DOLAR 41,7131 0,23%
EURO 48,4247 0,44%
ALTIN 5.368,900,59
BIST 10.720,36-0,06%
BITCOIN 4985290-1,36%
Edirne
18°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

SU SUUUU

SU SUUUU
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Buçuktepe Mezarlığı’nın kapısında bir koşturmaca gidiyor. Ellerinde bidonlar, boş kovalarla kadınların kimisi mezarlığın içine girenlerle dolu bidonlarını zorlukla taşıyan kadınlar kapıda karşılaşıyorlar.

“Akıyı, akıyı mezarlık çeşmesi” diye yönlendiriyor başında yemenisi kaymış, ayağında şalvarı ve ayakları kovadan dökülen suyla ıslanmış Nazike teyze.

Bir gece önce akmayan çeşmeler yüzünden sinirlenen Nazike teyzenin genç komşusu bütün hırsını kocasından çıkarmasına karşın ellerinde bidonları şöyle bir baktıktan sonra hırsla giriyor mezarlığın kapısından içeri doğru.

Evde iki kızan, engelli olanı evde bağırır durur; “su, suuuu” diye bir de bulaşıklar dağ gibi birikmiş, çamaşırlar dersen ev dönmüş panayır yerine.

Kızanlar okuldan gelince yemek ister, önlüklerini hiç olmasa haftada bir yıkamak ister, adam dersen geceleri sokulmak ister. İster de ister iyi ama sular akmıyor, noolcak şimdi?

Mezarlık çeşmesinin başı ana baba günü gibi. Onlarca kadınlar sıra olmuşlar bekleşiyorlar. Kimisinin elinde birkaç bidon bazılarının ellerinde büyük kovalar. Gelinini ve torununu yanına almış Gülseren ablanın aşiretinin ellerinde 6 kova sabırsızca bekleşiyorlar. Çeşme de aksam bir türlü, akmasam bir türlü der gibi. Yavaş dolan bidonlar ve kovalar uzayan su kuyruğu sinirlerin gerilmesine neden oluyor.

Kıyık’ta son günlerde her evin en büyük sorunu akmayan çeşmeler. Bulaşık makinaları dolmuş, tezgahın üstünde artık evlerin bulaşıkları. Çamaşırları ise hiç sormayın, “koktuk vallaha Nazike teyze” diye söyleniyor Ayşe gelin.

Kıyık’ta kahvelerde çay olmuş 15 lira, onu bile önemsemiyor emekliler, evlerde su yok, evin kadınlarının cinleri tepelerinde. Eve gitseler yiyecekler fırçayı kahvede pineklemeye devam ediyorlar sabahtan akşama kadar.

81 masasından yeni kalkmış Postane emeklisi Yılmaz dert yanıyor arkadaşı Hüsmen’e; “Adaş işimiz zor beyaa. Evde sular yok, karının canı burnunda, yemek isterim fırça, çamaşır değiştircem sülenir durur hanım, banyo yapamadığımızdan yanına bile yaklaşamıyım hanımın, zor işimiz zor, noolcak bu halimiz bilmem artık.”

Edirne’nin gariban mahallelerinde bunlar yaşanırken yeni yerleşim yerlerinde daha az oluyor su kesintileri nedense.

Akşam olup da bidonlardan boşalan su ile ısıtılarak yıkanmaya çalışılan bulaşıklar can sıkmaya devam ediyor Edirne’nin gariban mahallelerinde.

Ama Edirne’de birilerinin de suları ısınıyor yavaştan. 1.5 yıl geçti bile.

Ne kaldı burada seçimlere?

Devamını Oku

KUBBE VE ZIMPARA

KUBBE VE ZIMPARA
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Efsanedir; Selimiye Camii inşası başlamadan önce gül bahçesinin sahibi olan kadından izin istenir.

