Olgay GÜLER
Edirne Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği (EDESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cingöz, geçiminin büyük kısmını tarım ve turizmden kazanan Edirne’de, Ekim ayından sonra turist sayısında ve tarım ürünlerinde yaşanacak azalışa dikkat çekip, “Şimdi çarklar iyi kötü bir şekilde dönüyor. Esas Eylül ayından sonra ne olacağını göreceğiz. Vatandaşın alım gücü her geçen gün düşüyor. Sıkı para politikası sadece dezavantajlı grupları etkiliyor. Avantajlılar için hiç önemli değil” dedi.
EDESOB Başkanı Cingöz, turizm ve tarım sektörlerinde çarkların, devam eden yaz aylarıyla birlikte bir şekilde döndüğünü belirtip, esas tehlikenin Ekim ayından sonra geleceğini söyledi. Ekim’den sonra turist sayısında ve tarım ürünlerinde yaşanacak azalışa dikkat çeken Cingöz, esnafı uyarırken hükümetin tasarruf politikasını da eleştirdi.
‘ESAS SIKINTI EKİM’DEN SONRA’
Yaz mevsiminde turizm ve tarımda belirli bir oranda hareketlenme yaşandığını kaydeden Cingöz, özellikle Ekim ayı ile birlikte maddi sıkıntıların ortaya çıkabileceğini anlattı. Cingöz; “Şu anda tarladan her türlü ürün çıktı. Tarlada sadece ayçiçeği, çeltik ve pancar kaldı. Bunların dışındaki bütün ürünler piyasaya sürüldü. Ucuz ya da pahalı olsa da alım ve satım sonucu piyasada bir hareketlilik var. Bununla birlikte turizm sezonundayız. Turizm sezonundan dolayı şu anda iyi kötü bir döviz girdisi var. Gurbetçilerin Türkiye’ye geldiği dönemdeyiz. Yarın bunların hiçbiri olmayacak. Esas sıkıntı, bu dönemden sonra ortaya çıkacak” dedi.
‘ÖNÜMÜZDEKİ KIŞ KARA KIŞ OLACAK’
Avrupa’da yaşayan gurbetçiler ve Bulgar turistlerin bu sezonda Edirne’ye döviz de bıraktığını belirten Cingöz, “Şu anda Bulgar turistlerin de gelişinde azalma var. Biz bunu gurbetçilerden dolayı sınır kapılarındaki yoğunluğa bağlıyoruz. Ama Bulgaristan’daki fiyatlar ile Türkiye’deki fiyatlar arasındaki avantaj kaybolduğundan dolayı gelmiyorlarsa, gurbetçi sezonu bittikten sonra da gelmeyecekler demektir. Herkes gardını buna göre alsın. Önümüz kış, hem de kara kış olacak” diye konuştu.
‘PARAYI HARCAYAN YÜZDE 20-25’LİK KESİM’
Ülke genelindeki fiyat artışlarına da dikkat çeken Cingöz; “Her ne kadar hükümet enflasyonu düşürmek için tedbir alıyorsa da fiyatlar bir türlü durmuyor. Fiyatların artmasını sağlayan da emekli, asgari ücretli veya sabit ücretli değil. Bu ülkede yüzde 20-25 oranında bir segment var. Parayı harcayan onlardır. Onlar için fiyatların ne olduğu hiç önemli değildir. Çünkü çok ciddi paralar kazanıyorlar. Bu faizler düşmediği sürece fiyatlar da stabile gelmez. Havadan para kazananlar da harcamayı durdurmaz” şeklinde konuştu.
‘ÇIKIŞ HARCI TÜKETİCİYE YANSIYACAK’
Türkiye’den yurt dışına çıkış harçlarının 150 TL’den 500 TL’ye yükseltilmesinin de tüketiciye yansıyacağını dile getiren Cingöz; “150 TL’den 500 TL’ye çıktı. Hatta ilk etapta 3 bin TL, bin 500 TL konuşuldu ve sonunda 500 TL’de karar kılındı. Vatandaş buradan oraya çıkarken ticaret yapmak için gidiyorsa 500 TL çıkış parası ödeyecek. Bu kime yansıyacak? Ticaretini yapan kişi, bunu ürüne yansıtacak. Sonunda bütün yük tüketicinin sırtına biniyor. Burada mağdur olan tüketicilerdir. Ama bazı tüketiciler için de fiyatların ne olduğunun hiçbir önemi yok” ifadelerine yer verdi.
“ALIM GÜCÜ HER GEÇEN GÜN DÜŞÜYOR”
Eylül ayından sonra piyasalardaki fiyat politikalarıyla birlikte asıl tablonun netleşeceğini sözlerine ekleyen Cingöz; “Şimdi çarklar iyi kötü bir şekilde dönüyor. Esas Eylül ayından sonra ne olacağını göreceğiz. Ekim’den sonra sebze fiyatları kaça çıkacak? Şu anda sebze var. Bazıları satamıyor ve çöpe atıyor ya da hayvanlara yediriyor. Ekim’den sonra bunların hiçbiri tarlada olmayacak, hepsi seralarda yetişecek. Tarlada yetişen ürün ile serada yetişen ürünün üretim maliyeti eşdeğerde değil. Eşdeğerde olsa bile bugün Karaağaç’ta yetişen bir domatesi buraya getirmek ile Antalya’da yetişeni getirmek arasındaki gider arasındaki farkı düşünüyor muyuz? Vatandaşın alım gücü her geçen gün düşüyor. En düşük emekli maaşı 12 bin 500 TL. Elektriğe ve doğal gaza yüzde 38 zam geldi. Ne oldu? Hükümet, sıkı para politikası uygulamanın peşinde. Sıkı para politikası sadece dezavantajlı grupları etkiliyor. Avantajlılar için hiç önemli değil” şeklinde konuştu.