DOLAR 42,1505 0,34%
EURO 48,6458 0,55%
ALTIN 5.410,360,41
BIST 11.073,270,94%
BITCOIN 4267039-1,80%
Edirne
13°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

81 okunma

‘Türkiye, asgari ücret toplumu’

Zafer Partisi Edirne Merkez İlçe Başkanı Arda Meriç, çalışanların çoğunun açlık sınırında, memurların geçim sınırında, emeklilerin ise yoksulluk sınırının çok altında yaşadıklarına dikkat çekerek, “Bu tablo, ekonomik bir tercihin değil, bilinçli bir siyasi yönelimin, Türk milletini yoksullaştırarak egemenliğine karşı kastetmenin bir sonucudur” dedi…

ABONE OL
6 Kasım 2025 13:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Zafer Partisi Edirne Merkez İlçe Başkanı Arda Meriç, çalışanların çoğunun açlık sınırında, memurların geçim sınırında, emeklilerin ise yoksulluk sınırının çok altında yaşadıklarına dikkat çekerek, “Bu tablo, ekonomik bir tercihin değil, bilinçli bir siyasi yönelimin, Türk milletini yoksullaştırarak egemenliğine karşı kastetmenin bir sonucudur” dedi.

Zafer Partisi Merkez İlçe Başkanı Arda Meriç, “Asgari ücret tahminleri ve geçim krizi” başlıklı yazılı açıklamasında Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu yapısal tıkanmanın  artık rakamlarla gizlenemeyecek boyuta ulaştığını belirterek, şunları kaydetti:

“TÜRK-İş’in Ekim 2025 verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 29.412 TL, yoksulluk sınırı ise 96.041 TL olurken bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de 36.984 TL’dir. Buna karşılık iş dünyası temsilcileri, 2026 yılı için asgari ücretin “25-26 bin TL bandında olacağı” öngörüsünde bulunmaktadır. Bu tablo, asgari ücretin açlık sınırına dahi yetişemediğini, milyonlarca emekçinin yalnızca hayatta kalma mücadelesi verdiğini göstermektedir. Üstelik TÜİK verilerine göre Ekim 2025 itibarıyla yıllık enflasyon %32,87, 12 aylık ortalamaya göre ise %37,15 düzeyindedir. ENAG verilerine göre de gerçek enflasyonun %60 seviyelerinde olduğu dikkate alındığında, çalışanların alım gücü her ay sistematik biçimde erimektedir. Bu noktada da bir diğer eleştirim ise bazı oda, borsa vs temsilcilerinin terminolojiye olan hakimiyetinin yetersiz olmasıdır. Zira bu temsilciler enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerinde enflasyonun düşme trendinde olduğunu söylemektedirler. Lakin ‘’trend’’ yalnızca pozitif yönlü eğilimlerde kullandığımız bir terminolojidir. Evet enflasyonda görece bir düşüş söz konusudur ama ‘’trend’’ olan şey halkın mutfağındaki ve sofrasındaki yangının giderek büyümesi, temel gıda fiyatlarının çift hanede devam etmesi, kiraların vatandaşın gelirini her ay yutmasıdır.

Emekçinin Gelirini Enflasyona Göre Değil, Yaşam Gerçekliğine Göre Belirleyin

Zafer Partisi olarak, hükümetin “asgari ücret artışıyla refah sağlanıyor” propagandasını reddediyoruz. Enflasyonun temel nedeni ücretler değil, yanlış para-kredi politikaları, üretim kapasitesinin daralması ve dışa bağımlı ekonomi modelidir. Emekçinin ücretini bastırarak enflasyonla mücadele edilemez; tam tersine, iç talep daralır, reel sektör küçülür ve verimlilik düşer. Türkiye ekonomisi, ithalata dayalı tüketim büyümesi ve sıcak para girişleriyle sürdürülen “döviz-faiz-ücret sarmalı” içinde sıkışmıştır. Asgari ücretin açlık sınırında tutulması, bu modeli geçici olarak ayakta tutsa da ülkenin uzun vadeli kalkınma kapasitesini yok etmektedir.

Zafer Partisi’nin Ekonomik Yaklaşımı

Zafer Partisi; milli üretime, verimliliğe ve güçlü devlet planlamasına dayalı planlı bir kalkınma yaklaşımını savunmaktadır.

Bu çerçevede: Asgari ücret, açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı referans alınarak belirlenmelidir.  Ücret artışları TÜFE’ye değil, “yaşam maliyeti endeksi” ne göre yapılmalıdır. Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı hedefi yalnızca enflasyonla değil, “reel ücret istikrarı” ile ölçülmeli ve Merkez Bankası aynı zamanda finansal istikrarı da hedeflemelidir. Tarım ve sanayi entegrasyonunu güçlendirecek kamu yatırımlarıyla bölgesel gelir uçurumu kapatılmalıdır.

Edirne’de Gerçek Sorun: Gelir Dağılımı Adaletsizliği;

Edirne, turizm ve tarıma dayalı ekonomisine rağmen, düşük ücretli istihdamın en yoğun olduğu illerden biridir. Kiralar, ulaşım, enerji ve gıda fiyatları hızla artarken, ücretler bu artışı karşılayamamaktadır.

Bu durum, genç nüfusu büyük şehirlere ve yurtdışına göç etmeye zorlamaktadır. Edirne’mizin içinde bulunduğu bu ekonomik yıkıma ilişkin ise İlçe Başkanlığımız olarak “Geçim Kampanyası” ve “Edirne Yaşam Maliyeti Analizi” ile Gelir-Yaşam Koşulları Anketi çalışması başlattığımızı duyurmak istiyorum.Bu çalışmamızın sonuçlarını ve ilgili değerlendirmeyi de en kısa sürede kamuoyu ile paylaşacağız.

Biz Zafer Partisi olarak Edirne’de yerel üretim ekonomisini, yüksek katma değerli tarımsal sanayiyi ve yerinde istihdamı savunuyoruz.

Türkiye, bugün bir asgari ücret toplumuna dönüşmüştür. Çalışanların çoğu açlık sınırında, memurlar geçim sınırında, emekliler ise yoksulluk sınırının çok altında yaşamaktadır. Bu tablo, ekonomik bir tercihin değil, bilinçli bir siyasi yönelimin, Türk milletini yoksullaştırarak egemenliğine karşı kastetmenin bir sonucudur. Biz Zafer Partisi olarak bu yönelimi reddediyoruz. Ekonomik bağımsızlık, yalnızca üretimle değil, emeğin onurunu koruyan gelir politikalarıyla mümkündür.

Açık çağrımız şudur:

Ücreti enflasyona göre değil, insanca yaşama standardına göre belirleyin. Halkın cebindeki alım gücünü, kendi rakamlarınızdan değil, market raflarından okuyun.”

    En az 10 karakter gerekli