Birisini tanımıştım. İşinden çok para kazandığı, dünyalıklarının ve yaşam tarzının lüks olmasından belliydi. Belli ki, çok kazanç onu, çok harcamalı yaşamın, yüksek giderleri içine sokmuştu.
Bir gün karşılaştığımızda, ona hal hatır sorunca, asık bir suratla, “ Bu ara, işler kesat!..” dedi.
Arkadaşa, tam, “İnşallah uzun sürmez de açılır işlerin!..” diyecektim ki, birden, bunun “İSRAFIN ÇOK OLSUN!..” anlamına geleceğini düşünüp hemen sustum.
“Açılmazsa?..” diyecek oldum.
Arkadaş, “Allah korusun!..” dedi.
Yine içimden “Onun Allah’ı ile benim Allah’ım başka!..” dedim. Çünkü o, ona çok para kazandırıp, çok HEVES, İSRAF satın almayı verecek bir Allah’a tapıyordu!.. Benim Allah’ım ise bana, “Yaptığın her iş cümle alemin faydasına olsun, sakın zararına olmasın!..
Ve de sakın müsrif, olma SAPKIN heveslerinin peşinde masraf edeceğine, o kazancı muhtaçlara harca !..” diye emrediyor.
Para kazanma ve heveslerini ÜRETME-TÜKETME hırslarına dayalı yaşam tarzı insanı ne hale getiriyor!..
Bu yaşam tarzına, “Para ile sonu gelmez SAPKIN heveslerini satın almak için DÜNYAYI ZEHİRLEYENLER çağı” denmez mi şimdi?.. Siz ne dersiniz?..
Kuran’ı Kerim. Sure 28/ayet 50:
Eğer sana cevap veremezlerse bil ki onlar, keyiflerine uyuyorlar. Allah’ tan bir yol gösterici olmadan, yalnız kendi keyfine uyandan daha sapık kim olabilir? Muhakkak ki Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.