Bahçenin sahibi kadın izin verir;

sevgiyle

Koca usta Mimar Sinan Osmanlı’nın bütün olanaklarıyla ustalık eserini yaratmaya soyunur;

sevgiyle

Osmanlı’nın imkanlarıyla başlayan Selimiye inşaatında hazinenin bile zora girdiğinden söz eder tarihi kaynaklar, yine de hazinenin bütün kapıları açılır Selimiye için;

sevgiyle

1752 yılında büyük depremde hasar gören Selimiye Camii’nin restarasyonu 3.Murat zamanında dönemin ustaları eliyle gerçekleştirilir;

sevgiyle

1930 yılında Edirne’de büyük fırtına sonrasında zarar gören kubbe ve minareler Atatürk’ün emriyle restore edildi dönemin ustaları tarafından;

sevgiyle

1980 yılında dönemin olanaklarıyla ahşap iskeleler kurularak yapılan restorasyonda yine dönemin ustaları ve konuya ilgi duyan Edirne’yi seven, Selimiye Camii’ne ilgi duyan eller dokundu o kubbeye ahşap iskelelerin üzerinden;

sevgiyle

Selimiye Camii’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınması için büyük emek verenler uzun dönem yorucu bir çalışma sonunda bunu sağlamışlardır;

sevgiyle

Başta Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün uzmanları, Vakıflar Edirne Bölgesi çalışan ve uzmanları 2021 yılında başlayan restorasyon süreci boyunca günü gününe çalışmaları denetleyerek Selimiye Camii’nin son halinin ortaya çıkmasını sağladılar;

sevgiyle

Artık bitiyor diye sevindi Edirne’liler. Restorasyonu yapan firmanın bütün yaptıkları onaylanmış, Selimiye Camii bir inci gibi sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyordu ki; kubbe sever birkaç kişi çıktı ortaya, bütün yapılanları adeta karalarcasına, “biz daha iyisini yaparız” nidalarıyla, güçlerini nereden aldıkları belirsiz, 4 yıldır yapılan restorasyonu beğenmeyerek, verilen emekleri görmeyerek, konunun uzmanlarını yok sayarak zımparaları ortaya çıkararak tırmanmak istediler kubbeye.

Konunun uzmanları, tarihçiler, sanatçılar, Edirne’liler, Koruma Kurulu, Vakıflar Selimiye Camii’nin restorasyonunda emek vermiş bütün çalışanlar karşı zımparaya, zımpara zihniyetine.

Neyse ki mahkeme “dur” dedi zımparacılara şimdilik olsa da.

Umutlu gelişme Selimiye Camii’nin sevenleri, tarihine saygı duyanlar gelişmeleri takip ediyorlar;

sevgiyle…

Devamını Oku

SÜÜTLEE GİDİYİZ SÜÜTLEEE

SÜÜTLEE GİDİYİZ SÜÜTLEEE
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hava da inadına sıcak. Ama yapacak bi şey yok söz vermiş Hüseyin bi kere; “Gütürcem sizi bu pazar Süütlee” deye.

Söğütlüğün önü ana baba günü park etmeye çalışan arabaların yoğunluğundan. İçerde araç park yerleri dolmuş, sağlı sollu Meriç köprüsünden Karaağaç köprüsüne dayanmış çift sıralı park eden arabalar.

Hüseyin taksitle bir sene önce işe gidip gelmek için aldığı küçük motoruna dört kişiyi sığdırmayı başarmış, sallanarak dura kalka yol almaya çalışıyor çarşıya doğru. Mahalleden çıkarken 4 yaşındaki oğlunu önünde ayakta tutuyor, direksiyona tutunmuşlar baba oğul. Arkasında 5 yaşındaki kızı, en arkada karısı düşmemek için motordan hem önündeki kızına hem kocasına tutunmaya çalışıyor bu sallantıda.

Hüseyin söz vermiş aylar önce bi kere kafası kıyakken kızanlarına ve karısına “Süütlük açılmış sizi pikniğe götürcem” deye. Hüseyin bu haftanın altı günü 600 kaat yövmiye ile çalışıyor, bi pazarı var o da Sara içi’nde arkadaşlarıyla şarap içmeye gitmesin mi? Onuştan her pazar geldiğinde bi dahaki pazara deye deye aylar geçiyor bir türlü kızanlarını karısını Süütlee götüremiyor.

