Gönül UYANIKTIR
Yeniimaret Birinci Çıkmaz Sokak’ta evleri bulunan toplam sekiz aileden biri Burgazlı Ailesiydi. Naim Burgazlı ve eşi Muzaffer Burgazlı’nın iki oğulları vardı. Mustafa ve Mehmet… İkisi de zeki çalışkan çocuklar… Daha sakin görünümlü Mustafa mühendis oldu. Daha dışa dönük olan Mehmet ise Tıp alanına yöneldi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinin (1992) ardından, 1995 yılına kadar İstanbul’da uzmanlık eğitimini tamamladı. Doktor Mehmet Burgazlı şu anda Almanya’nın Wuppertal kentinde kendisine ait bir Tıp Merkezi’nde İç Hastalıkları Uzmanı olarak mesleğini sürdürüyor Ama aklı fikri Edirne’de!…
CESARET BİLE EDİLEMEYENİ DR. MEHMET BURGAZLI YAPTI
Bu yazının öznesi de Dr. Mehmet Burgazlı. Çok çeşitli hobileri de olan Mehmet 1968 İstanbul Üsküdar doğumlu… Yeniimaret Mithatpaşa ilkokulu, Birinci Murat Ortaokulu, Edirne Lisesi ve T.Ü Tıp Fakültesi mezunu… 1995 yılına kadar İstanbul’da uzmanlık eğitimi aldıktan sonra Almanya’ya gidip mesleğini icra etmeye başladı. Bir süre sonra kendi tıp merkezini kuran Mehmet Burgazlı, halen Wuppertal’deki kendisine ait Tıp Merkezini yönetiyor ve İç Hastalıkları Uzmanı olarak yaşamını ve mesleğini sürdürüyor.
ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYAN GİRİŞİMCİ ÇOK AZ
Mehmet Burgazlı ana vatanına uzak olsa da Edirne için elini taşın altına koyan bir isim. Edirne’nin tarihi dokusunda önemli yeri olan kendine ait, tarihi eser konumundaki konakları restore edip Edirne’nin kültürel mirasına değer katmayı sürdürüyor. Bu çalışmalarının en görünür olanı ise 1884 tarihinde Dertli Musta Bey diye anılan, uçsuz bucaksız topraklara sahip yörenin en zengini tarafından yaptırılan 17 odalı 140 yıllık konak! Bu konak Edirne’de resmi binalardan ayrı olarak, şahıs tarafından yaptırılan en büyük (sivil) konak olma özelliğini taşıyor. Dertli Musta Bey’in varislerinden sonra öğretmen Sadiye ve öğretmen Salih Zorlutuna’nın yaşadığı konağın üçüncü sahibi olan Dr. Mehmet Burgazlı, gelecekte konağı otel olarak Edirne turizmine kazandırmayı amaçlıyor.
DR. BURGAZLI TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK OYUNCAK KOLEKSİYONERLERİNDEN “HEDEFİM OYUNCAK MÜZESİ”
Doktor Burgazlı ayrıca hobi olarak başladığı özellikle tarihi değeri olan oyuncakları biriktiriyor. Şu anda Türkiye’nin en büyük oyuncak koleksiyonlarından birine sahip ve bir ‘Oyuncak Müzesi’ hayalini gerçekleştirmek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Koleksiyonunda dünyanın çeşitli ülkelerinden oyuncaklar bulunan Burgazlı hayallerini teker teker gerçekleştirmenin heyecanını taşıyor.
ÇALIŞMALAR OLCAY KUTLU GÖZETİMİNDE SÜRÜYOR
Restorasyon çalışmalarını ve bütün aşamaları Olcay Kutlu’nun takip ettiğini kaydeden Burgazlı, “Olcay Kutlu restorasyonun bütün aşamalarının takibini yapmakta. Edirne’nin şahıs tarafından yapılan en büyük konağı olma özelliğine sahip konağın restorasyonunda işinin ehli uzman kişi ve ekiplerle çalışıyoruz. Tüm bu faaliyetler Olcay Kutlu’nun gözetiminde yürütülüyor” dedi. Kendisi de ayda en az bir kez Edirne’ye gelen Dr. Mehmet Burgazlı çalışmalara ilişkin olarak da şunları söyledi,
KONAK EDİRNE TARİHİ VE EDEBİYATIMIZ AÇISINDAN DA ÖNEMLİ
“Konağın restorasyonuna 2022 yılının Mayıs ayında başladık. Gerekli hazırlıklarımızı ve izinlerimizi aldıktan sonra zor bir restorasyon sürecine girdik. Zor olmasının nedeni binanın çok fazla hasar görmüş olmasıydı. Halen ahşap işlerimize ve diğer çalışmalarımıza binanın iç kısımlarda devam ediyoruz. Kış dönemi nedeniyle üç aylık bir dönem çalışmalarımıza ara vermek zorunda kalacağız. Sonrasında tahminen 6-8 ay arasında tüm çalışmalarımızı tamamlayacağımızı umuyorum. 1884 yılında yörenin en zengin toprak sahibi olan Dertli Musta Bey tarafından yaptırılan konağın sadece Edirne kent kültür mirasında değil edebiyat tarihindeki yeri de önemlidir.
