
Son yıllarda adını sıkça duymaya başladığımız prp tedavisi, aslında vücudun kendi iyileşme gücünü kullanarak hasarlı dokuların onarımını hızlandırmayı hedefleyen doğal bir yöntemdir. Özellikle eklem, kas, tendon problemleri ya da cilt yenilenmesi gibi alanlarda popüler hale gelmiştir. Fakat çoğu kişi için bu terim hâlâ gizemini koruyor. “PRP nedir, nasıl yapılır, ne işe yarar, hangi bölüm ilgilenir?” gibi sorular sıkça soruluyor. Gelin, bu soruların tümünü adım adım birlikte inceleyelim.
PRP nedir sorusuna basitçe şöyle yanıt verebiliriz: PRP, İngilizce “Platelet Rich Plasma” ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçeye çevrildiğinde “trombositten zengin plazma” anlamına gelir. Yani kişinin kendi kanından elde edilen, yoğun miktarda trombosit ve büyüme faktörü içeren bir sıvıdır. Bu sıvı, hücre yenilenmesini tetikleyen biyolojik bir karışımdır. Herhangi bir ilaç ya da kimyasal içermez. Tamamen kişinin kendi kanından elde edildiği için vücut tarafından yabancı madde olarak algılanmaz.
Kan alındıktan sonra özel bir cihazla santrifüj edilir, yani yüksek hızda döndürülür. Bu işlem sonucunda kanın bileşenleri ayrışır ve en değerli kısmı olan trombosit açısından zengin plazma elde edilir. İşte bu kısım, PRP sıvısıdır. Bu sıvı, vücudun onarım gücünü tetikleyen “büyüme faktörleri” bakımından olağanüstü derecede yoğundur.
Birçok kişinin aklındaki ilk soru “prp ne işe yarar?” olur. Açıkçası, PRP’nin en büyük özelliği doğal bir onarım mekanizmasını harekete geçirmesidir. Trombositlerin içinde bulunan büyüme faktörleri, dokuların yenilenmesini, hücrelerin onarımını ve inflamasyonun (iltihaplanmanın) azalmasını sağlar. Bu sayede, eklem ağrıları, tendon zedelenmeleri, kas yırtıkları ya da ciltteki yaşlanma belirtileri gibi birçok durumda etkili bir iyileşme süreci başlatır.
Ortopedi alanında PRP, özellikle diz kireçlenmesi (gonartroz), menisküs hasarı, tenisçi dirseği, topuk dikeni gibi durumlarda sıklıkla tercih edilir. Cilt ve saç uygulamalarında ise dermatoloji uzmanları tarafından yaşlanma karşıtı ve saç dökülmesini önleyici etkilerinden yararlanılır. Yani PRP yalnızca bir tedavi değil, aynı zamanda vücudun kendi kaynaklarıyla kendini iyileştirmesine yardımcı olan bir destek sistemidir.
PRP tedavisinin kullanım alanı oldukça geniştir. Fakat genel olarak iki temel alanda öne çıkar: ortopedi ve dermatoloji.
Yani kısaca, PRP hem “güzelleşme” hem de “iyileşme” amacıyla kullanılan doğal bir tedavi yöntemidir.
PRP uygulaması sanıldığı kadar karmaşık değildir, hatta oldukça konforludur. Tedavi süreci genellikle 30-40 dakika sürer. İlk adımda hastadan küçük bir miktar kan alınır (ortalama 10-20 ml kadar). Bu kan, özel bir santrifüj cihazında döndürülür ve kandan trombosit açısından zengin plazma ayrıştırılır. Elde edilen bu sıvı, ince uçlu bir iğne yardımıyla tedavi edilmek istenen bölgeye enjekte edilir.
Örneğin diz eklemi kireçlenmesi için PRP uygulanacaksa, elde edilen plazma direkt olarak diz eklemine verilir. Cilt gençleştirme amacıyla yapılacaksa, yüz veya saçlı deriye mikro iğnelerle uygulanır. İşlem sonrası kişi hemen günlük hayatına dönebilir. Yani herhangi bir anestezi ya da hastanede kalma süreci gerekmez.
PRP uygulamasında önemli olan, işlemi yapan hekimin bu konuda deneyimli olması ve kullanılan kitin kalitesidir. Çünkü her PRP kiti aynı oranda trombosit yoğunluğu sağlamaz. Bazı özel kitlerle elde edilen plazmanın etkinliği çok daha yüksektir.
