Olgay GÜLER
İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, Türkiye’de başta siyaset olmak üzere bir çok alanda ahlaki çöküş yaşandığını belirtip, partisinden Uzunköprü Belediye Başkanı seçilip, 3 ay sonra istifa eden Ediz Martin’i eleştirdi.
Milletvekili Akalın, TBMM’de sona eren yasam dönemi ve ülke gündemini değerlendirmek üzere, parti il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Akalın, İYİ Parti İl Başkanı Alpay Alpagut Engin’in de katıldığı toplantıda, ülkede başta siyaset olmak üzere bir çok alanda ahlaki anlamda çöküş yaşandığını, bunun en büyük sorun olduğunu dile getirdi. Uzunköprü Belediye Başkanı Ediz Martin’in, seçildikten 3 ay sonra partiden istifa etmesini de eleştiren Akalın, Uzunköprü Kaymakamı Onur Kökçü’nün telefonlarını açmayıp, kendisini engellediğini iddia etti.
‘ÜLKENİN ASIL SORUNU AHLAKSIZLIK’
Ülkedeki asıl sorunun ahlak olduğunu söyleyen Akalın, “Siyasetteki ahlaka bakın, kamu kurumlarındaki ahlaka bakın. Ahlaksızlık maalesef Türkiye’nin en önemli sorunudur. Biz bu ahlakı nasıl düzelteceğiz? Siyasi ahlakı nasıl düzelteceğiz? Toplumun ahlakını nasıl düzelteceğiz? Benim telefonlarım yirmi dört saat açık. Daha dün örnek vereyim size; sabaha karşı 4’te çaldı telefonum ve bunların hepsi torpil istiyor. Şimdi bu bir ahlak sorunudur. Yani bu o vatandaşımızın suçu değildir. Bu ülkeyi bu hale getirenlerin sorunlarıdır. Çünkü liyakatsizliği ortaya çıkaran bir siyasi iktidar, sonunda da böyle ahlaksızlıkla karşı karşıya kalınıyor. Yani hakkı olmadığını biliyor, oraya giremeyeceğini biliyor ve bir torpil istiyor.
Bakın torpillerden bir tanesini size söyleyeyim. Biri beni arıyor diyor ki; ‘ya benim diyor torunum bu sene giremeyecek üniversiteye, kazanamadı ama sen Marmara Üniversitesi’nde hocalık yaptın. Ya bir orada bir bölüme işte herhangi bir bölüm olur, eczacılık da olur’ diyor. Olabileceğini düşünüyor. Bunu düşündüren ne bu topluma? İşte onu sorgulamamız lazım. Evet birçok sorunumuz var, bunları hepimiz yaşıyoruz. Bir kere ülkede orta kesim kalmamış. Fakirler ve çok zenginler var. Ülkenin ana sorunudur ama bu çözülebilir. Bunu nasıl çözeceğiz? Bu ahlak sorununu nasıl çözeceğiz?” dedi.
