DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BIST 9.771,16-1,67%
BITCOIN 18380120,57%
Edirne
27°

AÇIK

05:01

İMSAK'A KALAN SÜRE

213 okunma

116.000!

ABONE OL
26 Haziran 2024 14:08
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Hazine ve Maliye Bakanı Sayın M. Şimşek; aylık hane gelirimizin 116.000 lira olduğunu söyledi ya havalara uçtum. Sonra emekli eşimle benim maaş kartlarımıza baktım; toplamı 36.000 lira.80.000 lira eksik.Şimşek’e göre bende olması gereken 80.000 lira yasal mevzuat ile (ç)alınmış benden.

Çünkü Sayın bakan verilerle söylüyor bunu. Koca koca bürokratlar istatistik yapıyor, ölçüyor, biçiyor.Anlıyoruz ki ülke zengin;konutları var, arazisi var, henüz bitirilemeyen KİT’leri var, hele de devletin yerli ve milli gelirlerinin %70’ini sağlayan vergiler.Mevzuata göre yoksul ve zengini ayırmayan ama zenginlerden af edilen vergi gelirleri!

Sayın bakan bunu itiraf ederken kendisini ve çevresini de gözlüyor. Adamın arkasında dünya sermayesi var. Danıştığı bürokratları da 3-4 yerde yönetim kurulu üyesi olduklarından doğal olarak aylık gelirleri bakanın açıkladığı hane halkı gelirinin 5-10 katı.

İşin özü; ülkede para var. Sorun; bu zenginliğin ilk yüzde 20’lik kesime aktarılması. İlk %20 yani yaklaşık 17 milyonu kapsayan hane gelirleri 116.000 liranın çok çok üzerinde. Çünkü gelirin %49,8’i onlarda. Bir alt gelir grubundaki %20’de gelirin %20,5’ini alıyor. 34 milyon insanı kapsayan hanelerin keyfi tıkırında. Ekonomi onlara göre iyi.

Diğer kesimler yani en alttan birinci, ikinci ve üçüncü kesimler; 51 milyon yurttaşı kapsayan %60’lık kesim zaten yok hükmünde.  En alttaki %20; gelirin %5,9’unu, alttan ikinci %20’lik kesim gelirin %9,8’ini, alttan üçüncü kesim ise gelirin %14’ünü alıyor.Toplamda %60’lık kesimi içine alan 51 milyon yurttaşın toplam geliri %29,7.

Herkesten alınıp zenginlerden af edilen yeni vergiler de geliyor şimdi. Bülent Ayan Pazartesi günü yazmıştı yeni vergileri. Durum “Padişahın Köprü Vergisi”ne kadar gidecek gibi.

Geçmişimizde de benzer durumlar vardı. 2000 öncesinin adaletsiz gelir dağılımına sebep; koalisyonlar, Kıbrıs savaşı, terör gibi nedenler deniyordu. Bu olumsuz durumlardan sonra tüm kapılar AKP’ye açıldı. Tam destek ile iktidara gelen AKP, her kesimi yanına alabilme ve gerektiğinde atabilme özelliği ile tek parti bile değil tek kişi iktidarına dönüştü. O nedenle geçmişin mazeretlerine sarılamaz. AKP bu eşitsizliğin düzeltileceği vaadi ile iktidara geldi 22 yıl önce. Ama bırak düzeltmeyi daha da derinleştirdi. Çünkü görev üstlenmiş bir proje partisiydi. Bunu anlayamadık maalesef.

Büyük çoğunluk da bu sistemin içinde belki yükseliriz, en iyi %20’ye gireriz umuduyla iktidara yanaştı, ona oy verdi, devlet soyulurken, eğitim, sağlık, barınma, hukuk gibi devleti devlet yapan ilkeler tek kişilik yönetime evrilirken bitirilmişken bireysel çıkarlarımız olacakmış gibi için üç maymunu oynadık.

Üç maymuna dördüncü maymun da eklendi 1996 yılında. Yeniköy Kültür ve Çevre Şenlikleri’nde karikatür yarışması açılmıştı. Dereceye giren bir karikatürde dört maymun çizilmişti. Duymayan, görmeyen, konuşmayan maymunların yanına koku almayan maymun da eklenmişti. Çünkü doğa katliamları hızlanmış, sermaye doğayı bozarak sermayesine sermaye eklemeye başlamıştı, iktidarların izniyle!

Yok edilmeler yetmedi. Hızla devam ediyor. Her türlü doğa katliamına şimdi de kıyılar eklendi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Özhaseki; “Denizler Halkındır” sloganıyla bir hareket başlatmış. Sahiller taranacak ve tüm kaçak yapılar tespit edilip yıkılacakmış.

Denizler de kıyılar da halkındır. Başta Anayasa ve diğer mevzuatlar böyle. Ama ormanlar, meralar, kentlerin ortak alanları gibi birçok alan halkındır, kamusal alandır. Ama hepsini işgal eden veya ettiren iktidar.

“Denizler halkındır” sloganı şirin bir cümle ve kamusallığı savunuyor denebilir. Ama unutmayalım ki özellikle AKP yıllardır el uzattığı her kesimi elma şekeri ile kandırıp kenara itmiştir. Denizlerin halkın olmasında da bir çıkarları vardır. MUÇEV (İktidarın elinde tuttuğu Muğla Çevre Vakfı) aracılığı ile Ege kıyılarını özelleştiren AKP, Edirne’de de Saros kıyılarını belediyeler veya özel idareler yoluyla özel sektöre devretmeyi planlıyor.

Vekil Sayın Aksal’da Saros kıyılarının temiz tutulmasına dair projeler yaptıklarını ve halkın da sahilleri temiz tutmasını istemiş. Doğru bir çağrı. Sahilin, köyün, kentin, doğanın ve her kamusal alanın temiz tutulmasında devlet ve halk sorumludur. Önemli olan bu temizliğin zamanında ve kamusal çıkarlar adına yapılmasıdır. Bizler yıllarca İzzet Arseven Söğütlük Kent Ormanı’nın da temizlenmesini talep ettik ama olmadı. Sonra da ‘pis’ denilerek millet bahçesi yapılmaya çalışıldı, çalışılıyor.

İktidarın her söylediğine kuşku ile bakmamız kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü AKP bunu kanıtladı! Hanesine 116.000 lira girmeyen herkes bir olduğunda denizler, kıyılar, ormanlar, kentler ve dahası tüm kamusal da halkın olacaktır.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