Vatan Partisi Edirne İl Başkanı Gürol Bora Ateş, açıklanan hububat alım fiyatlarıyla çiftçinin emeklerinin yine hiçe sayıldığını belirterek, “Hiçe sayılan yalnızca üreticimizin emeği değil Türkiye’mizin gıda güvenliğidir” dedi.
Vatan Partisi İl Başkanı Ateş, yaptığı yazılı açıklamada, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın geçen hafta 2024 senesi için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından yapılacak hububat alım fiyatlarını ton başına ekmeklik buğday alım fiyatı 9 bin 250 TL artı bin 750 TL primle birlikte 11 bin TL, makarnalık buğday alım fiyatı 10 bin TL artı yine bin 750 TL primle birlikte 11 bin 750 TL, arpa alım fiyatı ise 7 bin 250 TL artı 750 TL primle birlikte 8 bin TL olarak açıkladığını hatırlatarak, “Bu sene açıklanmış olan hububat alım fiyatlarına baktığımızda ne yazık ki çiftçimizin emekleri yine hiçe sayılmıştır. Hiçe sayılan yalnızca üreticimizin emeği değil Türkiye’mizin gıda güvenliğidir” dedi.
Ateş, “Milletimizin ekmeğiyle, çiftçimizin emeğiyle oynamayın!” başlıklı açıklamasında şunlara yer verdi:
“TÜİK verilerine göre üretici fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60; tüketici fiyatları yüzde 75’in üzerinde artmıştır. Geçen yıldan beri mazot yüzde 90, tarımsal ilaçlar yüzde 100’ün üzerinde zamlandı. Çiftçiye verilen kredi faizleri yüzde 100 arttı. Bu ortamda çiftçinin buğdayına prim dahil verilen yüzde 20, arpada ise prim dahil yüzde 7 zam ne anlama gelmektedir? Bu gıda güvenliğimize kasıttır, hububat ekim alanlarının daralmasıdır, çiftçiyi tarladan bahçeden uzaklaştırıp işsizliğe mahkûm etmektir. Üreticiyi kendi kârını düşünen tüccara karşı boynu bükük bırakmaktır. Türkiye’yi stratejik tarım ürünlerinde dışa bağımlı, ithalatçı bir ülke haline getirmek demektir. Buradan iktidara soruyoruz: Son 10 yılda buğday ekim alanlarındaki yüzde 15’lik azalma size bir şey ifade etmiyor mu? Son yirmi yılda yarım milyon vatandaşımızın üretimden uzaklaşması, tarımsal nüfusun yaşlanması sizi endişelendirmiyor mu?
Trakyalı üretici, ürettiği 1 kilo buğday ile 1 bardak çay içemiyor, 2 kilo buğdayla şehir içi ulaşımı kullanamıyor, 5 kilo buğdayla 1 tavuk döner bile yiyemiyor. Bu fiyatlar üreticimizle dalga geçmek anlamına gelmektedir.
Keşke tarımda tek sorunumuz hububat fiyatları olsa. Randevu sistemiyle çalışan TMO, çiftçiye 1 ay sonrasına gün veriyor. Mahsulün tesliminden 45 gün sonra yapılan ödeme de çiftçi için bir başka dert. Çiftçinin ton başına alacağı prim ise bir sonraki yılın başında enflasyon yüzünden hiç olmuş olarak veriliyor. Ancak gübre, ilaç, yem, kredi, sigorta borcu olan çiftçinin bekleyecek durumu yok. Bütün bu sorunlar yetmiyormuş gibi TMO, depoların yetersizliği gerekçesiyle üreticiyi torpilli ‘lisanslı’ depocu şirketlerin insafına bırakıyor. Çiftçinin ürünü yakınındaki TMO depoları yerine daha uzak ve birçok şart öne süren ‘lisanslı’ depolara yönlendiriliyor. Bir yandan ulaşım giderleri, öte taraftan TMO ve depocu şirketlerin tutumu çiftçinin ürününü tüccara ucuza teslim etmesine sebep oluyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere iktidarı uyarıyoruz. Hiç kimse milletimizin ekmeğiyle, çiftçimizin emeğiyle oynamasın! Bölgemizin çok zorlu koşullara doğru gittiği bir dönemde ülkemizin Gıda Güvenliğini zaafa uğratacak siyasetlerden vazgeçin. Vatan Partisi olarak çözüm önerilerimiz şunlardır;