DOLAR 42,8044 0.17%
EURO 50,1756 -0.07%
ALTIN 5.971,320,28
BIST 11.341,900,06%
BITCOIN 37925010,55%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

126 okunma

MERİÇ’TEN İĞNEADA’YA?

ABONE OL
18 Aralık 2025 10:30
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Geçerli görselin alternatif metni yok. Dosya adı: solduyu-2.jpg

Uluslararası sular kapsamında olan Meriç Nehri ülkemiz için önemli bir su kaynağıdır. Her su gibi ekolojik yapılar bozulmadan insandan yana kullanımı önemlidir. Su akarken yanındaki tarla kuraklıktan verimsiz kalıyorsa bu ayıplanmalıdır. Kıyı tarlaları yanında bölgedeki arazilerin sulanması sağlanmalıdır. Bunun içinde bazı göletler yapılarak suyun bol zamanda toplanması ve kıt zamanda bölge tarlalarının sulanması önemlidir.

Böyle olması gereken sistemi irdeleyince yapılan göletlerin aktarılması ve daha uzağa yeni gölet veya su biriktirme tesisine aktarılmasında planlarına olumlu bakamıyoruz. Çünkü amaç olması gerekene uygun değil. Biraz özel bilgi ve kayda düşen bilgilere bakınca sulama amaçlı denen su biriktirme yerlerinin hedefinin depolanan suların Çerkezköy, Çorlu, Muratlı gibi sanayi bölgelerinin ihtiyacı için yapıldığı ortaya konuyor.

İktidar yatırımlarının verimli kullanılmaması, yatırımların tarımsal amaç ve üretim artışına yapılmaması sonucunda suyu bol bölgemiz kuru tarımla idare etmekte ve kırsaldan kentlere göç hızlanmaktadır.

Dünyada ve ülkemizde suyun değerli olduğu herkesçe dile getirilse de yetkililer üreticinin salma sulamadan yağmurlama sulamaya geçişini sağlayamamıştır. Bu da çiftçiyi yoksullaştırmış, üretimi azaltmıştır. Az olan suyun da boşa gitmesine neden olmuştur. O nedenle öncelikle üreticinin yağmurlama sulamaya teşvik, ödül, ceza gibi yollarla geçmesini sağlanmalıdır.

Meriç suyunun sanayiye aktarılması gizli ve kapalı kapılar ardında olmamalıdır. Bu çalışma Trakya’daki herkesi etkileyecektir. Meriç-İpsala Ovası çeltiğin ana vatanıdır. Bu alanda çeltik dışında sulu tarıma geçilmesi zorunludur.

Trakya bir bütündür. Meriç’in suyu, Ergene’nin kirliliği, Trakya sularının ekolojik ve insani değerlendirilmesi, değerlendirilmesi Çerkezköy ve diğer sanayi bölgelerinin kirliliği, yine bu bölgede arıtma yapmayan tesislerin kirli atıklarını arıtıp Marmara Denizine deşarj yapılması, Istrancalara açılan taş ocakları, yanlış yerlere yapılan rüzgâr enerji tesisleri, İstanbul’un su ihtiyacının bir kısmının Trakya sularından sağlanması gibi tüm sorunlar hepimizi ilgilendirmektedir.

Öte yandan son yıllarda kapalı kapılar arkasında pişirilen, resmi görünürde hiç bilgi-belge olmamasına rağmen basında demeçlerden öğrendiğimiz büyük bir sorun oluşmuştur. Duyulan, okunanlardan öğrendiğimize göre Kırklareli İğneada-Kıyıköy bölgesine nükleer tesis yapılacağını biliyoruz artık. Sorulara resmi yanıt verilmemesine rağmen bakan bu tesisin Çinlilere verildiğini bile söylemektedir.

Sıralama yaparsak; 2040’lardan yansıyan duyumlardan sonra Ocak 2015’te Enerji Bakanı Ali Rıza Alaboyun, doğa katliamına neden olacak üçüncü nükleer santralı Kırklareli’nin İğneada beldesine yapmayı planladıklarını açıkladı.

Ama Ekim 2015’in Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu; İğneada’da nükleer santralle ilgili bir çalışma ve başvuru olmadığını söyledi. Elbette yanlış bilgiydi ve gizlice bir sürü görüşmeler olduğu için Trakya Platformu ve Trakya Kent Konseyleri Birliği öncülüğünde birçok kurumun desteklediği protesto eylemi 15 Kasım 2015 Pazar günü İğneada’da gerçekleştirdi. Öte yandan aynı amaçla Trakya’nın 25 belediye başkanı da ortak açıklama ile bu tesise karşı olduklarını beyan etti.

8 Kasım 2022’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Trakya’daki nükleer santralin yer tespiti çalışmalarının devam ettiğini açıkladı.

24 Mayıs 2024’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Trakya’da yapımı planlanan nükleer enerji santraline yönelik Çin ile görüşmeler yürüttüklerini belirterek “Hükümetler arası anlaşmayı birkaç ay içinde sonuçlandırmak için çalışıyoruz.” dedi.

Bugün tehlike daha görünür oldu. Resmi hiçbir bilgi görünmüyor. Ancak kurumlararası yazışmalar bazen hata ile görünebiliyor. Bu gizliliği aşmanın en etkin yolu kurumların bilgi paylaşımıdır. Bölgemizin kurumları ve başkanlığını Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanının yaptığı Trakya Belediyeler Birliği’nin ortak sesi duyulmalıdır. Sesten sonra da bütçesi ile hukukçuları ile mücadeleye katılmalı ve siyasi tavrı ile de Trakya severliklerini kanıtlamalıdırlar.

Radyasyon sınır tanımadığı gibi partili de ayırmaz. Trakya bölge yaşayanları olarak bölgenin tarihi, tarımı, ticareti, kültürel ve demografik yapısı korunarak sorunsuz gelişme ve üretim artışı sağlanmak zorundadır. O nedenle bir uçta Meriç suyunu korurken diğer uçta İğneada-Kıyıköy kıyısında balık, orman ve su kaynaklarına yapılacak nükleer tesise karşı birleşmeliyiz. Hepimiz Çernobil’in etkisini gördük ve kanser ölümlerinde önlerdeyiz. Çünkü radyasyon sınır tanımıyor.

Soru ile bitirirsek; Cumartesi günü Edirne’de miting yapacak olan Özgür Özel’den bu konuda birkaç cümle etmesi önemli olur ve kendilerine oy veren Trakya halkına da moral, geleceğe yol açma olur.

    En az 10 karakter gerekli