DOLAR 34,4252 0.26%
EURO 36,4339 0.54%
ALTIN 2.838,790,17
BIST 9.470,910,54%
BITCOIN 3074055-1,10%
Edirne

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

76 okunma

RUSYA GÜNCESİ -11- Kitap kokusu ve sanatla büyümek

ABONE OL
10 Kasım 2024 17:04
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Gönül UYANIKTIR

Petersburg’u görmeyen biri için kenti tam anlamıyla anlatmak imkansız, hatta ziyaret için giden birinin bile anlaması zor! Elbette görsel hafızamıza kazınan önemli sahneleri unutmak mümkün değil. Bu sahneler yaş gibi önlenemez nedenlerle silikleşse de St. Petersburg gerçekten unutulmaz, gördüğüm ülkeler ve şehirler arasında en muhteşem olanı. Çok çok iyi korunmuş, savaşlar ve iç kargaşalar nedeniyle tahrip edilen yerler tekrardan yapılmış. Bu korunmada yasalara bağlılık, kültür, sanat akımlarının izlenip uygulanmasının ve de Çar Büyük Petro’dan itibaren (Deli Petro) az ya da çok tüm yönetenlerin büyük payı var.
Annelerinin elinden tutup Kitaplar Evi’ne getirdiği çocukların, parmak uçlarıyla raflara uzanıp kitap seçmesini unutmam mümkün değil! İlkokulu Pekiyi dereceyle bitirdiğimde Nuri amcamın hediyesi Pinokyo’yu aldığında yaşadığım sevinci hatırladım. Saraçlar Caddesindeki Peşinci Kitap Evi’nin vitrininde, gözlerimle okşayıp bana geleceği günü beklerdim hep!


SİNGER KAFE VE KİTAPLAR EVİ
Rehberimiz Said bey, Nevsky Caddesi üzerinde, Kazan Katedrali ile adeta yüz yüze bakan görkemli bir binayı göstererek “Burası Singer Kafe ve Kitaplar Evi” diyor. Giriş de çıkış da çok kalabalık… Singer’in bir Alman markası olduğunu biliyorum ama, St. Petersburgda bir ofis binası olduğunu o sırada öğreniyorum. Hatta Singer markası o dönem Petersburgda bir gökdelen inşasına niyetlenmiş ama, o dönemde (bugün Hermitage Müzesi) Kış Sarayından daha yüksek yapıya izin olmadığı için daha alçak bir bina olarak inşa edilmiş. Bu karardan da; şehrin nasıl koruma altına alındığını anlamak mümkün !
Uzun süre Singer`in idari ofisi ve kadınların dikiş diktiği atölyelere sahip olan bina Rus Devriminden sonra bir yayın evine verilmiş. Bina, bugün de kitapçı ve üst katlarda da Singer Cafe olarak hizmet veriyor. Altı kat yüksekliğinde olan ‘Kitaplar Evi’nin ana kapısı sürekli arı gibi işliyor. Okuldan çıkan öğrenciler, mesai sonrası işten çıkan çalışanlar, çocuklarının elinden tutmuş anneler, bastonla gelen yaşlılar, kısaca toplumun her kesiminden insan, kafede kitap raflarının önünde kitap karıştırıyor, aradığını bulan sessiz bir ortamda rahat koltuklarda seçtiği kitabı okumaya başlıyor


Kitapların hepsi Rusça olduğu, ben de en iyi Türkçeyi bildiğim için birkaç fotoğraf albümü alıp karıştırıyorum. Oturup bir süre gelen gideni izlerken de düşünüyorum. Bu kadar büyük ve binlerce kitapla dolu bir ortama koşu koşa gelen insanlar, okuma yazma bilemeyecek yaşta kitap karıştırmaya, kitap kokusu almaya alıştırılan çocuklardan oluşan bir toplum cahil kalabilir mi!?
Serbest zamanımızda Nevsky Caddesinde merdivenle inilen Alman menşeli, çakma bir Rus marketine giriyoruz. Mağazanın heybeti ürkütücü…! Dünyanın dört bir yanında üretilen sebzeler, tropik meyveler, bakliyatlar, gözünüzün önünde istediğiniz yemeği pişiren aşçılar, aklınıza ne gelirse her üründen yüzlerce marka, yani yok, yok! Kasiyer ve çalışanların çoğu Türk kökenli Ruslar, onlarla Türkçe konuşuyoruz. Meyve sebzenin üzerindeki fiyatların sadece 100 gram ürüne ait olduğuna hayret ettiğimiz bir sırada, iki genç kız çekingen, bize yaklaşıyor. Uzun boylu olan ‘Ben de Türküm’ diye söze başlıyor, peşinden de bizim soru yağmurumuz…!


