DOLAR 34,2579 0.33%
EURO 37,8176 0.1%
ALTIN 2.930,200,50
BIST 8.918,840,23%
BITCOIN 21110342,48%
Edirne
22°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

40 okunma

Hukuka rağmen kıyım!

Edirne'nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal Köyü'nde faaliyet gösteren taş ocağının, daha önce yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen yeniden 'ÇED gerekli değildir' raporu alarak ikinci ocak faaliyetlerine başlaması, İl Genel Meclisi gündemine geldi… Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Serdar Çığla, ocağın bölgeye zararına vurgu yaparak, "Doğa, Bitki örtüsü, yeraltı suları, yaban hayvan hayatına, sahada yapılan çalışmalarda meşelik ormandan yüzlerce ağaç kesilerek ulaşım yolu açılmış, kısmi düzenleme yapılsa da bitki örtüsü ve tarım ürünleri zarar görmüştür" dedi…

ABONE OL
3 Ekim 2024 16:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL


Olgay GÜLER
Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal Köyü’nde faaliyet gösteren taş ocağının, daha önce yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen yeniden ‘ÇED gerekli değildir’ raporu alarak ikinci ocak faaliyetlerine başlaması, il genel meclisi gündemine geldi.
İl Genel Meclisi Ekim ayı toplantılarının üçüncü birleşimi dün gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Çiğdem Gegeoğlu baş-kanlığında Edirne İl Özel İda-resi’nin İl Genel Meclis toplantı sa-lonunda gerçekleştirilen toplantıda Çevre ve Sağlık Komisyonu tarafından hazırlanan Lalapaşa’ya bağlı Vaysal Köyü’nde yeni açılan taş ocağının çevreye verdiği olumsuzluklar hakkındaki rapor görüşüldü.


‘YÜZLERCE AĞAÇ KESİLDİ, DOĞAYA ZARAR VERİLDİ’
Komisyon Başkanı Serdar Çığla’nın okuduğu raporda söz konusu taş ocağını işleten şirkete, S.S. Vaysal Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından açılan davada yürütmeye durdurma kararı alındığı hatırlatıldı. Şirketin rapora rağmen ikinci kez ÇED gerekli değildir raporu alarak, ikinci taş ocağında çalışmalara başladığını kaydedilirken, “Şirket tarafından, aynı bölgede Edirne Valiliği’nce ÇED raporu gerekli değildir, kararınca taş ocağı üretimine başlamıştır. Üretim dinamitle patlatma ile yapılmaktadır. Vaysal kalkınma kooperatifince İdare mahkemesine dava açılmıştır. Yeni açılan taş ocağı, Doğa, Bitki örtüsü, yeraltı suları, yaban hayvan hayatına, sahada yapılan çalışmalarda meşelik ormandan yüzlerce ağaç kesilerek ulaşım yolu açılmış kısmi düzenleme yapılsa da bitki örtüsü ve tarım ürünleri zarar görmüştür. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne yapılan şikayetlerle ölçüm cihazları konularak olumsuzluklar giderilmeye çalışılmıştır. Tüm bu çalışmaların üretime başlamadan önce yapılması görüşündeyiz. Bölge halkı tarım, hayvancılık, arıcılık ve orman ürünlerinden geçimini sağlamaktadır. Saha geniş ruhsatlı ve önlemleri alınmış ocaktan taşın çıkarılması maliyetli olduğundan yeni açılan ocaktan patlatma yöntemi ile 20 metre derinlikte malzeme alınıp, sonra başka bir sahada taş ocağı açılması bölgeyi olumsuz etkilemektedir” denildi.


‘HALKIN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ TEHLİKE ALTINDA’
Bölge halkının can ve mal güvenliğinin de tehlike altında olduğuna vurgu yapılan raporda; “Tabii ki taş ocaklarına ihtiyaç vardır. Taşın kullanılacak alanlara sağlanması için altyapısı ve çevresel, doğa, yaşam koşulları göz önünde bulundurularak uygun yerlerden ve gerekli ÇED olumlu raporları alınarak ihtiyacın karşılanması görüşündeyiz. Taş ocaklarından çıkan malzemenin nakliyesi, araçların tonajları yüksek olduğundan, köy içi yolları ve köy ana yollarımız bozulmaktadır. İl Özel İdaresi’ne mali külfet getirmektedir. Ayrıca halkın can ve mal güvenliği tehlike altındadır. Gerekli önlemlerin alınması görüşündeyiz. Ayrıca firmaların ruhsatları onaylanırken yeraltı ve yer üstü varlıkların zararları, ekosistemin bozulacağı, proje tanıtımı yapılarak mesleki ve teknik incelemeler yapılması, uzman raporları düzenleyerek, saha denetimleri yapılması, yöre halkı ve köy tüzel kişilerinin görüşleri alınarak, tüm olumsuzlukların giderilerek taş ocakları açılması ve ekonomiye katkı sağlanması görüşündeyiz” ifadeleri kullanıldı.


‘HAYVANCILIK YAPANLARIN GİRMESİ DE ENGELLENİYOR’
Komisyon Başkanı Serdar Çığla, taş ve maden ocaklarına sıkı denetimlerin şart olduğuna dile getirdi. Çığla; “Bu ocaklar halkın, devletin malı. Bu ocakları geçmişte devlet çalıştırıyordu. Şimdi özel sektöre verdiler. Onlar da kazansın ama denetim gerekli. Örneğin; Lalapaşa bölgesinde 20 yıl önce taş ocağı verilmiş. Taş ocağının derinliği aşağı doğru 80-100 metre kadar gitmiş. Tel örgü yapılmış, oraya hayvan veya insan düşse kesin ölür. Belki de ölmüştür. Bu taş ocağından çıkarma maliyeti fazla olduğu için, acil ihtiyaçtan dolayı hemen birkaç kilometre ötede hazır bir taş ocağını alıp, patlatma sistemiyle kontrollü patlatılıyor ama ne kadar kontrol edilirse edilsin yer altı sularını etkilememesi mümkün değil. Yani 6 şiddetinde yapsalar bile 2 kilometre ötedeki suyu etkilememesi mümkün değil. Çevreye, ağaçlara, bitki örtüsüne zarar verdiği gibi hayvancılık yapan insanların oraya girmesi engelleniyor” sözlerini söyledi.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