Atatürk’ü sevdiği türküleri seslendiren ilk koro Edirne’den
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla Edirne’ye gelişinin 94’üncü yıldönümünde saygı ve minnetle anıyoruz.
Edirne’de hafta başından itibaren ve bu gün Ulu Önderin eserleri, bilinmeyen yönleri ve düşüncelerini öğrenip, hatırlayacağımız anlamlı- anma programlarını, etkinlikleri izliyoruz.
Yıldız Güler
Böyle anlamlı bir program da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin düzenlediği ‘Atatürk Edirne’de Türkülerimiz Dillerde –Yaşasın Sanat’ temalı dinleti idi.
Çünkü O’nun “Meb’us olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hattâ Reisicumhur olabilirsiniz; fakat sanatkâr olamazsınız “ özdeyişini ve
“Hayatta mûsikî lâzımmıdır? “Hayatta mûsikî lâzım değildir. Çünkü hayat mûsikîdir. Mûsikî ile alâkası olmayan mahlûkat insan değildir. Eğer mevzubahis olan hayat, insan hayatı ise, mûsikî behemehâl vardır. Mûsıkîsiz hayat zaten mevcut olamaz. Mûsikî hayatın neş’esi, ruhu, süruru ve her şeyidir.”sözlerinin karşılığını veren bir dinleti programı idi bu program.
Yıldız Güler ve eşi Ünal
Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezinde belediye Türk Halk Müziği Korosu’nun Gazi’nin sevdiği türkülerle donatılan dinletide koronun seslendirdiği türküleri coşkuyla zaman zaman da gözlerim buğulanarak ve iç çekerek dinledim.
Belki de ben de Atatürk’ün güzel mısralara, edebi sohbet ve tartışmalara ve de müziğe tutkunluğunu yazan yakın çalışma arkadaşlarının anılarının etkisinde ve bu toprakların insanı olma hissiyatına kapılmış olmalıyım ki,.
Öğretmen Okulundaki müzik
öğretmeni Nuran Alper Yıldız
Falih Rıfkı Atay’ın, Ata’nın özellikle de Rumeli Türkülerini beğenip tatlı ve cazip sesiyle bu türküleri söylerken Rumeli ve Makedonya topraklarının kokularını alır gibi su ve kokularını alır gibi, su ve çıngırak seslerini duyar gibi bakışları uzaklaşa uzaklaşa sislenir, bizim içinde olmadığımız hatıralar içine karışır giderdi sözlerini hatırlıyor
Ve bana, bizlere bu hissiyatı yaşatan gönüllü koro sanatçılarını coşkuyla alkışlıyorum. Bildiklerimizi hatırlayıp yenilerini öğrendiğimiz Rumeli ve Anadolu Türküleri hazinemizin ne kadar zengin olduğunu tekrar anlıyorum. Bunları ortaya çıkaran, icra eden bizlerle buluşturan isimlerini bilip bilmediğimiz yüzlerce, binlerce yüce gönüllü mimarlarını, müzik öğretmenim Yıldız Güler nezdinde alkışlıyorum.
Yıldız Güler Edirne Lisesi yılları
Atatürk’ü sevdiği türküleri seslendiren ilk koronun mimarı Yıldız Öğretmen
Olduğunu öğretmenler gününü kutlamak üzere aradığımda 1969 yılında Atatürk Ortaokulunda 10 Kasım Atatürk’ü anma programını Atatürk’ün sevdiği Türküler ile hazırladığı heyecanla anlatışından öğreniyor anlıyorum.
Kimdir Yıldız Öğretmen ?
Benim de Edirne Lisesinden müzik öğretmenim olan Yıldız Güler Edirne’li
Mümin ve Muhtiye Güler’in kızı.
İlköğreniminin ardından babasının memuriyeti nedeniyle ortaokulu Niğde Aksaray’da tamamlıyor. Ardından Adana Kız Öğretmen okulunda yatılı olarak öğrenimine devam ederken gündüzlü eğitim imkânını değerlendirerek kazandığı sınavla Denizli Öğretmen okuluna geçiyor. Okulda bir müdür, bir tarih bir müzik öğretmeni yanında az sayıda öğretmen var. Sesi güzel olduğu için okulda fahri müzik öğretmenliği yapıyor. Aynı zamanda da müzik kolu başkanı. Pazartesi okulun ilk günü ve haftanın son günü olan Cuma günleri öğrencilere İstiklal Marşını okutup yönetiyor.
Eline bir keman verip kendisine Mozart’ın Türk Marşını öğreten Müzik öğretmeni Nuran Alper Yıldız öğretmenin en kıymetli öğretmeni. Zira müzik yeteneğini keşfedip geleceğini bu yönde belirleyip ilerlemesinde yol gösterici olmuş. Onun da teşvikiyle 1961 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarına girerek başarmış.
Atatürk’ün aydınlanma felsefesiyle kurulan ve musiki eğitimi de veren, tarihi Atatürk’ün 1925 tarihinde Cebeci’de açtığı Musiki Muallim Mektebine (bölüm 1937-1938 öğretim yılında açılıyor) dayanan Gazi Eğitim Enstitüsünde müzik bölümünde öğrencilik yılları başlıyor Yıldız Öğretmenin.
Gazi’de şan öğretmeni Azize Hanım ve kulak eğitimi öğretmeni Fuat Koray’dan eğitim alıyor. Çok ince seslere çıkıp en kalın seslere inmesiyle yetenekleri hemen ortaya çıkıyor Yıldız öğretmenin. Piyano öğretmeni Suavi Serdaroğlu ile devam eden eğitimi öğretmenin rahatsızlığı nedeniyle bir dönem ara vermesine sebep oluyor. Tabii bir moral bozukluğu yaşıyor.