Genç kızın adı Elif, İstanbul’dan gelmiş ve iki yıldır bu şehirde bale eğitimi alıyormuş. Yanındaki arkadaşı Romanyalı, ikisi de sevimli, güler yüzlü gençler. Romanyalı genç kız birlikte fotoğrafımızı çekiyor. Elif’le tanışmak Petersburg’daki dördüncü ve son günümüzün güzel bir anısı oluyor.
Dönüş saati yaklaştıkça tatsızlaşıyorum. Sabah otelden çıkarken valizlerimizi aldığımızda heyecanlı ve mutluydum aslında. Ama her dönüş bende hüzün yaratıyor. Uçağımız gece yarısı kalkacak, ondan önce yemekli ve bir gösteri izleyeceğimiz ‘gala gecesi’ var.


Zarif dekoratif süslemelerin, bitkisel desenlerin, kıvrımların hakim olduğu Avrupa- Rus tarzında Troyka Restorana girişte büyük yemek salonunun yarı yarıya dolu olduğunu gördük. Rezervasyonla hizmet veren ve hayli pahalı restoranın haftada sadece 3 gece açık, hafta içi kapalı olduğunu olan öğrendik. Masamızın karşısında büyükçe bir sahne yer alıyor. Bölgedeki 7 bin 825 restoran arasında 5 üzerinden 4.5 puanla 21’nci sırada yer alan, Troyka Restoran’ın ilginç yemekleri var. 1978’den beri faaliyette olan restoran, davetler ve tur grupları arasında çok popüler. Örneğin bizim gruba ait uzun masanın yanında 10-15 kişilik hepsi erkeklerden oluşan bir Türk Grup ile kalabalık bir çekik gözlü grup daha var. (Milliyetlerini bilemediğim için çekik gözlü genellemesi yapıyorum)
Yemek servisinin rahatladığı sırada sahnenin perdesi açıldı ve 25 ülkede turne yaptığı söyle-nen dansçılar Rus Müziği eşliğinde, minik giysiler içinde yarım saat kadar bir gösteri yaptı. Rusya gezinin son durağı olan Troyka’dan saat 23.00’de çıktık ve tur otobüsümüz bizi Petersburg Hava Limanına götürdü. Nedenini bilmediğim bir şekilde, görevliler pasaportum ve vizemi incelemeye uzun bir zaman ayırdılar. Bir arkadaşımız hafif bir fenalık geçirdi ama sonunda sağ salim uçağımıza bindik.
Sonrası malum, herkes mutlu ve yeni bir seyahat için heyecanla evlerine döndü. Sanırım sırada önce Kıbrıs, yeni yılda da ikinci kez Mısır var. Ekibin yarısı da şimdiden hazır…!
“TEŞEKKÜR : ELYD olarak 24-30 Ekim 2024 tarihleri arasında Moskova ve St. Petersburg şehirlerini kapsayan Rusya Gezimize katılan 1974 mezunumuz olarak seyahat izlenimlerinizi, tarihsel kronolojik bilgileri ilave ederek gazetenizde yer vermeniz camiamız ve Edirne Halkı olmak üzere daha geniş kitleler ile paylaşım yapmanız nedeniyle takdir ve teşekkürlerimi sunarım. (ELYD Genel Başkanı CEVAT İŞLİK)”
(TEŞEKKÜR : Edirne Lisesi’nden Yetişenler Derneği (ELYD) Onursal Genel Başkanı ve Edirne Lisesi Eğitim Vakfı (ELEV) Genel Başkanı Atıl Erman’a ve uzun yıllardır geleneksel hale getirdiği ufuk açıcı Kültür Turları’nın devamını sağlayan ELYD’nin yeni seçilen Genel Başkanı Cevat İşlik’e, her an yanımızda olan gezinin sorunsuz geçmesinin mimarlarından ve yazımda bol bol fotoğraflarını kullandığım Rehberimiz Said Köseoğlu’na, yerel rehberlerimize, seyahat arkadaşlarıma teşekkür ederim.
(SON)

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