“prp hangi bölüm” sorusu, hastaların en sık sorduğu konulardan biridir. Bu, aslında tedavi edilmek istenen probleme göre değişir. Eğer kas, eklem ya da kemik sorunlarınız varsa, PRP uygulaması ortopedi bölümü tarafından yapılır. Fakat saç dökülmesi, cilt yenilenmesi ya da estetik amaçlı bir PRP düşünüyorsanız, o zaman dermatoloji uzmanına başvurmanız gerekir. Kısacası PRP, hem ortopedi hem de dermatoloji alanlarında kullanılan bir yöntemdir.
Aslında “prp hastalığı” diye bir durum yoktur. PRP bir hastalık değil, tedavi yöntemidir. Ancak bazı kişiler internette bu terimi karıştırabiliyor. PRP, kişinin kendi kanından elde edilen bir plazmanın belirli bölgelere uygulanmasıyla yapılan bir tedavi sürecidir. Dolayısıyla “PRP hastalığı” ifadesi yanlış bir kullanımdır. Fakat yine de PRP tedavisinden sonra nadiren bazı geçici etkiler (kızarıklık, hafif şişlik, morarma gibi) görülebilir; bunlar normaldir ve birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur.
PRP, çoğu kişiye güvenle uygulanabilir. Ancak aktif enfeksiyonu olan, kanser tedavisi gören, pıhtılaşma bozukluğu bulunan veya hamile kişilerde dikkatli olunmalıdır. Bunun dışında spor yaralanmaları yaşayan gençlerden, kireçlenme şikâyeti olan orta yaşlı bireylere kadar geniş bir hasta kitlesinde uygulanabilir.
Uygulama sonrası genellikle özel bir bakım gerektirmez, ancak bazı küçük noktalara dikkat etmek faydalıdır:
Bu önerilere dikkat edildiğinde, PRP’nin etkisi çok daha hızlı ve verimli hissedilir. Bizce PRP sonrası en önemli nokta, sabırlı olmaktır; çünkü bu tedavinin etkisi genellikle birkaç hafta içinde yavaş yavaş ortaya çıkar.
Bir PRP seansı ortalama 30-40 dakika sürer. Etkisi ise genellikle 2-3 hafta içinde hissedilmeye başlar. Bazı durumlarda tam sonuç birkaç ay sürebilir. Çünkü PRP’nin temel etkisi, hücrelerin yenilenmesini teşvik etmesidir. Bu süreç biyolojik olarak zaman alır. Ancak sonuçlar genellikle uzun sürelidir. Özellikle eklem ağrılarında 6 ay hatta 1 yıla kadar konfor sağlayabilir.
PRP fiyatları sabit değildir; kullanılan kitin markasına, seans sayısına ve uygulama yapılan merkeze göre değişir. Örneğin bazı gelişmiş kitlerde tek seans yeterli olurken, standart sistemlerde 3 seans uygulanır. Bu da doğal olarak fiyatı etkiler. Ancak burada önemli olan sadece fiyat değil, uygulamanın kalitesi ve uzman hekim desteğidir. Çünkü iyi bir PRP uygulaması, uzun vadeli konfor sağlar.
Hayır, genellikle yalnızca hafif bir batma hissi olur. Bazı bölgelerde anestezik krem kullanılarak bu his minimuma indirilebilir.
Evet, doğru kişiye ve doğru teknikle uygulandığında oldukça etkilidir. Özellikle eklem ve tendon yaralanmalarında başarı oranı yüksektir.
Genellikle 48 saat sonra hafif egzersizlere başlanabilir. Ancak ağır aktiviteler için doktor onayı beklenmelidir.
Cilt uygulamalarında genellikle 3 seans sonrası fark edilir bir tazelik, parlaklık ve elastikiyet artışı gözlemlenir.
Kalıcı demek doğru olmaz ama uzun etkilidir. Özellikle ortopedi alanında etkisi 6-12 ay devam edebilir.
Özetle, PRP tedavisi vücudun kendi yenilenme gücünü aktif hale getiren, doğal ve etkili bir yöntemdir. İster ortopedik sorunlar için olsun, ister estetik amaçlarla, PRP pek çok kişide olumlu sonuçlar vermektedir. Eğer siz de ağrılarınızdan kurtulmak, cildinizi yenilemek veya saç dökülmesine çözüm bulmak istiyorsanız, bu tedaviyi mutlaka alanında uzman bir hekimle görüşmelisiniz. Çünkü doğru ellerde yapılan PRP, hem güvenli hem de uzun vadede konforlu bir iyileşme sağlar.
Detaylı bilgi almak ve size en uygun tedavi planını öğrenmek için https://www.ortopediistanbul.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.