
Trakya Kent Konseyleri Birliği Başkanı ve Kırklareli Kent Konseyi Dt. Yasemin Ertaş, “Bizler yaşam alanlarımızı, toprağımızı, ormanlarımızı, meralarımızı, kıyılarımızı, su varlıklarımızı, tapulu arazilerimizi ‘gelin alın’ demeyeceğiz” diyerek, OSB’de Halkalı Kağıt, Kula Köyü’nde Koza Altın Madeni, Kuzulu Köyü’nde Oftaş Kalker Ocağı’na karşı olduklarını bildirdi.
Kırklareli’nin Kula Köyü sakinleri ve ÇED toplantısınaa katılan tüm yaşam savunucuları hep birlikte Köyümüzde maden ocağı istemiyoruz” dedi. Dt. Yasemin Ertaş, yaptığı açıklamada, 24 Temmuz’da yapılan bilirkişi incelemesinde yaşam alanlarını, su kaynaklarını, doĝal yaşamı ve geleceĝi tehdit altına alma riski taşıyan hususlarda itirazlarını sunmak üzere Kırklareli Kent Konseyi yürütme kurulu üyesi Av .Ozan Topuz ve Kırklareli Barosu Çevre komisyonu üyesi Av. Dilara Gürel ile birlikte OSB’de Halkalı Kağıt, Kula Köyü’nde Koza Altın Madeni, Kuzulu Köyü’nde Oftaş Kalker Ocağı için gerçekleşen keşiflere birçok sivil toplum kuruluşunun çevreye duyarlı temsilcileriyle birlikte katıldıklarını belirterek şunları söyledi:

“OSB Halkalı Kağıt keşfinde davacı bilirkişiler
OSB’ de yer alan 123 fabrikanın 1 yıllık toplam su tüketiminin açılmak istenen kağıt fabrikasının yıllık su tüketiminin yarısı olduğunu vurguladı .
Kullanılacak su miktarı Kırklareli halkının yıllık toplam su tüketiminin de yarısı!
Trakya’da Ergene Havzası’nda yer altı sularının yüzde 80-85 seviyede azaldığını farklı disiplinlerden bilim insanları çalışmalarıyla ortaya koyarken alarma geçmemiz gereken bir süreçte çevreye duyarlı ve sorumlu olma bilinciyle kurulduğunu iddia eden firmanın Kırklareli OSB de yasaklı sanayi kollarından biri olmaması ironiktir.
Kömür ve kömürden kaynaklı sorunlara karşı ayrıştırma sistemi ve filtrasyon yapılacak dense de çevre ye yayılacak tehlikeli partiküllerin teneffüs edilmesi büyük tehlikedir. Alan içinde kreş, meslek okulu ve 25 bin çalışanın olması, 67 dönüm alanın imar planlarının yapılarak yerleşime açılmasının gelecekte halk sağlığı sorunu yaratacağı söylenmiş, bilirkişi heyetinde halk sağlığı uzmanına da yer alması talep edilmiştir.
Kula ve Kuzulu tarım ve hayvancılıktan başka geçim kaynağı olmayan köylerimiz .
Yapılmak istenen altın madeni ve kalker ocağına karşı bilirkişi keşfinde gördük ki, biyolojik çeşitliğin her seviyesinde zengin, farklı ekosistemlere sahip yaşam alanlarımız, çok sayıda türü barındırdıkları için hedef durumdadır. Trakya arısı, Kırmızı Orman karıncası gibi pek çok endemik tür yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Tükenen kaynaklar konusunda bilim insanlarının elde ettiği ölçülebilir değerler, kırsal yaşamın pratiğiyle örtüşürken, firma ÇED raporlarını hazırlayan bilirkişilerin kurumlardan aldığı verileri öne sürerek verdikleri olumlu kararları büyük bir çelişkidir.
Gözümüzün gördüğü susuzluk!
3 keşif sonucu davaların ana konusu gördük ki ‘Yaşam kaynağımız su’
Bizler yaşam alanlarımızı, toprağımızı , ormanlarımızı, meralarımızı , kıyılarımızı, su varlıklarımızı, tapulu arazilerimizi ‘gelin alın’ demeyeceğiz. Bizler köylümüzün yanında mülksüzleştirmeye, köksüzleştirmeye, işgale ve üzerinde yaşadığımız topraklardan sürülmeye sessiz kalmayacağız. Anayasamızın bize verdiği hak ve ödev doğrultusunda yaşamı ve yaşam alanlarımızı koruyacağız.
Dağımızı vermiyoruz. Ormanımızı vermiyoruz. Suyumuzu vermiyoruz. Bağımızı vermiyoruz.”