Esad’ın devrilerek bir dönüşüm hükümeti ile sürecin devam edeceği öngörüsünü ilk olarak 27 Mayıs 2013’te ortaya koymuştum. Şu an tivitır denen gayya kuyusunda popüler olan söylemden bağımsız olarak bilimsel bir niteliği haiz olduğundan pek de dikkat çekmedi. Neyse zaten kimin tarafından görüldüğü de analizlerin en az görülmesi kadar önemli.
Bu tarihten itibaren dönüşümün Irak’ta olduğu gibi gerçekleşmeyeceğini, ABD’nin Saddam’ın devrilmesi için yaptığına benzer bir harekatla Esad’ı devirmeyeceğini de belirtmiş bunun nedenlerini de sıralamıştım. Ancak o esnada Kayisun dağı ve acı kahve söylemi ortaya çıkmadığı için bu da görülememişti. Buna ek olarak ABD’nin muhalif unsurları da ayırdığını belirterek Esad’ın devrilmesi kadar Esad sonrası dönemin de ABD açısından önemli olduğunu pek çok vurgulamıştım.
Şimdi gelinen durumda iç politik saiklerle zafer naraları atabilmek yahut hezimet söylemleri geliştirebilmek için en ufak bir görüntü yahut jesti dahi gündeme getirenler bir kenarda dursun bu sürecin asli meselesi dönüşümün uluslararası ekonomi politik ilkeler ve politikalar bağlamında nasıl ortaya çıkacağıdır. Bu vaziyeti şimdiden göz ardı ederek araba kullanma, dağda kahve içme gibi hafta sonu faaliyetlerine odaklananlara biraz az dikkat etmek gerektiğini belirteyim. Zira ekonomi politik gerçeklikler Suriye coğrafyası için buz gibi ortada duruyor. Üstelik bu sadece apartman inşaatı ile tanımlanabilecek yahut sınırlandırılabilecek bir durum değil.
Genel olarak savaş çığırtkanlarının özellikle de 3. Dünya Savaşı çıkacakçı tayfanın gözden kaçırdığı bir durum ise liberal ekonomi politikalarının (biz de bu politikanın bir parçasıyız) çatışmaların az olduğu coğrafyaları tercih etmesi. Tam da bu yüzden ABD, Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi büyük güçler tam siz savaşacaklarını zannettiğiniz anda masaya oturup belli bir denge noktasında anlaşır. Bu konudaki analiz yetersizliğinizi eser miktarda Robert Gilpin ve Robert O. Keohane okumak giderecektir.
Çatışmasızlık ve uzlaşı ortamının Suriye’de sağlanabilmesi için daha çok yol var. Yani hücum yeleklerini çıkarıp yerine kravat takıp takım elbise giymek tek başına yetmeyecektir. Küresel ekonomi-politik aktörlerin faaliyet alanlarının temin edilebilmesi için istikrarlı bir hükümet yapısı gerekir ki; Suriye henüz bu durumun yanına bile yaklaşabilmiş değildir. Yıllar önce kaleme aldığım bir kitap bölümünde Suriye’deki ekonomik kapasitenin liberal ekonomi politiğin konusu haline getirileceğini sadece bunun için bile Esad rejiminin yıkılıp bir dönüşüm hükümeti mahareti ve vasıtasıyla bu politik ilkeler bağlamında hareket edecek bir hükümetin ortaya çıkacağını yazmıştım.
Bu durumun ortaya çıkabilmesi için Suriye’deki tarafların uzlaşması ise şart. Bu durum ise hayli zorlu görünüyor. Zira Humus ve Lazkiye gibi illerde yaşanan güvenlik sorunları bunun göstergesi. Neyse bizler işin sabun köpüğü şartlarında hangi tepede, dağda kahve içilir diye düşünmeye ve tivitır denen sosyal medya aparatında söz cambazlığına devam edelim. Umulur ki bu şartlar değerlendiriliyordur. Ha bu arada meşhur esprimi yapmadan geçmeyeyim: SENEYE GÖRÜŞÜRÜÜÜZZZZ.