DOLAR 42,2030 0,23%
EURO 48,8035 0,44%
ALTIN 5.541,431,99
BIST 10.861,67-0,58%
BITCOIN 44838243,92%
Edirne
20°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

  • Hudut Gazetesi
  • Güncel
  • Öğretmenlikten Teknoloji Girişimciliğine Uzanan Bir Yol: Samet Tuncay ile Söyleşi
43 okunma

Öğretmenlikten Teknoloji Girişimciliğine Uzanan Bir Yol: Samet Tuncay ile Söyleşi

ABONE OL
10 Kasım 2025 11:36
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Samet öncelikle bizimle bu sohbeti gerçekleştirdiğin için teşekkür ederim. Önce eğitim yolculuğundan başlayalım. Nerede okudun, nasıl ilerledi?


Samet Tuncay:Rica ederim. Ben teşekkür ederim sizlere bu imkanı verdiğiniz için. Atatürk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Mezuniyet sonrasında TESOL Oxford sertifikası aldım. Dil, benim için sadece bir iletişim aracı değil, düşünme biçimi oldu. Pandemi süreci ise kendimi durmadan geliştirdiğim bir dönemdi. Harvard, Yale, Arizona State University ve Yeditepe gibi üniversitelerin çeşitli programlarına katıldım. Hem akademik olarak hem de vizyon olarak önüme geniş bir alan açtı. Dünyada eğitim nereye gidiyor, öğrenme biçimleri nasıl değişiyor, bunları anlamaya çalıştım.

Araştırırken gördük ki Thinkibi, senin ilk girişimin değil. Daha önce de projelerin olmuş. Biraz anlatır mısın?

Samet Tuncay: Evet, girişimcilik tarafı öğretmenlikten çok önce vardı. İlk olarak Fundist Money isimli İngilizce finans haber platformunu kurdum. Ekonomi okumaları, içerik üretimi ve editoryal süreçleri yönetmek bana çok güçlü bir altyapı kazandırdı. Sonrasında Technocraft isimli bir teknoloji haber sitesi kurdum. Burada da teknoloji dünyasının hızını, kullanıcı davranışlarını ve dijital yayıncılığı çok yakından deneyimledim. Ardından pandemi döneminde iş bulmak çok zordu. Kimse işe alım yapmıyordu. Ben de “Madem öyle, ben kendi işimi kurarım,” dedim ve United English’i kurdum. Tamamen sıfırdan başladı. Bir internet bağlantısı, bir bilgisayar, doğru içerik ve çok fazla çalışma. Zamanla bir topluluğa dönüştü. Daha sonra Tespitoloji’yi kurdum. Başta sadece kendi düşüncelerimi yazdığım bir blogdu. Sonra gönüllü yazarlar katıldı. Farklı alanlardan insanlarla, hayatın içinden gelen tespitler ve düşünceler üretmeye başladık. Bugün Tespitoloji kendi dili olan bir platform.

Tüm bunların yanında altı yıl öğretmenlik de yaptın. Bu süreç Thinkibi’ye nasıl bağlandı?


Samet Tuncay:
Öğretmenlik benim temelim. Sınıfta öğrenciyle yüz yüze olmak, o merakı görmek benim hareket noktam oldu. Ama şunu fark ettim: Eğitim artık sadece sınıfta kalırsa eksik kalıyor. Öğrencinin bir konuyu dinlemesi değil, deneyimlemesi gerekiyor. Yurt dışında VR’ın eğitimde nasıl kullanıldığını araştırdığım dönemde bu bana çok net geldi. Öğrenme, sadece anlatılan bir şey değil; içine girilen bir şey olmalı. O yüzden Thinkibi’yi kurdum.

Thinkibi bugün ne yapıyor ve gelecekte nereye doğru ilerleyecek?