‘AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ YAŞIYORUZ’
Ülke genelinde her alanda ahlaki çöküntü olduğunu belirten Akalın, “Siyasette olan toplumumuzda da var. Buna eğer diğer etmenleri de ilave ederseniz, ekonomik durum, sosyal durum, toplumun yapısının nerelere geldiğini görürsünüz. Yani evet Eskişehir’de ve diğer yerlerde örneğini gördük. Adam sokak ortasında karısı tabancayla vuruyor, adam bıçağı eline alıyor ve her gün bunların onlarcası var. Bu niçin oluyor? Demek ki toplumda bir arıza var. Yani bu her yerde olmuyor. Dünyanın her yerinde olmuyor. Arıza olan yerlerde oluyor. Bu arızanın sebebine bakmak lazım. Ekonomi başlıca sebep, sosyal faktör çok önemli. Ülkemizde böyle bir ayrışma yaşıyoruz, kutuplaşma yaşıyoruz. Bir de daha önemlisi bu diziler, toplumumuzu tamamen kavgaya yönelten, şiddete yönelten bir şey söz konusu. Herkes mafya. Bu normal bir davranış değildir. Şimdi Eskişehir’deki de buna tam uyuyor. Dolayısıyla toplumda yanlışlıkların olduğunu gösteriyor. Yani bunlardan toplumdaki yanlışlıkları tespit edebilirsiniz. Dolayısıyla toplumumuzun bozulduğunu, aslında asıl konumuz dediğim ahlak Türkiye’de maalesef ahlaki çöküntü yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
‘KAYMAKAM TELEFONLARIMI AÇMADI, BENİ ENGELLEDİ’
Akalın, öldürülerek çöplüğe atılan sokak köpekleriyle ilgili bilgi almak üzere aradığı Uzunköprü Kaymakamı Onur Kökçü’nün telefonlarını açmayıp, kendisini engellediğini dile getirdi. Akalın, “Biz milletvekilleri olarak bölgenin sorunlarını nasıl çözeceğiz? İdare edenlerle, hükümet edenlerle ama bir kaymakam benim telefonlarımı açmıyor mesela. Ben nasıl çözeceğim o kasabanın sorunlarını veya Ankara’ya nasıl taşıyacağım oradaki sorunları? Beni engelleyebiliyor. Bu ülkenin milletvekilini engelleyebiliyorsunuz. Bu gücü nereden alıyor? Yürütmenin, tek kişinin elinde olmasından alıyor. Ülkemizin bir diğer önemli sorunu da bu. Bir kişi her şeye karar veriyor. Yasama da onun elinde, mecliste bir numaranın istemediği bir kanun çıkabilir mi? Yürütme de onun elinde, istediği bakanı getirdi, istemediği bakana yol verdi. Peki bu bölgelerde, ülkemizde atanmışlar bu gücü nereden alıyor? Yine bir kişiden. Bu çok yanlış bir şeydir. Yarını öbür gün, ayarını bozduğumuz bu kantar sizi de tartar. Çünkü aynı kantara çıkacaksınız ve o zaman da söz söyleme hakkınız olmayacaktır, konuşamazsınız” diye konuştu.
‘MİLLETİMİZ GENEL BAŞKANIMIZI TANIDIKÇA OY ORANLARI ARTACAK’
İYİ Parti Genel Başkanı Musavvat Dervişoğlu’nun toplumda çok tanınmadığını, tanındıkça partinin oyunun daha da artacağını belirten Akalın, “İYİ Parti’yi insanlar tabii ki tanıyor ama İYİ Parti bir merkez partidir ve merkez partiler de liderleriyle öne çıkarlar. Genel başkanımız Musavvat bey çok iyi tanınmadığı için şu ana kadar Türk siyasetinde dolayısıyla böyle bir şey gözüküyor İYİ Parti. Ama bakın tanıdıkça sizler de göreceksiniz; bizim hakikaten çok iyi bir genel başkanımız var. Bunu zaman içerisinde göreceğiz, yavaş yavaş da görmeye başladık ve milletimiz genel başkanımızı tanıdıkça İYİ Parti’nin oy oranları da artacak. Yüzde 3 buçuk tabiri caizse İYİ Parti’nin ölü haliydi. Şu anda en düşük ankette 6 ya da 6 buçuk civarındayız. Demek ki İYİ Parti toparlanıyor. AK Parti aşağı doğru gidiyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nde işte farklı sebeplerden dolayı inanılmaz bir aşağı doğru eğilim var. Merkezde başka parti var mı? Yok. Onun için de İYİ Parti’nin geleceği var. Bu Türkiye’de İYİ Parti ve İYİ Parti kadrolarının geleceği var” şeklinde konuştu.
