DOLAR 32,3006 0.14%
EURO 34,7980 0.06%
ALTIN 2.394,930,11
BIST 10.247,75-0,86%
BITCOIN %
Edirne
19°

KAPALI

04:09

İMSAK'A KALAN SÜRE

598 okunma

‘Dedemin 80 yıl önceki Edirnesi!’

Dağdeviren ailesinin torunu Behlül Cem Altınel, dedesi tarihçi Arif Dağdeviren ve büyük dedesi Edirne Belediye Başkanlarından, Yeni Edirne Gazetesi Sahibi Şevket Dağdeviren'in izinde…

ABONE OL
1 Şubat 2024 16:41
12

BEĞENDİM

ABONE OL

Dağdeviren ailesinin torunu Behlül Cem Altınel, dedesi tarihçi Arif Dağdeviren ve büyük dedesi Edirne Belediye Başkanlarından, Yeni Edirne Gazetesi Sahibi Şevket Dağdeviren’in izinde… Dedesi Arif Dağdeviren’in 80 yıl önce çektiği hiç yayımlanmamış Edirne fotoğraflarını kitap haline getiren Altınel, Edirne Lisesi ve ardından, İ.Ü. Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. Cem Altınel, uzun yıllar ilaç sektöründe çalıştıktan sonra emekli olarak tarih ile ilgilenmeye başladı.


Sanat ve tarih konusunda eserler veren, Oya ve merhum Abdülhalim Altınel çiftinin oğulları Cem Altınel’in bu ilgisi, Edirne Müzesi’nin kurulmasında görev alan tarihçi dedesi Arif Dağdeviren’i akıllara getiriyor. Altınel, “Arif Dağdeviren’in Vizöründen 1940’larda Edirne” isimli son eserinde, geniş ve köklü ailesinin geçmişine ve dedesi Arif Dağdeviren’in 80 yıl önce vizörüyle günümüze taşıdığı Edirne’sine bir selam gönderiyor. Edirne Kent Tarihi, Kültürü ve Sosyolojisine, “Trakya Paşaeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Yöneticilerinin Yaşam Öyküleri”, “Şevket Dağdeviren ve Edirne’si”, “Edirne Gömüt Taşları” isimli eserlerinden sonra yeni bir değer daha kazandırıyor. Dedesinin, 1940’lı yıllarda Edirne’nin her açısından çektiği binlerce fotoğraf arasından daha önce hiç yayınlanmamış ve bilinmeyenleri seçip “Arif Dağdeviren’in vizöründen 1940’larda Edirne” isimli eserde günümüz ve gelecek yaşamlara armağan ediyor.
Arif Dağdeviren’in babası olan büyük dedesi 1906-1913 arasında ‘Yeni Edirne’ gazetesini çıkaran bir gazeteci ve 1918-1920 yılları arasında Edirne Belediye Başkanlığı yapan Şevket Dağdeviren… Aynı zamanda Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucularından biri… Tarih konusundaki çalışmalarıyla dedesi Arif ve büyük dedesi Şevket Bey’lerin izinden giden B. Cem Altınel ile son eseri üzerine konuştuk. Böyle bir dönemde yazılı eserler vermenin güçlüğüne karşın verdiği mücadeleyi ve çalışmaları şöyle anlattı bize:


HUDUT: KİTABIN KAHRAMANI DEDENİZ ARİF DAĞDEVİREN’İ NASIL ANLATIRSINIZ?
B. CEM ALTINEL :
Kitabın kahramanı, Edirne Müzesi’nin 3 kurucusundan biri olan, Edirne’nin efsane başkanlarından Şevket Dağdeviren’in (Edirne Belediyesi tarafından 2017’de kapsamlı biyografisi yayımlandı.) tek oğlu Arif Dağdeviren. Annemin babası (dedem) olan Arif Bey (1888-1979), derin tarih bilgisi yanında fotoğraf tutkusu ile de tanınırdı. Edirne’nin önemli ailelerinden Dağdevirenler’in Kurşunlufırın İzzet Bey Sokak No:8 adresindeki 18 odalı konağında yaşamını geçiren Arif Bey’in “Edirne’de Sinan ve Selimiyesi” başlıklı bir de kitabı vardır
HUDUT: ARİF DAĞDEVİREN’İN VİZÖRÜNDEN EDİRNE FOTOĞRAFLARI KİTABINDA NELER VAR?
B. CEM ALTINEL :
Kitap 1940-50 arasında, başka deyişle 40’lı yıllarda Arif Bey’in çektiği 3 bin 135 kareden benim seçtiğim, hiç yayımlanmamış 358 fotoğraf ve ayrıca Arif Bey’in yaşamını anlatan 28 fotoğraftan oluşuyor. Yani toplamda 386 adet siyah beyaz fotoğraf içeriyor. Fotoğrafların fonunda hep Edirne işleniyor. Konak ve Aile, Kent Dokusu / Panorama, Sosyal Yaşam, Mimari Yapılar ve Çevre, Yerleşim Bölgeleri başlıkları taşıyan kitap 220 sayfadan oluşuyor.


