Çocuklarımıza, medeni yaşamanın temelini nasıl öğretebiliriz?..
En başta, “Yaratan’dan ötürü” doğa ve tabiat varlıklarına saygı ve sevgi gösterilmesi ile!..
(Hepsi bizim, sahibi yoktur, diye değil!..)
İnançla, kutsal emanetler bilip, bilimle, sanatla cümle aleme, fayda etme niyetini aşılayarak!..
Sofrada ki şükür ile; ( Yediğimiz, içtiğimizin, hangi bir nimetin bedelini parayla ödeyebiliriz ki?)
Annenin, babanın, dede, ninenin, Türkçe dualarla, anlaya, şuurlana, İKİ REKAT namaz kıldığını, oruç tuttuğunu, helâli, haramı anlatması, çevredeki canlara fayda etmeleriyle, Büyüklerinin hayır dualarını işitmesi ile!..
Sık sık Allah’ı anmaları ile!..
(Yoksa fiziki heveslerimizle, şeytanın uşağı olmak da var)
İsrafsız, mütevazi, sade yaşam tarzı ile!..
(İsraftan, lüksten fayda değil maraz çıkar!..)
Ailenin, yalansız, dolansız, birbirlerine saygı, sevgiyle, yardımla davranmaları ile!..
Kedi ve köpeklerle beraber büyüyüp, onlardan koşulsuz saygı, sevgi ve sadakati öğrenerek!..
Çocuklarımız en coşkulu, en çıkarsız, en sadık sevgiyi, saygıyı öğretecek daha iyi öğretmen bulunmaz ki!..
AİLE İÇİ VE YAKIN ÇEVRE İÇİNDE, YAŞAYIP ÖRNEKLENEN BÖYLESİNE BİR EĞİTİM, HEM İNANÇ, HEM BİLİM, HEM SANAT EĞİTİMİNİN EN MUHTEŞEM TEMELİNİ ONLARA VERMEZ Mİ?..
Kuran’ı Kerim. Sure 50/Ayet 37:
Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.