DOLAR 34,1026 0.24%
EURO 38,1457 0.1%
ALTIN 2.874,391,62
BIST 9.900,25-0,76%
BITCOIN 2146486-0,76%
Edirne
22°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

268 okunma

MUSTAFA KARAPINAR: DEMİRHANLI’LI MUSTAFA

Formasını giydiği Tuncaspor’da hep güzel anılar biriktirmiş Mustafa Karapınar, namıyla “Demirhanlı’lı Mustafa”.

ABONE OL
12 Ağustos 2024 17:46
1

BEĞENDİM

ABONE OL

İsmail DEMİRAY yazdı…

Mustafa Karapınar’la iki yıl önce Edirnespor’la ilgili yaptığımız röportajda Edirnespor’lu Mustafa olarak görüşmüştük. Bu görüşmemizde ağırlık Tuncaspor ve o yılların Kıyık semti olmasına karşın söz döndü dolaştı yine Edirnespor’a geldi.

Formasını giydiği Tuncaspor’da hep güzel anılar biriktirmiş Mustafa Karapınar, namıyla “Demirhanlı’lı Mustafa”. Üç yıl boyunca Kıyık halkının da sevdiği oyunculardan birisi olmuştu. Haftada iki antrenmanın yanında cumartesi Genç, Pazar günleri de A takımla yaptığı maçların faydasını görecek ve yolu kentinin takımıyla kesişecektir. Mustafa’nın Edirnespor’a transferi gururu olur Tuncaspor’un.

ÖNCE TUNCA SONRA EDİRNESPOR

Futbolculuk yıllarında başarılı Edirnespor formasını giydiği dönemlerde Edirne’li futbol severler de çok sevmişti Mustafa’yı efendi, sakin kişiliğinin yanında istikrarlı futbol adamlığı nedeniyle de. Edirnespor maçlarına Kıyık’tan, Süloğlu bölgesi ve köylerinden binlerce insan sel gibi inerlerdi 25 Kasım’a doğru Mustafa’lı Edirnespor’u seyretmek için. Kimlere karşı forma giymemişti ki Mustafa sağ açık oynadığı sarı kırmızılı formasıyla. Fenerbahçe’de sonradan başarıyla forma giyecek olan Aykut Kocaman, Kaptan Oğuz, Saffet Sancaklı, Kaleci Engin.

25 yaşında çok erken yaşta futbola küstüren de yine Edirnespor oldu Mustafa’yı. Edirnespor yönetiminin dışarıdan gelen oyunculara cömert, Edirne’lilere “sen bizim evladımızsın, oynarsın, ama paramız yok” yaklaşımları futboldan soğuttu Mustafa’yı da daha önce birçok Edirne’li futbolcuda olduğu gibi.

2000’lere kadar bu düşünceyle giden Edirnespor ondan sonra tam 20 yıl boyunca futbol sessizliğine bürünmekten kurtulamadı ve şu anda da milyonlarca lira harcamasına karşın kendi evlatlarından uzak kalan bir Edirnespor’un durumu da ortada.

Sözü Demirhanlı’lı Mustafa’ya bırakıyoruz.

FUTBOLA DEMİRHANLI’DA BAŞLADIM

“1966 yılı Demirhanlı köyünde doğmuşum. İlk okulu köyümde ortaokulu Mimar Sinan’da okuduktan sonra futbola ilgim başladı. Babam ve annem çiftçi.

Futbola 15 yaşımda köyde başladım. Köy turnuvalarında severek köyümün formasını giyiyordum. O dönemde de köyler arasında turnuvalar büyük çekişmelere sahne oluyordu. Turnuvalara ciddi olarak hazırlanan, kaynak ayıran köyler nedeniyle üst derecede rekabet ve çekişme oluyordu. Dışarıdan getirilen oyuncular turnuvaların kalitesini yükseltiyordu. Günümüzle karşılaştırırsak köy turnuvaları şu andaki Süper Amatör kalitesinde maçlarla oynanıyordu. Anımsıyorum o yıllarda Hacıumur köyü takımın başına Rıdvan Kösemihal’i getirmişti, turnuvada başarılı olması için.