Bilindiği gibi 1939-1945 arasında yaşanan II. Dünya Savaşı Edirne’yi de olumsuz biçimde etkiliyor. Göç vererek bir anlamda ıssızlaşan Edirne’nin dingin yüzünü bu fotoğraflarda görebiliyoruz. Ekonomik sıkıntılar nedeni ile onarılamayan mimari yapıların orijinaline en yakın görünümleri de bu fotoğraflarda yer alıyor. Bayramlar, trafik kazaları, sosyal etkinlikler ve portreler bu dönemin yaşamı üzerine belge nitelikli ipuçları veriyor. Örneğin Edirne’de yolların asfaltlanışını ben yalnızca bu fotoğraflarda gördüm. Ünlü tarihçi Franz Babinger ile Arif Bey’in Trakya’da yaptığı gezilerin fotoğrafları da bu içerikte yerini aldı.
HUDUT: KİTABIN OLUŞUM SÜRECİ NASIL GELİŞTİ ?
B. CEM ALTINEL : Fotoğrafları kitaba dönüştürme fikri değerli tarihçi Necdet İşli’den geldi. Necdet Bey her görüştüğümüzde bu konuyu gündemde tutarak üzerimde bir tür baskı oluşturdu. Ben de önsözü yazması koşulu ile önerisini kabul ettim. Edirne’nin Gömüt Taşları başlıklı kitabımı hazırlarken Arif Bey’in negatiflerini dijitalize ettirmiştim. Elimdeki bu eşsiz materyali belli başlıklar altında toplayarak üzerinde çalışmaya başladı
HUDUT : KİTABI HAZIRLAMAK, FOTOĞRAFLARI SEÇMEK ZORLU BİR SÜREÇ OLSA GEREK…
B. CEM ALTINEL :
Fotoğrafların seçiminde kadrajlama, orijinallik, fotoğrafın kompozisyonu ve hasarsızlığı tercih nedenleri oldu. Oldukça kapsamlı bir arşivden 358 fotoğraf seçmek acımasız olmayı gerektiriyordu. Annemle (Oya Dağdeviren Altınel) seçkiden oluşturduğum taslağın üzerinden geçtik. Onu hüzünlendirmesine rağmen sabırla bu süreci tamamladı. Böylelikle mekan ve şahısları büyük ölçüde belirledim. Benzer bir süreci de fotoğrafların tek tek üzerinden geçerek yerel tarihçi Edirne tutkunu Cengiz Bulut ile tamamladık. Fotoğrafların yapay zekaya entegre edilmiş photoshop ile temizlenmesini değerli sanatçı-yazar dostum Enver Şengül üstlendi. Bundan sonra metinleri yazmam ve doğrulamam 6 ay sürdü. Neyyir Berktay’ın titiz çevirisi ile çalışma İngilizceye çevrildi. Taslak grafik tasarım ve uygulama için Edanur Özçelik’e verilmeye hazırdı artık. Eda, özverili bir çalışma ile 29×29 cm boyutlarındaki kitabın ve kapağın önce tasarımını sonra da 220 sayfanın uygulamasını yaparak 3 ay gibi kısa bir sürede çalışmasını tamamladı. Böylelikle 1 yıllık süre içinde paralel çalışmalarla kitap basıma hazır hale geldi.
HUDUT : KİTAP YAYIMLANDI AMA YAZIK Kİ SATIŞA KONAMADI. EKSİK OLAN NEDİR?
B. CEM ALTINEL :
Necdet İşli’nin ve benim bir dizi yayınevi ve sponsor ile yaptığımız görüşmelerden olumlu sonuç alamadık. Edirne’deki devlet ve sanayi kurumları ile STK’lar ekonomik sıkıntılarını bahane ederek projeye kayıtsız kaldı. Bunun üzerine kardeşim Hakan Altınel’in katkılarıyla kitabı dijital baskı tekniği yalnızca 50 adet kaliteli bir kağıda bastırma ve basılan kitabı satışa koymama kararı aldım. Böylelikle ileriki bir tarihte gerçekleşebilecek olası matbaa baskısının önünü açacağımı düşündüm.
HUDUT : KİTABIN ÖNEMİ TARTIŞILMAZ, SİZİN DUYGUNUZ NEDİR?
B. CEM ALTINEL :
Edirne ile ilgili birçok kitap yayımlandı ve bu kitaplarda pek çok bilgi / belge bulunuyor. Ancak Edirne ile ilgili kitaplarda fotoğraf sayısı ve kalitesi oldukça düşük. Bu konudaki eksiği müthiş arşivi ile Arif Bey’in fotoğrafları dolduruyor. Yani sayı, içerik ve kalite olarak en kapsamlı fotoğraf arşivinin kapısını araladığı için kitabın Edirne şehir tarihinde özgün bir yeri var.
HUDUT’UN NOTU : Başta B. Cem Altınel olmak üzere, ismi geçen ve her biri farklı bir noktada emek veren dostlarının emeğine sağlık. Son derece kaliteli ve her birinde açıklamaları mevcut fotoğrafların yer aldığı bu kitap elbette satılabilmeli… Edirne’nin prestij kitaplarından biri olarak baş köşede yerini almalı… Özellikle Edirne ile ilgili kararlar veren her yöneticinin elinin de altında bulunmalı ki, bu kent Edirne olmaktan çıkmasın!
Edirne halkı, yaşadığı kente giderek yabancılaşır ve değişip dönüşürken; Edirne tarihi, kültürü ve sosyolojisine ışık tutan çalışmalar teşekkür ve övgüyü hak ediyor… Sayın Cem Altınel’in aile tarihi, hatta her birimizin aile tarihleri toplamda Edirne’nin tarihidir. Tek fark bazıları gizleyip kendine saklar, bazıları da geçmişin gizemlerini geleceğe aktarmak, Edirne’yi yaşatmak için emek verir…

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