğunu hatırlatıyoruz.
Tek bir çocuğumuzun, öğrencimizin dahi hayattan koparan ihmallere tahammülümüzün kalmadığını ve adil yargılanma olmadan ruhsal iyileşmenin olmayacağını hatırlatmak istiyoruz. İnsanların güvenli bir yaşam sürebilmek, bedensel ve ruhsal sağlıklarını korumak devletin sorumluluğu olduğunu hatırlatmak istiyoruz.”