Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, son zamanlarda Türkiye’de çocuklara yönelik şiddet, cinayet ve istismar vakalarının yaşaması konusunda açıklamalarda bulundu. İlçe Başkanı Çakır, “Türkiye, Narin Güran ve Sıla Bebek gibi masum çocukların trajik olaylarıyla derinden sarsıldı. Diyarbakır’da 19 gün kayıp olduktan sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran ve Tekirdağ-Malkara’da şiddet ve cinsel istismara maruz kalan 2 yaşındaki Sıla Bebek’in acı hikayeleri, ülkemizin çocukları yeterince koruyamayan bir noktaya geldiğini gözler önüne serdi. Bu olaylar, toplumda büyük infiale neden oldu.Türkiye’de çocuklar sahipsiz!” dedi.
DEVLETİN İHMALLERİ VE CEZASIZLIK SORUNU
Çocuklara yönelik şiddet ve cinayet olaylarıyla ilgili devletin duyarsız yaklaşımı ve yasal düzenlemelerin yetersizliği, sorunun çözülmesini engellediğini kaydeden İlçe Başkanı Çakır, açıklamasına şöyle başladı:
“Diyarbakır’da kayıp ihbarından 19 gün sonra cenazesine ulaşılan 8 yaşındaki evladımız Narin Güran ve Tekirdağ-Malkara’da şiddet ve cinsel taciz mağduru 2 yaşındaki yavrumuz Sıla Bebek olayları toplumda infiale neden olurken, çocuklara yönelik ihmallerin, devlet politikalarındaki duyarsızlığın ve sahipsizliğin ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Çocuk ve kadınlara yönelik şiddet, cinayet ve istismar olaylarındaki artış karşısında yasal düzenlemeler ve yaptırımlar yetersiz. Cezaların infazına ilişkin yasanın sıkça değiştirilmesi, en ağır cezalardan kısa sürede kurtulma yollarının açılması sorunun daha da ağırlaşmasına uygun zemini yaratıyor. Öncelikle çocuklara ilişkin kayıp, istismar, cinayet, aile içi şiddet, ensest ilişki boyutlarının açık ve şeffaf şekilde izlenmesi, veri tabanı oluşturulması, sorunun boyutlarıyla orantılı çözümler üretilmesi gerekiyor.Oysa ülkemizdeki durum, her olayın kamuoyuna yansıdığında ortaya çıkan toplumsal tepkinin bir süre sonra sönümlenerek unutulmasıyla sonuçlandığını gösteriyor.”
ÇOĞU DOSYA UNUTTURULUP KAPATILDI
Toplumda infiale yol açmasına karşılık, çoğu dosyanın unutturulup kapatıldığını hatırlatan İlçe Başkanı Çakır, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:
“Küçük yaşta aile içinde yakınlarının taciz ve tecavüzüne uğrayıp ortadan kaybolan, günler sonra cesetleri bulunan çocuklar yeniden hatırlandı. Bu olayların çoğunun beraat ve cezasızlıkla kapandığı, mahkumiyetle sonuçlanan davalarda ise faillerin kısa sürede tahliye olduğu ortaya çıktı. Karaman’da 30’dan fazla çocuğun vakıf yurdunda cinsel istismara uğraması, Aladağ’da tarikat yurdundaki yangında kız çocuklarının diri diri yandığı, 6 yaşındaki kız çocuğunun tarikat şeyhi babası tarafından evlendirildiği vb. olaylar toplumda infiale yol açmasına karşılık, davalar zamana yayıldı. Çoğu dosya unutturulup kapatıldı.”
ÇOCUKLARIN KAYIP VE İSTİSMAR EDİLMESİ: ŞEFFAFLIK VE VERİ EKSİKLİĞİ
TÜİK’in 2016’dan bu yana kayıp çocuklarla ilgili veri paylaşmaması, bu konudaki duyarsızlığı daha da belirgin hale getirdiğini ifade eden İlçe Başkanı Çakır, “TÜİK’in 2016’dan bu yana kayıp çocuklara ilişkin veri yayınlamaması bile iktidarın bu konudaki duyarsızlığını, çocuk hakları ve çocukların korunmasına ilgisizliği sergiliyor. En son 2016’yı kapsayan verilerde kaybolan çocuk sayısı 104 bin 531 idi. Bu çocukların kaçının bulunduğu ya da öldüğü bilinmiyor. TÜİK’in ‘Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri’ verilerine göre 2023’te suç mağduru çocuk sayısı yüzde 20,5 arttı. Yaralama, şiddet, cinsel suçlar vb. nedenlerle güvenlik birimlerine gelen veya getirilen mağdur çocuk sayısı 233 bine ulaştı. Geçen yıl açıklanan ‘Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ kâğıt üstünde kaldı. Çocuk cinayetleri ve istismarın önlenmesine dönük ne bir yasa TBMM’ye geldi ne de bir adım atıldı” şeklinde konuştu.
YASAL DÜZENLEMELER VE EĞİTİM EKSİKLİĞİ
Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatı’nda bu konuda bir çalışma yer almadığının altını çizen CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatında okullarda çocuklara haklarının öğretilmesi, istismar girişimlerine karşı eğitilmesi, duyarlığın artırılmasına dönük bir ders programı yok. Sonuç olarak, Narin ve Sıla olayları gösterdi ki; Türkiye’de çocuklar sahipsiz! Ağırlıkla aile içi şiddet ve istismar kurbanı. Çocuklara karşı işlenen suçları örtbas etmede en yaygın yöntem cinayet. Siyaset malzemesi olamayacak kadar önemli bu insani ve vicdani sorunda tüm kesimlerin ortak akıl, sevgi ve çocukları koruma paydasında buluşup süratle çözüm yolları araması elzemdir.”