Geçen hafta kızanları karısı hep bir ağızdan kafasını ütülediler akşamları işten geldiğinde. Karısı da her akşam sokuldu da sokuldu Hüseyin’e yeminli söz almak için. O da yemin billah etti ki bu pazar götürecek onları Süütlee.

Sıcak olacağını sülemişti televizyon ama yapçak bişey yok artık, yoldalar Hüseyin ve ailesi. Kızanları sevinçle tırmandılar motora, “Süütlee gidiyiz Süütlee” deye. Mahalleden çıktılar en fazla iki dakika sonra kesiliverdi sesi motorun. Hüseyin basar marşa; gıy gıy da gıy gıy ama nafile çalışmaz bi türlü motor. Aklına gelir Hüseyin’in açar depo kapağını sallar motoru şüle bi ama en ufak benzin şıkırtısı gelmez depodan. Benzini bitmiştir motorun, cepte vardır iki yüz lirası Hüseyin’in benzin alsa şaraba para kalmayacak. Yoktur yapacak bişey; “geri dönelim” der.

Küçük olan ağlamaya başlar, babasından şamarı yiyince daha da artar ağlaması. Büyük olan “yürüyerek gidelim ana, süle bubama” deyince o da anasından yer şamarı.

Önde Hüseyin küfürlerle iteleyerek götürdüğü motoru, arkasında iki kızanının birer elinden tutarak sürükleyerek ağlayan kızanlarını götüren ağzında kocasına beddualar yağdıran karısı.

Söğütlüğün önü ana baba günüdür arabalardan. Her arabadan bir veya iki mutlu çocuk inmektedir Söğütlüğe doğru ellerinden tutularak.

Ve, Meriç nehrinin kenarında 4 kayık bağlı durmaktadır; Ki bi tanesiyle on tane motor alır Hüseyin. Depoları benzinle doludur ama sahiplerinin işlerinin ve siyasetlerinin çokluğundan binmeye yoktur zamanları…

Devamını Oku

SALONDAN YEŞİL SAHALARA

SALONDAN YEŞİL SAHALARA
0

BEĞENDİM

ABONE OL

3. Lig’de mücadele eden Edirnespor’un bilinmeyen bir geleceğe doğru yolculuğu sürerken, kendisine gönül verenleri üzmeye devam ediyor.

3 milyonluk borç nedeniyle açılamayan transfer tahtası, imza atmayı bekleyen bir düzine profesyonel futbolcunun beklemesine neden oluyor. Sorun çözülmezse geçen sezon gibi çekip gidecekler. Ufukta umutlar azalıyor Edirnespor için daha sezon başında.

Geçtiğimiz sezon değeri bilinmeyen U 19 Futbol Takımı ile yola devam edilebilseydi şu anda Edirnespor kadrosunun bel kemiğini oluşturan Edirne’nin gençleri ile yola devam ediliyor olacaktı.

**

Basketbolda Edirne DSİ elindeki kıt imkanları kullanarak yine harika bir kadro oluşturmayı başarmış durumda. Yerli oyuncular umut veren gençler. Bu yıl iki yabancı oyuncu ile mücadele edecek DSİ. Eğer yabancı oyuncular da beklentileri karşılarsa Edirne DSİ bu yılda basketbola doyuracak Mimar Sinan’da izlemeye gelen basketbol severleri. DSİ aynı yönetim, aynı teknik kadro ile devam ediyor. Mütevazi bütçeyle harikalar yaratarak yollarına devam ediyorlar. İstikrarlı gidiş, akıllı yönetim ve basketbolu bilen, seven teknik yönetim. Edirneli basketbol severler gidişattan memnun ve sezonun ilk maçı için gün sayıyorlar.

**

Edirnespor Kadın Voleybol Takımı da aldığımız duyumlara göre sessiz sedasız mütevazi bir bütçe ile yine harika bir takım olma yolunda.

Nedim Mercan yönetiminde yine aynı teknik kadro ile devam ediyor voleybol takımımız yola. Onlar da gayet makul transferler ve voleybolu bilen seven ama değişmeyen teknik kadrolarıyla yollarına devam edecekler gibi gözüküyor. Yolları açık olsun, Edirneli voleybol severler basketbollu günlerin yanında voleybola da doyacak gibi bu sezon da.