Samet Tuncay:
Şu an okullarda öğrencilerin teknolojiyle tanışması, onu korkmadan kullanması ve merak duygusunun tetiklenmesi üzerine etkinlikler yapıyoruz. Yani ilk aşamada teknolojiye doğal bir bağ kurduruyoruz. Bundan sonraki hedef ise çok daha net: Öğrencinin konunun içine girdiği, artırılmış gerçeklik destekli bir eğitim modeli. Yani örneğin öğretmen piramitleri anlatmayacak; öğrenci piramidin içine girecek. Fotosentez bir tanım olmayacak; öğrenci hücrenin içinde dolaşacak. Bu, hayal değil; zaten dünya buna gidiyor. Biz bunu Türkiye koşullarına uyumlu ve erişilebilir bir model haline getiriyoruz.

Peki anladım, çocuklar deneyimliyor diyorsun ama bir okuyucu şunu sorabilir: “Somut olarak ne öğreniyorlar?” Bana biraz örnekle anlatır mısın? Yani çocukların gözünde ne değişiyor?

Samet Tuncay: Tabii. Mesela uzay içeriğini düşünelim. Çocuk normalde ders kitabında “Dünya, Güneş’in etrafında döner” cümlesini okuyor. Bu bir bilgi. Ama biz o çocuğu sistemin içine sokuyoruz. Güneş’i merkezde görüyor, gezegenlerin yörünge hızlarını gözlemliyor, Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü gerçek zaman hissiyle deneyimliyor. O anda çocuk “Ha, bu böyle oluyor” diyor. Bu kalıcı öğrenme.

Bir örnek daha: Fen bilimlerinde hücre konusu birçok öğrenciyi zorlar. Çünkü soyut. Biz çocuğu hücrenin içine sokuyoruz. Mitokondriyi sadece kelime olarak değil, işlev olarak görüyor. “Enerji burada üretiliyor,” dediğinde bilgiyi artık somutlaştırmış oluyor.

Tarihte de aynı. “Hititlerde şehir planlaması” cümlesi duvarda duran bir bilgi. Ama o çocuğa bir Hitit şehrinin kapısından içeri girip sokak düzenini, sur yapılarını, tapınağın konumunu gösterdiğinde olay mekânsal hafızaya geçiyor. Yani bilgi ezber olmaktan çıkıyor, hatırlanan bir deneyime dönüşüyor. Bence en önemlisi şu: Çocuk bunu yaparken eğleniyor.
Eğlendiği anda öğrenme kendiliğinden başlıyor.

Thinkibi sadece eğitim amaçlı bir proje mi?

Samet Tuncay: Hayır, sadece eğitim amaçlı değil. İşin içinde sosyal sorumluluk tarafı da var. Benim için çok net bir konu bu: Şehit ve gazi çocukları, maddi imkânı olmayan öğrenciler ve dezavantajlı okullar bizim programlarımızda ücretsiz. Bunu reklam olsun diye yapmıyoruz. Benim hayat görüşümde, “Bir çocuk diğerinden daha az görmeyi hak etmiyor.” Eğer bir öğrencinin teknolojiyi deneyimleme, merak etme, ufkunu büyütme ihtimali varsa ve maddi durumu buna engelse, o engel bizim için yok. Biz o çocuğun önüne gidiyoruz. Bu işin değeri benim için tam burada.

Bu yolculukta en zorlayıcı karar hangisiydi?


Samet Tuncay :
İnsanların düşündüğü gibi işten istifa etmek değil. Asıl zor olan, içinden “Kimse garanti vermeyecek ama ben yine de bunu yapacağım,” cümlesini duymaktı. O cümleyi netleştirdiğim gün, aslında yol çoktan başlamıştı.

Gençlerden çok soru geliyor: “Nereden başlayayım?” Sen ne söylersin?


Samet Tuncay:
Kendi güçlü tarafını bul. Herkes her şeyi yapamaz. Küçük ama gerçek bir adım at. Büyük planlar insanı korkutur, küçük adımlar ilerletir. Bir de çevreyi doğru seçmek çok önemli. Yanlış insanlar insanı fark etmeden tüketir. Bir de sabır… Sonuç hemen gelmez.

    En az 10 karakter gerekli