ÜNLÜ YAZAR ŞEVKET SÜREYYA’NIN BABASININ İZLERİ VAR
Edirneli ünlü yazar Şevket Süreyya Aydemir’in babası Çiçekçi Mehmet Ağa bu konakta uzun yıllar bahçıvan olarak görev yaptı. Büyük toprak sahibi Musta Bey; oğlu Hacı Nuri Bey’in Bulgar komitacılar tarafından fidye karşılığı kaçırılıp öldürülmesi üzerine “Dertli” diye anılmaya başladı ve kent tarihinde yerini aldı. “
Edirne kültürü, tarihi açısından çok önem taşıyan bu yapı geçmiş günlerinin ihtişamına kavuşmak için gün sayıyor. Kentin tarihi dokusunu ayağa kaldırma azminde olan az sayıdaki Edirneli girişimci iyi ki varlar…!
Yeniimaret Birinci Alişpaşa Çıkmaz sokaktaki son ev bizim önceden oturduğumuz tek katlı kargir evdi. Karşımızda arka sokağa çıkan bir kapısı daha olan Şabi (Söz)Dede ve Naciye (Söz)Hanım teyzenin evleri. Onun yanında Şuayip ve Mukkadder Topyan’ın çiçekli bahçeli güzel evi.
Epi topu 100 metreyi bulmayan Aliş Paşa Birinci Çıkmaz Sokağın başındaki evde, Muzaffer ve Naim Burgazlı oturuyordu. Sokağımız küçüktü ama çoğu kız, kalabalık bir çocuk potansiyeline sahipti. Yıllar önce “Bizim Sokağın Kadınları” isimli bir yazı dizisi hazırlamıştım. Bizim sokağın çok zengin bir insan çeşitliliği vardı. Çoğu Balkan Coğrafyasından (Musullu babaannem hariç) gelen insanlar bu semtte yaşama tutunmuş, çocuk torun sahibi olmuştu.
O yazı dizisinin sonlarına doğru bir gün “Bizim Sokağın Çocukları”nı da yazmaktan söz etmiştim. Çünkü sekiz haneli sokağımızın çocuklarının tümü de kendi alanlarında çok başarılı isimler oldu. Bu anlamda bir yazı dizisi yapamadım! Buna karşın, Bankacı, Fotoğraf Sanatçısı, Yazar, koleksiyoner Ahmet Gökhan Demirer, Prof. Kudret Topyan (Amerika), Enis Demirer (Kanada’da doktora) ve Dr. Mehmet Burgazlı’dan (Almanya) epey feyz aldım. Ama hepsi de bu değil!
Bizim evde yedi çocuk (Gönül, Gülay, Nazan, Sinan, Gülseven. Canan, Cem) komşularımızda Kudret ve Nedim Topyan, onların bir arka bahçesinde Ahmet Gökhan Demirer, kardeşi Gül Demirer Demirhan ve sokağın diğer çocukları Esma Topyan Deniz (Öğretmen), Kadir Topyan (Emekli Memur), Yılmaz ve Yalçın Söz İşletmeci) Aydın Yüknü (Gümrükçü), Ayhan Yüknü (Komisyoncu), Ayla Yüknü (Emlakçı), Aycan Yüknü, Varol Ürenden (Em. Memur), merhume Serpil Ürenden Ormantepe (Bankacı), merhume Selma, Süheyla (Emekli Bankacı), Fatma ve Belgin Uçurtan, Mustafa Burgazlı (Mühendis) ve Mehmet Burgazlı Doktor- Oyuncak Koleksiyoneri…) Uzunca bir süre bizim sokakta yaşayan merhume Hamide ve merhum Necati Yılmaz’ın çocukları Yaşar Yılmaz Demirkıran, Hanife Yılmaz Soyüsü ve Sinan Yılmaz da bizim çocuklardan… (inşallah kimseyi unutmamışımdır)
İşte bizim sokağın bazen darılmalı ama kısa sürede barışmalı: 0özgürce koşup oynamanın, ip atlamanın taş oyunları, saklambaç, evcilik oyunlarının kralını bilen güzel insanların yaşadığı, sabahları kızların sokağı baştan sona ıslatıp süpürdüğü zamanların unutulmaz güzellikteki anıları…!