DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BIST 9.549,891,94%
BITCOIN 3414550-0,37%
Edirne

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Ziya Gökerküçük

Ziya Gökerküçük

21 Kasım 2024 Perşembe

    POLİTİK HAYVANLAR!

    POLİTİK HAYVANLAR!
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Her seçilenin olduğu gibi muhtarların da mevzuattan kaynaklanan görev, yetki, hak ve sorumlulukları vardır. Seçimlerde yarışa girenler elbette bunları bilmekle yükümlüdür. Biz yurttaşlar da bunları bilerek daha güzel bir yerel istediğimizde, haklarımızı talep ettiğimizde politika ile uğraşmış oluruz.

    Aristoteles insanın en iyiye ulaşabilmesi ve yetkinleşebilmesi için örgütlü topluma, yasalara ve devlete ihtiyaç olduğunu söyler. Bu nedenle; “İnsan doğası gereği politik bir hayvandır” demiştir. Bu benzetme elbette seçmen eşittir koyun görüşünü destekleyen bir görüş değil felsefi bir yaklaşımdır. Günümüzün koyun örneği yurttaşa hakarettir.

    Politik hayvanlığın en basit göstergesi oy vermektir. Bizler sadece oy verme zamanında politik olduğumuzda iyiye ulaşma ve yetkinleşme yetersizdir. Bu nedenle her şeyimizi belirleyen politikayı her an izleyip kararlara katılma yollarını kullanmalıyız.

    Evimizdeki kararları aile bireyleri olarak alırız. Özel alan olan evlerimizden çıkınca kamusal alan olan sokaktayızdır. Kamusal alan da bizimdir. Sokağın, caddenin düzeni, mahalle sorunlarının çözümünde fikrimizi paylaşmak ve birlikte, örgütlenerek çözüme katkı sunmak politik görevimizdir. Kendi evimiz için nasıl ki “bana ne” demiyor isek hepimizin olan kamu alanları için de “bana ne” dememektir politik olmak.

    Seçimle gelenlerin en alt makamı azalık ve muhtarlıktır. Günümüzde muhtarlar merkezi veya yerel iktidarın, kurumların alt kademe memuru konumundadır. Oysa muhtarlık; yerelin en yetkili karar kurumudur. Muhtarlar yetki alanı olan yerelin gelişmesini kişisel ilişkilerle sağlamaya çalışmamalıdır. Muhtarın kendisini güçlendirmek için mahalledeki gönüllüleri bir araya getiren örgütlenmeleri arkalarına almaları gerekir.

    Muhtarlar bu örgütlenmelerden korkmamalıdır. Kent konseyi, çevre ve spor örgütleri, hak talepli aydınlanma ve mücadele kurumları ile birlikte mahallelerinden başlayan değişime önderlik etmek kendisinin de güçlenmesini sağlar. Aynı zamanda mahalledeki politik sürece katılanların çoğalmasına neden olur. Kent yönetimde yurttaşın sesi, soluğu olur. Böylece otoriter tek adamlı yönetimlerin önünü keser.

    Muhtarlar da Belediye Başkanı gibi seçimle iş başına gelen yöneticilerdir. Köy ve mahallenin sorunlarını belirleyerek bu sorunların çözümü için çalışmalar yürütür. Ancak muhtarların ekip, araç-gereç, denetim gibi icra yetkileri yoktur. Talep etme hakkı vardır.

    Seçimlere aday olan her kişinin dilinde olan “birlikte yöneteceğiz” cümlesinin en iyi ve gerçek uygulanacağı yerler mahallelerdir. O halde muhtar ve azalarının güçlü ve etkili bir öncü ekip olması başarılı bir muhtar olmanın ilk şartıdır. Muhtar; kendi yerelinde kayıtlı tüm cadde, sokak, park, bahçe, okul, cami, sağlık evi gibi kamusal alanları dolaşmalıdır. Yanmayan ampulü, bozulmuş yolu, kaldırımdaki bozulmayı görmeli, not etmeli, ilgili kuruma bildirmeli ve izlemelidir. Aynı eksiklikleri mahalleli de gözleyerek mahalle birimi ile ortaklaştığında “örgütlü toplum” olmanın güçlü ayağı oluşmuş demektir.

    Muhtarlar örgütlü mahalle bireyleri ile birlikte yereldeki ortak işlerin imece usulü yapılmasına ve tamamlanmasına da ön ayak olmalıdır. Bu olduğunda tüm mahallenin gözü, kulağı ve sorun çözme merkezi olur.

    Günümüzde muhtarlık bir meslek halini aldı. Siyasi iktidar da muhtarları kendi emrinde yönlendirerek değişik ayrıcalıklar sunuyor. Bu nedenle muhtarlığı bir meslek, kariyer edinme, geçim kaynağı gibi nedenlerle tercih edenler artıyor. Her kamusal görev için bu geçerlidir. Seçimle gelinen bu tür görevler kamusal hizmet gönüllülüğü gibi samimi nedenlere dayanmalıdır. Yerellerde Azalar, Muhtarlar, Belediye Meclis Üyeleri ve İl Genel Meclisi Üyeleri seçimle gelirler. Bu görevler bilgi ve deneyimlerini yerel hizmete sunma amacını gütmeli ve özveriyle olmalıdır. Yereller ülke demokrasisinin en önemli gelişme kurumlarıdır. Özerk yapıları bu demokratikliği ve yerelleri korumayı sağlar. Önemli olan bunu söylemle değil uygulama ile hayata geçirmektir.

    Bu görevler yurttaşın politikaya katılmasını teşvik eden görevlerdir. Seçilen kişi kendi bilgi ve deneyim dışında yerelde etkin olan bilgi ve deneyim sahibi gönüllülerden oluşan ekiplerle kendisini yetkinleştirmelidir. Bu nedenle de seçilenler “öncü politik hayvanlar” olmalıdır. Yerellerin sorunlarına; “benim işim değil, belediye yapsın, elektrik idaresi yapsın, yetkim yok, bana ne” diyen bir muhtar veya yerel idareci görev almamalı, görevden çekilmelidir. Yerellerin doğasını, tarihini, gelirini korumak yerellerde seçilen azalar, muhtarlar, belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyeleri için demokratik ve kamusal bir görevdir.