
Lezzetli bir hayır lokması‘nın ardında, ustalık, tecrübe ve birkaç önemli sır gizlidir. Bir lokmacı olarak bu işin sırrı, her şeyden önce malzemeye duyulan saygıda yatar. Kaliteli bir un, taze bir maya, temiz bir yağ ve gerçek şekerle yapılmış bir şerbet olmadan, ne kadar usta olursanız olun sonuç asla mükemmel olmaz. Lezzetin temeli, her zaman dürüst ve kaliteli malzemedir.
İkinci sır, hamurun ruhunu anlamaktır. Hamur, canlı bir organizma gibidir. Havanın sıcaklığına, nemine göre dinlenme ve mayalanma süresi değişir. Usta bir lokmacı, hamura dokunduğunda onun hazır olup olmadığını anlar. Hamurun ne çok sert ne de çok cıvık olmaması, o meşhur puf dokusunu elde etmek için kritiktir. Bu, yılların getirdiği bir tecrübe ve his meselesidir.
Üçüncü ve en önemli sır ise “ateşin kontrolü”dür. Lokma döktürme sırasında yağın sıcaklığı her şey demektir. Yağ çok kızgın olursa lokmanın dışı anında yanar, içi çiğ kalır. Eğer yeterince sıcak olmazsa, lokma yağı içine çeker ve ağırlaşır. İdeal sıcaklıkta (genellikle 170-180°C) ve sürekli aynı ısıda tutulan yağ, lokmanın altın renginde, dışı çıtır ve içi tam pişmiş olmasını sağlar. Bu ısı kontrolü, profesyonel ekipmanlar ve tecrübe gerektirir.
Son sır ise şerbetle buluşma anıdır. “Sıcak lokma, soğuk şerbet” kuralı, bu işin altın kuralıdır. Kızgın yağdan çıkan lokmaların, hiç bekletilmeden tamamen soğumuş şerbete atılması, o çıtır dokunun korunmasını sağlar. Tüm bu sırlar bir araya geldiğinde, lokma dağıtımı sırasında ikram edilen o unutulmaz lezzet ortaya çıkar.