Yoğun dersler, zaman zaman olumsuz fiziki koşullar ve Ankara’nın soğuk günlerinin neden olduğu yorgunlukları aileden ayrı kalma psikolojisi de eklenince ani bir kararla babasına mektup yazıp okuldan ayrılmak istediğini gelip onu almasını istiyor.
Prof.Eduard Zuckmayer
Baba Mümin bey yola düşüyor ve okul yönetimine başvurup kızını okuldan almak istediğini söylüyor. Enstitünün müzik bölümü kurucusu ve şefi Eduard Zuckmayer (Almanya’dan Hitlerin baskılarından kurtarılıp Türkiye’ye getirilen bilim insanlarından) “Yıldız çok yetenekli ve gelecek vaad eden bir öğrenci, ben okuldan gitmesine izin vermiyorum” cevabı üzerine baba Edirne’ye dönüyor ve Yıldız Öğretmen de bir oh çekerek sürdürdüğü eğitimine devam ediyor. Zira pek gönülden istemediği bu ayrılık bölüm şefi Eduard Zuckmayer’in takdiri ile maziye karışıp daha bir şevk ve ard arda gelen başarıları ile okulu bitirmesine sebep oluyor. Her zaman şükranla andığı “elimden tutmasaydı müzik öğretmeni olamazdım” dediği hiç gülmeyen ama birlikte çektirdikleri fotoğrafta“sen Güler’sin (Yıldız Güler) ben de gülerim” diyen öğretmenini, anı sayfalarının başında tutuyor.
Ve Yıldız Öğretmen müzik öğretmeni olarak Sinop’a tayin oluyor. Yurdun her yöresinde öğretmenlik yapmak onun için çok kıymetli olsa da doğum yeri Edirne’de öğretmenlik hayalleri var. Edirnelilik işte!!
Yola revan oluyor, otobüsle görev yerine giderken şans bu ya Samsun’a teftişe giden bir sağlık müfettişi ile sohbetinde bu isteğinden de söz etmeden kalamıyor öğretmenim. Gerçekten pek gönülden istemiş ki o kişinin zaman içerisinde ilgilenmesi ve iletişimleri ile bir dönem Milli Eğitim Bakanı olan Edirne Milletvekili İlhami Ertem’in takdirleri ile 1968 yılında Edirne Atatürk Ortaokulu’na müzik öğretmeni olarak atanıyor.
Okul müdürü Şaban Aslanbakan, yoğun ders günleri, tek müzik öğretmeni her sınıfa derse giriyor, özel günler için hazırlıklar, korolar…
Buradaki öğretmenliğinin ikinci yılında (1969) Atatürk’ü anma programı ve sunuların yapılması görevi Milli Eğitim Müdürlüğünce Atatürk Ortaokuluna veriliyor. Müdür Aslanbakan ‘da hazırlıkları yapması için Yıldız öğretmeni görevlendiriyor.
Program Edirne Ayvazoğlu sinema salonunda gerçekleştirilecek. Yıldız öğretmen bu programın müzik ağırlıklı olmasını düşünüp müdür beye bilgi veriyor. Günler öncesi sesi ve yorumu iyi öğrencilerini belirleyip o gün için özel bir koro oluşturuyor. Atatürk’ün sevdiği Rumeli türkülerinden oluşturduğu repertuardaki türküleri için öğrencilerini dersler harici günlerce çalıştırıyor.
Gün gelip çatıyor. Programın yapılacağı salon protokol üyeleri, öğretmenler, öğrenciler ve kentliler ile tıklım tıklım dolu. Heyecan dorukta!. Salonun sahnesinden günün anlam ve önemine binaen açış ve resmi konuşmalarının ardından sinemanın üst kattaki locasından Yıldız Öğretmen yönetimindeki koronun seslendirdiği Dayler dayler türküsünü seslendirilmeye başlıyor. Derin bir sessizlik içindeki konuklar ard arda gelen Alişimin kaşları kara, Kırmızı Gülün alı var, Vardar Ovası ve Yemen Türkülerini hiç şüphesiz duygulanarak dinliyorlar.
Programın ardından heyecan ve acabalarla okula dönülüyor. Program nasıldı???
Ertesi sabah okul müdürü Şaban Aslanbakan Yıldız Öğretmeni odasına çağırıyor. Biraz endişeli işte şimdi bir aksilik var der gibi “hocanım Milli Eğitim Müdürü sizi çağırıyor hayırlısı bakalım “ diyor.
Dönemin Milli Eğitim Müdürü Necip Güngör Kısaparmak
Heyecanla ama yaptığı programın çok anlamlı olduğuna inanan Yıldız Öğretmeni ayakta karşılayan Milli Eğitim Müdürü “sizi tebrik ediyorum Ulu Önderimizi çok anlamlı ve layıkıyla anma programı düzenlemişsiniz, Türkiye’de bir ilk muvaffakiyetleriniz daim olsun dileyin benden ne dilersiniz” diyerek takdirleriyle uğurluyor.
Ve günün şartlarına göre kayıt altına alınan bu program Milli Eğitim Bakanlığına ve bakanlık aracılığı ile TRT radyolarına gönderiliyor ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü sevdiği şarkılar ve türküler ile anma programları başlayıp dalga dalga yayılıyor.
Sevgili öğretmenim Yıldız Güler’den bir gurur anısı. Ne mutlu bize.
Rahat uyu Atam !