
Pahalılık, gün geçmiyorki sorunumuz olmasın. En büyük sorunumuzda geçim sıkıntısı. Sebep ne, gelirin gidere yetmemesi.
Bu konu yalnız fakirler için değil bir çok zenginde bundan şikayetçi. Zor geçiniyoruz, buna sebep ne ürünlere yapılan olur olmaz zamlar. Zamlara da sebep Ukrayna, Gazze savaşları gösterilse de asıl en büyük nedende toprak ürünleri ile ilgili aşırı sıcaklar gösteriliyor. Bbu zamların en büyük etkeni dünya piyasası. Bizde Türkiye olarak ona uymak zorundayız.
Petrole zam geldimi, doların değeri arttımı her ürüne zam bekle. Bir de esnafın zengin olacağım hırsı ile sattığı mala olur olmaz zam yapması. Bazı zamlar mecburiyetten oluyorsada bazı ürünlerin fiyatları keyfi arttırılıyor. Hele iktidar maaşlara, ücretlere zam yapılacağını açıklayınca, daha para piyasaya çıkmadan ürünlere zamlar başlıyor. Para piyasaya çıktıktan sonra bir zam daha yapılıyor, yani zam üstüne zam. Al sana pahalılık.
Örneğin, ekmek bir ay önce 10 TL satılırken şimdi 15 TL oldu, yılbaşından sonra da 20 TL olursa hiç şaşmayalım. Nedenini sorduğumuzda fırıncılar; “un fiyatları, elektrik, su, işçi ücretleri arttı, bu artışları nereden karşılayacağız mecbur kalıyoruz zam yapmaya” diyor.
Cuma pazarına gittiğimde, kap kaçak satan pazarcının elinde numaratör aleti habire çalıştırıp oradan çıkan fiyat etiketlerini ürünlerine yapıştırıyor. Sordum ‘niçin hep zam yapıyorsunuz?’, ‘Ne yapalım pahalı alıyoruz, pahalı satıyoruz’ diyor. Bu zamların bir kısmı pahalı almaktan mı, kolay zengin olmakantan mı?
Kahvehanede bir ay önce çay 10 TL iken şimdi 15 TL sı. Her şeye %50 zam mı geldi? Bir fincan Türk kahvesi 40 TL si, hani ne oldu bir acı kahvenin kırk yıllık hatırı vardı, ha omu masallarda kaldı.
Pazartesi pazarındayım, K.Fasülye 100 TL, Nohut, mercimek onlarda öyle. Yaz geldi tarla sebzeleri satılıyor 30 TL civarı. 100 TL altında meyve göremezsin, üzüm, erik 100 TL sı. En ucuz fukara yemeği patates çeşitli fiyatlar, diğer ürünlerde öyle. Ya insaf desekte bir şey değişmiyor. Bakalım bekliyoruz; Amerika-Rusya görüşmeleri nereye varacak, sonra İsrail’i Gazze katliamını bekliyoruz. Epey zamandır sürtüşme devam ediyor. Bu konularda barış olurmu göreceğiz.
Bu aşırı kavurucu sıcaklara ne yapılabilir hiç bir şey, bir tabiat olayı devam ettiği müddetçe toprak ürünleri az olur, az olunca da pahallı olur.
Birazda pahalılığı yataran biziz. Elimize para geçtimi hemen har vurup harman savuruyoruz, yarınımız için deyip bir köşeye birikim yapmıyoruz. Öğlen, akşam vakitleri olunca ayaküstü, normal lokantalar insan kaynıyor, analar çocuklarına yemek yapmaya üşeniyor, karınlarını hep birlikte oralarda doyuruyorlar. Para mı dayanır bu sarfiyata?
Pahalılıkla nasıl baş edebiliriz; tek cevap hesaplı yaşamakla, mümkün olduğu kadar biraz para biriktirmekle, o paraylada dayanıklı besin maddeleri alıp stok yapmakla. Nasıl olsa ileride fiyatları artacak. Mümkün olduğu kadar aldığımız yiyeceği uzun süre kullanmak, gösteriş hevesinden vazgeçmek. Devletin enflasyona halkı ezdirmiyeceğim diyerek seçim zamanlarında oy toplamak için maaşlara zam yapıp ortamı paraya boğmamak, para ne kadar bol olursa enflasyon da o kadar yüksek olur. Liberal ekonomi diyerek her şeye zam uygulanmamalı. Halkı birinci derecede ilgilendiren gıda maddelerine yapılacak zamlar kontrol altına alınmalı, hatta bazı gıda maddelerine narh uygulanmalı. Belki o zaman pahalılık önlenebilir. Bu gidişle bakalım nereye varacak PAHALILIK…