TUNCA’YA FERHAT HOCA ALDI BENİ

Köy turnuvasında Demirhanlı’da köyümün takımında genelde sağ açık oynuyordum. Beni görüp izleyen, beğenen ve Tuncaspor’a gelmemi sağlayan Ferhat hoca olmuştur. Ferhat hocanın özelliği mayasında futbol olan gençleri görünce bir şekilde ikna eder, futbola kazandırırdı.

Teklif gelince severek düşünmeden kabul ettim Tuncaspor’un önerisini. Köyümden minibüs ile gidip gelecektim, yol paramı da sürekli ödedi kulüp sarı yeşilli formayı giydiğim dönemlerde. Bir şartım vardı yalnızca yazları da köyümün takımında turnuvalarda köyümün formasını giyecektim. Ferhat hoca yazları da idmansız kalmazsın oyna tabiî ki diye izin vermişti.

Önce Tuncaspor Genç takımda başladım. Yaşım daha 15 ama çok heyecanlı ve mutluyum.  Ağbi kardeşlik te. Ben her zaman büyüklerimden büyük destek ve sevgi gördüm. Bizleri geleceğin yıldızları muamelesi gösterdi hocalarımız ve ağbilerimiz sürekli olarak.

CUMARTESİ GENÇ, PAZAR A TAKIMDA OYNADIM

Antrenmanlarımızı Genç ve A takım olarak birlikte yapıyoruz. O zaman da antrenman sahamız olmadığı için yer bulabilirsek Saraçhane, yoksa Kıyık’ta benzinliğin arkasında çamur, toz toprak içinde. Antrenmanlara sadece gündüzleri çalışabiliyoruz, ışıklandırma yok, o yüzden köye gidip gelmem sorun olmuyordu. Antrenmanlardan sonra doğru kulüp binasına orada duşumuzu alıp dağılıyorduk. Formalarımızı, eşformanlarımızı kendimiz yıkıyor, yanımızda getiriyorduk antrenmanlara ve maçlara.

KIYIK HALKI TUNCASPOR’UNA SAHİP ÇIKIYORDU

O yıllarda Gülistan Şenyurt hocamızda takımın her şeyiydi. Antrenmanlara bile gelir, bizlerle ilgilenir, güler yüzlü, tatlı dilli bir ağbimizdi. Bu gün elimizde bu fotoğraflar varsa onu tamamen Gülistan hocamıza borçluyuz.

Kıyık çok farklı bir yerdi o yıllarda. Kıyık halkı futbolu seviyor ve Tuncaspor’a  sahip çıkıyordu. Değerli olduğumuzu hissettiriyordu bizlere Kıyık halkı her yerde. Maçlarda en büyük taraftar desteğini her zaman Kıyık halkı vermiştir. Deplasmanlara bile Kıyık minibüsleriyle gidiyorduk, yemeklerimizi de Kıyık’ta yiyorduk, Tuncaspor Kıyık semtinin takımıydı ve Kıyık halkı, esnafı, fabrika çalışanları sahip çıkıyordu takımlarına.

Hafta içi antrenmanlarından sonra cumartesi günleri Genç takımla maçlara çıkıyordum. Bir gün sonra da genelde kadroda oluyor ve heyecanla bekliyordum maç kadrosunun açıklanmasına. İlerleyen haftalarda A takımda da forma giymeye başladım.

TUNCASPOR’UN KIYIK’TA YEMEKLERİ EFSANEYDİ

Maçlardan önce genelde kahvaltı verirdi Tuncaspor yönetimi oyuncularına. Önemli maçlardan sonra da Kıyık’ta yerdik yemeklerimizi. Yöneticilerden tamamı katılırdı bu yemeklere. Bütün yönetim, oyuncular birlikte olurdu bu yemekli eğlencelerde.

