Gökdelenleri, atomu, egsozlu arabaları, uçakları, gemileri icat etmeyi medeniyet sanırlar!..
Kılı kırk yarıp, ne müthiş buluşlar yaparlar da, zararlarını önlemeyi ÖNEMSEMEZLER, ama KIYAMETLERİNİ getirdiklerinin fakında değiller!..
O arabanın, uçağın vb.. zehirli dumanına çare bulmadan ne üreten üretmeli, ne de tüketen tüketmeli!..
Çünkü tertemiz emanet edilen havamızı zehirleriz. Atmosfer boşluk değil ki, havaya salınan zehirler kaybolup gitmez ki!..
Atmosferimizin kimyasını bozar, güneşin zararlı ışınlarını süzemez, nefesimiz, besinlerimiz, yağmurumuz, toprağımız, suyumuz, hepsi kansere bulaşır, MAHVOLUR GİDERİZ!..
ÖYLE DE OLUYOR, GÖZ GÖRE GÖRE!..
BİR ARAÇ, EĞER ZEHİR SALIYORSA HAVAYA, SUYA, TOPRAĞA… üretmeyeceksin!..
ÇÖZ, ZEHİRLİ DUMAN SALINIMINI ondan sonra üret ve kullan!..
Ama yapamıyorlar bir türlü…
Bilemem, bildiğim “verilirse olur” verilmiyor, hak ediş yok demek ki. O zaman da madem verilmiyor ise, önlemi, “Yaratılanlara zara veririz, Allah’tan korkarız” diye yapmayacaksın!..
İNSANLIK, BU ARAÇLARI KULLANIRKEN, KUL HAKKINI ZEHİRLEMEKTEN, GÜNAH DEFTERİNİ DOLDURUYORLAR, YAZIK!..
İşin kötü tarafı öyle bir yaşam tarzına geldik ki, bu araçları kullanmadan da olmuyor!..
Kuran’ı Kerim. Sure 41/Ayet 29:
O kâfir olanlar, şöyle diyeceklerdir: “Ey Rabbimiz! Cin ve insanlardan bizi yoldan çıkaran şeytanları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım, en aşağı düşenlerden olsunlar.”