‘BEN OLSAM BANA OY VEREN 60 BİN KİŞİYLE TEK TEK HELALLEŞİRDİM’
Uzunköprü Belediye Başkanı Ediz Martin’in, seçildikten 3 ay sonra İYİ Parti’den istifa etmesini de değerlendiren Akalın, “Bizim üç tane adayımız vardı Uzunköprü için. Ediz Martin’le kazanabilmemizin daha uygun olacağı düşünüldü. Kendisi müracaat etti, biz Ediz Martin’e; ‘gel bizim adayımız ol’ demedik. Seçimi 40 oyla kazandık. Üç parti de çok iddialıydı ve üç partinin oyu da birbirine çok yakındı. Bundan sonra da belediye başkanı istifa etti yani üç ay sonra. Biz ilkeli, dürüst ve ahlaklı siyaset adına istifa eden arkadaşlarımızla ilgili bugüne kadar İYİ Parti’de kimseden bir şey duymamışsınızdır. Ben de onu söyleyemeyeceğim. O kendi, tek taraflı karardır. Onun cevabını o verecektir siyaseten. Ben olsaydım ne yapardım? Beni meclise gönderen Edirne’de İYİ Parti’ye oy vermiş kişiler. Bir kere benim siyaseten yön değiştirmem için o bana oy verenlerle helalleşmem lazım değil mi? Helalleşmenin iki yolu vardır. Bir tanesi gidersiniz tek tek. 60 bin civarı oy aldık, giderim tek tek onlarla helalleşirim. Milletvekilliğinden istifa ederim, beni çünkü milletvekili yapan o kişiler, o 60 bin kişi. Onlarla helalleşmiş olurum. Sonra bir yön çizerim kendime. İlkeli, ahlaklı siyaset adına ben olsam bunu yapardım. Mesela ben benim annem ayaklarını kırdı, sırtıma aldım onu oy kullandırdım. Gitti oyunu verdi. Onunla nasıl helalleşirsiniz bilmiyorum. Onu söylemeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
‘BÖYLE AHLAKSIZLIKLAR OLABİLİR’
Söz konusu davranışın siyasi ahlaka da uymadığını belirten Akalın, “Yani siyasi ahlak dedik ya eğer siyaseti skor üzerinden değerlendirirseniz böyle ahlaksızlıklar olabilir. Şimdi kimse kimsenin bahçesine gelip ahlaksızlık yapamaz değil mi? Yani bu yanlıştır. Ben bundan bahsediyorum. Siyasi ahlak dediğim aslında buydu. Bunlar yapılıyor, bunlar doğru değil. Yani bugün size yapılır, yarın o yapılana yapılır. Dolayısıyla buna bir yön verilmesi lazım, çizgi çekilmesi lazım. Çünkü demokrasilerde böyle oluyor” dedi.
‘ETİK BULMUYORUM’
İYİ Parti İl Başkanı Alpay Alpagut Engin de, Ediz Martin’in partiden ayrılmasını etik bulmadığını kaydetti. Engin, “Uzunköprü Belediye Başkanı’nın yapmış olduğu davranışı hiçbir şekilde etik bulmuyorum. Hatta o süreci de etik bulmuyorum çünkü beni aramadı istifa etmeden önce. Ben gerekli bilgiyi ilçe başkanımızdan ve sayın vekilimden aldım. İstifa etti ama beni aramadı. Bunun da çok etik bir durum olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla orada mağdur olan da İYİ Parti seçmeninin olduğunu düşünüyorum. Çünkü gerçekten onun için gece gündüz çalışan orada bir ekibimiz vardı. Bunun kesinlikle şunu çok net ifade edeyim; vekilimin de Uzunköprü kökenli oluşu, çalışmaların birçoğunun zaten programın il başkanı olarak biz yaptık Uzunköprü ağırlıklıydı. Yani gerçekten vekilimiz orada o arkadaşımızdan çok daha fazla efor sarf etti. Oradaki ilçe başkanımız aynı şekilde efor sarf etti. Dediğim gibi ben buradaki kişilerin haklarının çalındığını düşünüyorum ve bu yapılan davranışında hem de üç ay gibi bir süreçte etik olmadığını düşünüyorum. Ayrılış sürecinin de etik olmadığını düşünüyorum. Artık kendi vicdan muhasebesiyle karşı karşıya kalmış durumdadır” şeklinde konuştu.