Tuncaspor’lu yıllarımda her yıl iddialı olmuştuk Edirne Amatör Liginde, hep yukarılara oynamıştık. Özellikle Genç takım olarak Edirne’de hep en başarılı biz olduğumuz gibi grup maçlarına da Tuncaspor Genç Takımı olarak gidiyorduk. A takım seviyesinde ise o yıllarda Edirne DSİ kulübü olanak ve imkanlar nezdinde bizlerden çok daha iyi durumdaydı ve kendi çim sahalarında antrenman yapıyorlardı. İş imkanlarıyla Trakya’nın her yerinden kalbur üstü tecrübeli futbolcuları kadrolarına katabiliyorlardı. Tuncaspor olarak yine de onlara her yıl şampiyonluk mücadelesinde rakip olabiliyorduk amatör ruhumuzla. Anımızda var bir DSİ maçıyla ilgili olarak.

EN BÜYÜK RAKİBİMİZ DSİ’YDİ

Edirne 25 Kasım stadındayız, soğuk ve yağışlı bir hava hakim. Yenen şampiyon olacak. Maç başladı, ayaklarımız gömülüyor çamurun içine, değil koşmak, yürümek bile zor o sahada. Maç başladığında genç ve hızlı takımımız öne geçmesine karşın maçın ikinci yarısıyla bizde yorgunluk elametleri, DSİ’de de tecrübe karşı karşıya gelince yenildik ve şampiyonluktan olduk, çok üzülmüştük.

Tuncaspor’dan sonra 1986 yılında Edirnespor’a transfer oldum. Çok heyecanlı ve mutluydum. 1991 yılına kadar sarı kırmızılı formayı giydim. Önce Genç takımda başladık. İlerleyen dönemlerde takıma sağ bek olarak girmeye başladım.

Edirnespor bizlere, kendi evlatlarına sahip çıkmadı. Yabancılara, dışarıdan gelenlere verdiği değerin yarısı bile bizlere çok gördüler. Edirnespor bugün bile o dönemdeki hatalı düşüncelerin sonuçlarını yaşamakta. Ben 25 yaşımda futbolu bıraktım bu ilgisizlik ve değer bilinmezlikler yüzünden. Yoksa daha 10 yıl doğduğum kentin takımının formasını giyer, genç yaşımda edindiğim tecrübelerle her yıl en azından bir iki genç takım oyuncusunu takıma katılmasını sağlar Edirnespor’u değerinin olması gereken yerlerde tutmaya çalışır, bugünlerin haline düşmesini engellerdik.

TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ

Amatör oynadığımız yıllarda bizden önce oynayan Edirne’li ağbilerimiz görür umutlanırdık. Bizler de bir gün Edirnespor formasını giyebiliriz diyerek. O yüzden ciddi hazırlanıyor, hedefimiz olan Edirnespor forması için çok çalışıyorduk. Bugün alttan gelen amatör futbolculardan hangisinin öyle bir umudu var Edirne’de. Yetenekli ve çok çalışkan olması yeterli mi? Hayır değil.

Sürekli dışarıdan gelenlerle yürümez Edirnespor. Eğer Edirnespor kadrosunun yarısından çoğu Edirne’li futbolculardan oluşmuyorsa yürümez, yürümedi, yürümüyor da zaten. Edirnespor’u ancak Edirne’li işi bilen yöneticiler, teknik adamlar idare ederse Edirnespor ayağa kalkar.

Futbolu halen seviyor, izliyorum. Bir daha dünyaya gelirsem yine futbolcu olmak isterdim. Ama Edirnespor’dan başka bir takımda mutlaka oynamak isterdim. Dönemin Edirnespor’lu yöneticileri beni futboldan soğuttular, küstürdüler ve çok genç yaşta Edirnespor yüzünden futbolu bıraktım.”

(Yarın: Halil İbrahim AKGUN)

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