DOLAR 39,8879 0.05%
EURO 47,0249 0.27%
ALTIN 4.276,080,40
BIST 10.228,390,39%
BITCOIN 43546540,26%
Edirne
25°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

47 okunma

‘Ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi’

Enez Hacı Bektaşi Veli Cemevi Derneği, Sivas Madımak katliamının insanlık tarihinin en kara, en utanç verici katliamlarından biri olduğunu belirterek, yakanları da, aklayanları da, katilleri serbest bırakanları da affetmeyeceklerini bildirdi…

ABONE OL
3 Temmuz 2025 16:31
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Enez Hacı Bektaşi Veli Cemevi Derneği, Sivas Madımak katliamının insanlık tarihinin en kara, en utanç verici katliamlarından biri olduğunu belirterek, yakanları da, aklayanları da, katilleri serbest bırakanları da affetmeyeceklerini bildirdi.

Enez Hacı Bektaşi Veli Cemevi Derneği’nce yıldönümü dolayısıyla Enez Cumhuriyet Meydanı Atatürk Heykeli önünde okunan bildiride, “Sivas’taki vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti. Ama ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi” denildi. Dernek  Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karakaş’ın okuduğu bildiride şunlara yer verildi:.

“Bu topraklarda direnişin simgesi, Alevi inancının hak, hakikat ve adalet yolundaki temel direklerinden biri olan Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın anısına düzenlenen etkinliklerin dördüncüsünde, semah dönen gençlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, bu halkın vicdanı ve geleceği olan 33 Canımız, 2 Temmuz 1993 Cuma günü Madimak Oteli’nde yakılarak katledildi.

Katillerin ‘Sivas Laiklere Mezar Olacak’ sloganları atarak geldiği, güvenlik güçlerinin seyirci kaldığı, dönemin siyasi iktidarının sessizliğiyle gölgelenmiş bu katliam, sadece Türkiye’nin değil, insanlık tarihinin kara lekesi, bu coğrafyada farklı olana, inanca, düşünceye, aydınlığa ve insanlığa karşı işlenmiş bir insanlık suçudur.

Zaman döner, takvimler değişir. Ama bazı tarihler, her yıl aynı acıyla gelir. Bu yıl Muharrem Yas Orucu 26 Haziran – 7 Temmuz arası tutuluyor. 2 Temmuz 1993 Madimak Katliamı’nın yıldönümü, Muharrem orucunun 7. gününe denk geliyor. 2025’in Mart ayından beri Suriye’de aleviler HTŞ tarafından katlediliyor, tecavüze uğruyor ve topraklarından sürülmek isteniyor. Yani 2025 Muharrem’i yalnızca Kerbela’nın değil, Çorum’un, Maraş’ın, Sivas’ın, Suriye’nin de yasını taşıyor…

Sivas’taki vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti. Ama ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi.

Çünkü adalet yerini bulmadı. Katillerin büyük bir bölümü cezasız kalırken ceza alanlar affedildi, serbest bırakıldı. İnsanlığa karşı işlenmiş bir dava, zaman aşımına uğratıldı. Sivas’ın öncesinde yaşanan katliamlarla da, Sivas’la da, sonrası yaşanan katliamlarla da yüzleşilmedi.

Yaşanmış hiçbir katliamla hesaplaşılmadı. Hesabı verilmedi. Çünkü katiller, bizzat siyasi iktidarlar tarafından korundu. Bu tür cinayetler, gerici, ırkçı, faşist çeteler, örgütler cesaretlendirildi, 199dolayısıyla katliamlar teşvik edildi. Katiller ve onları koruyup kollayanlar, devlet protokollerinde yer buldu.

Sevgili Dostlar! Katilleri de, bu katliamı planlayanları da, aklayanları da tanıyoruz.

Zihniyetlerini biliyoruz. Ülkemizin ve hatta dünyanın geleceğini karartmak isteyen bu zihniyet ile mücadelemiz yeni değildir.

Tarihimiz bu anlayış ile mücadele tarihidir. Tarihin hiçbir döneminde karanlığa teslim olmadık, bundan sonra da olmayacağız.

Yüzleşme ve hesaplaşma olmadan bu topraklara barış da, demokrasi de, özgürlük de gelmeyecektir.

Bugün Sivas’ın katillerinin, Hizbullahçıların salıverildiği; gazetecilerin, öğrencilerin, aydınların cezaevlerinde tutulduğu, halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının tutuklandığı, yerine kayyumların atandığı karanlık bir dönemden geçiyoruz.

Ekonomik ve sosyal kriz, adalet krizi ile gerici ve tekçi bir ablukaya dönüşürken, emekçilerin, emeklilerin, gençlerin, kadınların bedeller ödeyerek kazandıkları temel haklar birer birer gasp ediliyor, en demokratik anayasal haklar kullandırılmıyor, bu düzenin devamına yönelik her türden hukuksuzluk olağanlaştırılıyor.

Laik ve bilimsel eğitim yerine dinsel ve mezhepçi bir müfredat getirilerek yeni karanlıklar örülmek isteniyor.

Değerli Canlar! Sivas, Tokat, Malatya Erzincan başta olmak üzere Alevi coğrafyası madencilik adı altında, maden ve enerji şirketlerine peşkeş çekilmekte, kutsal mekânlarımız, ziyaretgahlarımız, derelerimiz, dağlarımız, zeytinliklerimiz, yaşam alanlarımız talan edilmektedir.

Bu yapılmak istenen şey, sadece sıradan bir doğa katliamı değil, aynı zamanda bir inanç, kültür ve hafıza kıyımıdır.

Bugün yaşanılanlar gerici ve faşist bir kuşatmanın ta kendisidir ve bu düzenin adı açıkça faşizmdir.

Ve biz, bu kuşatmaya karşı direnen halkların, inançların, kadınların, gençlerin yanında, Hakk’ın ve halkın yolundayız!

Sivas’ta yakılan ateşle simgeleşen bu katliamla yüzleşmeyen hiçbir iktidar, barış ve eşit yurttaşlık iddiasında bulunamaz.

Dersim, Çorum, Maraş, Gazi, Suruç, Roboski, Ankara Gar, Gezi gibi yaşanmış her bir katliam, ülkemizi karanlığa sürüklemek isteyenlerin planıdır.

Katliamlar, Alevilerin ve Türkiye halklarının kaderi değildir ve olmayacaktır. Bizler pirlerimizin, yol önderlerimizin tarih boyunca sürdürdüğü hak ve hakikat mücadelesini büyüterek devam ettireceğiz. Sonunda kaybeden karanlık olacak. Bu ülke ve bütün halklar özgürleşecek, eşit yurttaşlığa dayalı Laik ve Demokratik Cumhuriyet mutlaka inşa edilecektir.

Madimak yanmasın bir daha. İnsanlık yanmasın… Unutmadık, affetmiyoruz.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