DOLAR 34,0349 -0.09%
EURO 38,0137 0.25%
ALTIN 2.832,501,07
BIST 9.948,521,78%
BITCOIN 21407554,86%
Edirne
24°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

39 okunma

EĞİTİMDE KONUM NET OLMALI

ABONE OL
18 Eylül 2024 12:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Her şeyin başı eğitim” deriz ama bu kadar önemli olan eğitime ne kadar sahip çıkarız? “Saldım çayıra Mevla’m kayıra” deyimi çocuklarına sahip çıkmayarak onları başıboş bırakan aileler için söylenir ki bu kadar duyarsızlık üstümüzü sarmış gibi.

Cumhuriyetin yüzüncü yılında ülkemizdeki eğitim durumuna baktığımızda kuruluştaki felsefeden ne kadar ayrıldığımızı görebiliyor muyuz? Geleceğin iyi tüketen ve biat eden yurttaşlar kalabalığı olmasını kurgulayan ve dini, teknolojiyi, tüketimi kullanarak dindar ve kindar nesillerle yapmayı amaç edinen iktidara karşı neler yapabiliyoruz?

Eğitim evrensel yasalarda ve bizim anayasamızda güvence altına alınmış bir haktır. Bu hakkın kapsamı “isteyen kendini eğitsin” veya bir bakanın “kişilerin eğitim almama hakkı da var” diyerek özgürlük pazarlayan iktidara karşı hepimizi ve geleceğimizi etkileyen bu anlayışlara karşı yeterli tepkiyi gösterebildik mi?

Ülkemizde her yıl kaybolan veya iş kazasında hayatını kaybeden çocuk sayısını biliyor muyuz? TÜİK 2016’dan itibaren kayıp çocukların sayısını, Adalet Bakanlığı da 2019 sonrası çocuk istismarı verilerini açıklamıyor. Deprem sonrası kayıp çocuklara ilişkin en ufak resmî bilgi yok ama Kahta ilçesi Menzil Köyü’nde iki binden fazla depremzede çocuğun olduğunu okumadık mı?

Öğrencilerine barınma yeri bulamayan iktidar kamu binalarını 49 yıllığına belli vakıflara kiralarken ve yurt sahiplerine öğrenci başına yardım yaparken çocuklarımızın STK adı altında tarikatlara mecbur bırakıldığını anlayamadık mı?

Öğretmenlerin psikolojik danışmanlık vasıfları ellerinden alınırken; sertifika veya tezsiz yüksek lisans programları ile ÇEDES projesi kapsamında imam, vaiz, vaize veya ilahiyat ve imam hatip mezunu öğrencilerin manevi danışman olması için adım atıldı. Biliyor muyuz?

Ders programlarından biyoloji, fizik, kimya, felsefe, gibi pozitif bilim derslerin sayıları yıldan yıla azaltılıp yerine dini ağırlıklı dersler konulurken bunun orta çağ zihniyetini getireceğini düşünemedik mi?

Öğrencinin sanat ve düşünce ufkunu açacak resim, beden, müzik gibi dersler işlevsiz hale getirilirken ve bu derslerde matematik problemi yaptıranlara ne dedik?

Karma eğitimi kaldırmayı, kız-erkek okulları düşünebilen iktidar yetkililerinin karşısına çıkıp bilimsel verilerle kendimize ve özellikle iktidara oy vermiş kişilere bunun sonuçlarının ne olacağını anlatabilmek adına çalışmalar yaptık mı?

Dünyadaki tüm inançları kültür anlamında anlatabilmek amacıyla konmuş din kültürü derslerinde sadece bir inancın öğretisi anlatıldı ve onun ibadet ritüellerini uygulamalı yapıldı. Ki bu durumun insan haklarına aykırı olduğu AİHM kararı olmasına rağmen “o kadar da değil” deyip laiklik gereği inançların özgürlüğünü savunabildik mi?

Daha yüzlerce durum tespiti yapabilir ve soruları arttırabiliriz.

Her sorunun yanıtını da mutlaka vermeliyiz. Siyaset olarak bunu yapmak geleceğe umuttur. Ondan da öte evrensel hakları savunmak hepimiz için yurttaşlık görevidir. Eğer eğitimde konumumuz net değil ise muhalif olamayız, muhalefet yapamayız.

Eğitim sistemi içinde olmazsa olmaz laikliktir ve anayasal güvencededir. Ancak bu hak örselendikçe, uygulanamaz duruma geldikçe toplumsal tepki olmuyor ise o hak yok demektir. Toplumun tümünü ilgilendiren eğitim gibi konularda “iktidar benim, çoğunluk bende, istediğimi yaparım” yaklaşımı tehlikelidir. Ama toplumun diğer kesiminin sessizliği bu tehlikeyi büyütür. Ülkemizde maalesef durum bu seviyededir.

Teknoloji sayesinde dostlarımızla “konum at” diyerek buluşabiliyoruz. Bireysel olan bu durumu örgütsel olarak da yapmalıyız.Duyarlı yurttaşlar ve örgütlerle acil olarak eğitimde konumumuzu belirlemeliyiz. Birlikte kararlar ile dünya aydınlanması öncülüğünde, ülkemizin kuruluş felsefesinde mevzuata konmuş eğitim modelini zamanımızın teknolojisine uygun hale getirerek gereğini yapmalıyız. Bunu siyasiler yapmıyor ise onların konumuna değil onların bizim konumumuza gelmesini sağlamalıyız. Eğitimde konum net olmalıdır.

Toplumun geleceğinin kurgulandığı ve toplumsal kararlarla oluşturulması gereken eğitim sisteminde meydanı iktidara bırakmasaydık bugün okulların medreseye, öğrencilerin müride dönüşmesi durumuna gelmezdik. Evrensel bir hak olan kamusal eğitim elimizin altından giderken “iktidar olunca düzelteceğiz” vaadi umut değildir. Çünkü iktidarın “tedrisatında” yetişen nesillerin toplumu ele geçirdiği, sermayeye ve tarikatlara teslim edilmiş bir ortamda iktidar olmak da zordur.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