**

Hentbolda ne yazık ki bu yıl kocaman Yeni Salon boş kalıyor. Geçen sezon başarılı bir şekilde Bölgesel Hentbol Ligi’nden 2. Lig’e yükselen Edirne Kültür Sanat ve Doğa Spor Kulübü sezon sonunda gittiği final gruplarında 2. olarak Kadınlar Hentbol 1. Ligi’ne çıkmayı başarmasına karşın ekonomik nedenler yüzünden liglere devam etmeme kararı aldı.

Başkan yardımcısı Özkan Karsu geçtiğimiz günlerde liglere katılamama gerekçesini açıklarken bir türlü destek bulamadıklarını, verilen sözlerin yerine gelmemesi nedeniyle ekonomik olarak büyük sıkıntılar yaşadıklarını ve bu yüzden de liglere katılmama kararı aldıklarını belirtmişti.

**

Mimar Sinan’da bu yıl basketbol ve voleybolda şenlik yaşayacak Edirneli salon sporlarına gönül verenler.

Kıyık’ta yeni statta Edirnespor’u bu pazar izlemeye gelecek olan taraftarları ise belirsizlik.

Devamını Oku

UMUT HEP VARDIR

UMUT HEP VARDIR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz günlerde Büyükevren ve Gülçavuş köyündeki yangın bölgede yaşayanları tam anlamıyla yasa boğdu. On yıllardır bu ormanların gölgesinde, kenarında yaşam sürdüren yazlıkçıların yaşadıkları anlar için “asla eskisi gibi olmayacak” dedirten türdendi.

Orman bölgesine yürümek için gidenler yok artık. Oraya giderek o felaketi tekrardan yaşar gibi olmaktan çekiniyor yazlıkçı sakinleri. Denize gidenler bile sol tarafa denizin yanına kadar sokulmuş yangın felaketini görmek istememek için o yöne bakmaktan çekinir haldeler.

Yangından bir hafta sonra gidebildim bende yanan yerleri gözlemlemek için. Halen için için duman tutan yerleri görmek şaşırttı beni. Toprakla kaplanan yanmış yerlerde kalan kütükler halen için için yanmaya devam ediyordu. Böyle yerlere acil müdahale edilerek olası tehlikelere izin verilmiyor yetkililer tarafından.

Yangın bölgesinde halen ayakta kalmış genç meşe ve çam ağaçlarını gözlemlemek mutlu etti beni. Yangının silip süpürürken kenar köşede kalmış tek tük ağaçlar olduğu gibi yine bazı yerleri teğet geçen yangın sonunda bölgesel olarak mini de olsa ormancıklar mevcut bölgede.

Umut hep vardır. Sevindiren gelişmeler bunlar.

Aynı zamanda Orman Genel Müdürlüğü’nün bundan sonraki süreçte nasıl bir karar vereceğini bilmiyor sahil bölgesinin sakinleri. Heyecan ve endişeyle bekliyorlar. Tekrar orman olarak kalması ve ağaçlandırılması veya mera olarak bırakılarak doğanın kendini onarmasına izin verilmesi en büyük temennileri.

En büyük korkusu sahilde yaşayanların yanan bölgelerin orman vasfından çıkarılarak RES’çilere veya RANT’çılara peşkeş çekilebilecek ihtimalinin ortaya çıkması.

Olur mu olur, burası Türkiye. İktidar bir gecede çıkan bir imzayla “yaptım, oldum” mantığıyla birilerine yürü ya kulum diyebilir de. Yaşayacağız, göreceğiz gerekirse olumsuzluklara karşı çıkarak mücadele edeceğiz.

En son pazar günü gezdim ormanın derinliklerinde. Hep yaşam izlerindeydi gözlerim. Yanmış dallarda gezinen saka umutlandırdı beni. Ve sakince aradaki yola doğru ilerleyen kaplumbağa yavrusu da.

Umut hep vardır. Her zaman, her yerde.

Devamını Oku