Edirne’de halkın çoğunluğu ilk kez kadın belediye başkanı seçti. Kadın olmanın artıları ve eksikleri vardır. Bir yandan; kadının yüzyıllarca ezilmiş, ötelenmiş karanlık zamanlarının cumhuriyet ile aydınlanmasının kanıtıdır bu makamlar. Öte yandan kadınları vitrinde tutup kararlara katmayan erkek egemen yapının direnmesi gibi geleneğimiz de var.
Sayın Başkan hukukçu ve bu nedenle hukuksuz baskılara karşı önlemini alabilir. Ülkede uygulanan üstünlerin hukukuna karşı hukukun üstünlüğünden yana olacağı öngörümüzü boşa çıkarmayacaktır. Uzmanlık alanı olan hukuk dışında kent sorunlarına dair yerel yönetim bilgisi herkes gibi Sayın Başkanın da eksik olabilir. Tüm seçilmişler için bu böyledir. Bir seçilmiş her şeyi bilmez, bilemez ve bilmemeli de. Bu makamlar kadro işidir. Birbirini tamamlayan uzmanlardan oluşturulan ekip seçilmişlerin olmazsa olmazıdır.
Bu ekip önemlidir. Siyasi olarak elbette yakınlık olacaktır. Ama başkan tarafından görevlendirileceği için başkana yakın olmak adına farklı düşüncesini söyleyemeyecek kişiler bu ekipte olmamalıdır. Daha önemlisi bu ekip ile yetinilmemelidir. Kentin gönüllü demokratik kitle örgütleri vardır. Bu örgütlerde kent için gönüllü olarak bilgi ve düşünce paylaşımı yapan kentliler çalışmalara bağımsız ve eleştirel bakarlar. Bu kurumlar ile ilişki kurmayan başkanlar oy arttırsa da değerlerinde düşme olur.
Yerel seçimler yapılalı altı ay oldu. Bir seçilmiş için kısa bir süre. Sayın başkan kendine göre görevlendirmeler yaptı. Kentin alt yapı sürecinde bozulan üst yapıya acil olarak el atması elbette olumludur. 18 Ocak 2024 tarihli yazımda üst yapının seçimler öncesinde bitirilmesini talep etmiştim ama zamanın başkanı Cumartesi Pazarı gibi onu da öteledi her nedense. Bu nedenle bu iki iş eksikliği giderme adına iyidir.
Bu günlerde yine üst yapı görüntüsü olarak kenti çiçeklendirme, yeşil alan üretme ve düzenleme çalışmaları devam ediyor. Kentli olarak baktığımızda unutmamalıyız ki tüm yeşil alanlar kentlinindir ve buralar ya doğal olarak korunmalı ve bakılmalı veya düzenleme yapıp kamu tarafından hizmet sunulmalıdır. Başkanın bu anlamda vaatleri olduğunu da biliyoruz.
Bu vaatlerden en önemlisi de “birlikte yöneteceğiz” sözüdür. İnsanlığın geliştirdiği bu çağdaş yönetim anlayışını her siyasetçi söyler ama uygulamada yandaşlar ve aynı düşünenler ile birlikte olunur. Oysa bir başkan kentte çoğunluğu almış olsa bile oy vermeyenlerin de içinde olması gereken “birlikte” sözcüğünü unutmamalıdır.
Birlikte yönetmek; her kişinin görüşü hayata geçecek anlamında değildir.Demokratik işleyişleri, kente dair akıl, bilim, hukuk kılavuzluğunda kentlilerin de katılımını sağlayabilen örgütlenmeler yerel yönetimlere katkı sunabilen yapılardır. Çünkü onlar kentin vicdanıdırlar. Seçilmiş makamlar bunların görüşünü mutlaka almalıdır.
Basından izlediğim kadarı ile başkan sokaklara iniyor, evleri geziyor, sivil örgütlerle buluşuyor. İktidarın yoksullaştırdığı kentlilere yardım elini uzatıyor. En yakın zamanda başlayacağı beklenen kent lokantaları, okul öğrencilerine bir öğün yemek anlamlıdır. Hele iktidarın temizlemediği okulların temizlenmesi talebi çok iyi amaçlıdır. İktidar bürokrasinin izin vermemesi, ise acıdır.
Ulaşım sisteminin baş aktörü ETUS hakkında da daha az söz duymaktayım. Araçların tümü yollarda sanırım, beklemeler azaldı. Sürücüler belki de “kadın başkanı”ı üzmemek, karşısında utanmamak için daha kibarlar. İyilik de kötülük de yukarıdan aşağıya bulaşıcı olabiliyor. Umarız ülke de yukarılarından gelen kötülüğe karşı yerelde iyilik yayılır.
Resmi adı “Şehit Astsubay Ömer Halis Demir 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Şehitleri Parkı” olan ancak yıllardır gençlerimizin özgürce kullandığı ve mutlu olduğundan ötürü “Gençlik Parkı” veya “Özgürlük Parkı” olarak anılan ve gelecekte de bu adın verileceğini umduğum alanın düzenlemesi yapılmaktadır. Umarız ve bekleriz ki bu alan veya başka alanların düzenlenmesinde ve yeniden yapılmasında kent vicdanı da olan kişi ve kurumların, hele de gençlerin görüşlerine başvurulmuştur.
***
Bugün 10 Ekim. 2015 yılının bu gününde; “Emek, barış ve demokrasi” için gittiğimiz Ankara’daydık. Toplanmaya ve kalabalığın artmaya başladığı sırada saat 10:04’te peş peşe iki patlama meydana geldi. İki kişi tarafından eşzamanlı düzenlenen bu intihar saldırılarında 103 kişi yaşamını yitirirken, 500’den fazla kişi de yaralandı. O günden beri ikinci hayatımı yaşıyor gibiyim, gibiyiz. Çünkü ölenlerin içinde hepimiz olabilirdik. Ve acı olan tetikçiler haricinde zamanın kamu görevlileri ve siyasileri, azmettirenleri hakkında bir şey yapılmaması.
10 Ekim ve diğer katliamları unutmadık, unutturmayacağız. Yerelde başarılı olanlar da unutulmaz.