DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BIST 10.891,420,18%
BITCOIN 22376822,75%
Edirne
30°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

468 okunma

Anne mirası, Edirne’ye armağan

Edebiyat Öğretmeni merhum Talia Yaveroğlu Demirer'in, daha önce üzerinde hiçbir araştırma yapılmayan 'Edirne Ağzı' konulu mezuniyet tezi, 70 yıl sonra oğlu tarafından kitaplaştırıldı…

ABONE OL
4 Ocak 2024 17:28
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gönül UYANIKTIR
Edebiyat Öğretmeni merhum Talia Yaveroğlu Demirer’in, daha önce üzerinde hiçbir araştırma yapılmayan ‘Edirne Ağzı’ konulu mezuniyet tezi, 70 yıl sonra oğlu tarafından kitaplaştırıldı. Ahmet Gökhan Demirer, babası Sırrı Doğan Demirer’in “ilerde değerlendirilir” diyerek özenle sakladığı anne mirası; içinde ‘Gramer Hususiyetleri’, ‘Konuşma ve Masallar’, ‘Şarkı ve Türküler’, ‘Maniler’, ‘Bilmeceler’, ‘Sözlük’ ve üç masalın yer aldığı ‘Edirne Ağzı’ isimli kitapla kent kültürüne kazandırdı. Gökhan Demirer, kitabın kapak fotoğrafı olarak da ailenin maliyeci ve sanatçı ekolünden, merhum Sükuti Arıer’ın 1973 yılında Ortakçı Köyü’nde çektiği fotoğrafı kullandı. Kitap, 2023 yılı Aralık ayının son günlerinde Ceren Yayıncılık tarafından basıldı.


“EDİRNE’YE SONSUZ SEVGİMLE HAZIRLADIM”
Edirne’nin Yeniimaret semtinde doğan Talia Yaveroğlu, Edirne Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Dil, Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünde okudu ve 1953 yılında mezun oldu. Talia Yaveroğlu, mezuniyet tezinin önsözünde, tez konusu olarak aldığı ‘Edirne Ağzı’ hakkında hiçbir ilmi araştırma yapılmadığını belirtiyor ve “Buna sebep olarak bizde dil çalışmalarına çok geç başlanmış olmasını ve Edirne’nin son asırda her bakımdan ihmal edilmiş olmasını görüyorum. Doğduğum ve büyüdüğüm Edirne şehrine olan sonsuz sevgim beni bu vazifeyi hazırlamaya sevk etti” ifadelerine yer verdiği görülüyor.


ŞİVELER BALKAN KAVİMLERİNDEN GÖÇLERDEN ETKİLENDİ
Talia Yaveroğlu Demirer, Edirne halkının son senelerde Balkan kavimlerinin muhacereti ile çok karıştığını bu yüzden malzeme toplamakta güçlük çektiğini belirterek şivelerin de bu karışıklıktan etkilendiği konusuna dikkat çekiyor. Köylülerin şiveyi saf olarak muhafaza ettiklerini düşünerek malzemenin büyük kısmını, masalların ekseriyetini, iki konuşmayı ve türkülerin bir kısmını, Edirne’ye 25 km. mesafedeki Ortakçı Köyü’nden aldığını kaydediyor. Talia Demirer’in oğlu, A. Gökhan Demirer, bugün yapılması mümkün olmayan 70 yıllık mezuniyet tezine ilişkin ‘Editörün Notu’nda şunları yazıyor:


AHMET GÖKHAN DEMİRER ANNE MİRASINI EDİRNE’YE ARMAĞAN ETTİ
“Annem, Ankara Üniversitesi Ankara Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezuniyet ödevini Edirne’de, dayısının köyü Ortakçı’da yaptığı derlemeler ile Edirne ağzı üzerine yapmıştır.19521953 öğretim yılına ait bu çalışması bugün Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kürsüsü Kütüphanesi, Nr.1275’te kayıtlı olup, Prof. Dr. Selâhattin Olcay tarafından kaleme alınan ‘Doğu Trakya Yerli Ağzı’ isimli 1995 tarihli Türk Dil Kurumu yayınında kaynak çalışma olarak yer almaktadır. Bilim insanı merhum Mecdut Mansuroğlu, 1959 yılında yapmış olduğu Edirne Ağzında Yapı, Anlam, Deyim ve Söz Dizimi Özellikleri çalışmasında o güne kadar Edirne ağzı üzerine yapılmış bir çalışma olmayışından bahisle, anneme teşekkür etmektedir.


GÖÇLERLE BİRLİKTE TRAKYA AĞZI DA DEĞİŞTİ VE DÖNÜŞTÜ
Bu eseri kitaplaştırırken inceleme fırsatı bulduğum Edirne ve Trakya ağzı hakkında farklı Trakya üniversiteleri kaynaklı bazı yayınlar, geçmiş yayınların yetersizliğinden bahsediyorlar, fakat sadece kendi yakın çevrelerinde yapılan çalışmalardan haberdar görünüyorlardı. Ben dil bilimci değilim, lakin çok yalın bir gerçek, yıllar içinde çok farklı bölgelerden artarak süregelen göçler ile, annemin ve Mansuroğlu’nun yetmiş yıl önce belirttiği üzere, Edirne ve Trakya ağzının hızla değiştiği ve dönüştüğüdür. Dolayısı ile gerek annemin bu lisans tezi ve gerekse onunkine yakın yıllarda 1950’lerde yapılan Edirne ağzı çalışmalarının bugün artık yapılmaları neredeyse imkansız veya çok zordur. Bu çalışmaların dil bilimden öte, benzersiz ve çok değerli birer kültürel antropolojik kaynak oldukları muhakkaktır. Zira bu kitaplaştırma çalışmasını yaparken edindiğim 2021 tarihli ve 1380 sayfalık tuğla hacminde bir Trakya ağızları sözlüğünde: endoskopi, endüstri, endotermik, dijital, dizayn, jakuzi, jenerasyon, jeofizik sözcüklerine rastlarken, annemin bu çalışmasında yer verdiği pek çok yerel sözcüğü bulamamış olmak bana tebessüm ettiriyor.


KİTABIN ÖN SÖZÜNÜ BELEDİYE ESKİ BAŞKANLARINDAN GÜNGÖR MAZLUM YAZDI
Annemin ölümünün ardından, bu çalışmasının bendeki pelur kağıda daktilo edilmiş karbon kopyasından bir pdf dosyası oluşturup bir kaç nüsha çoğaltmış, bir nüshasını da Edirne eski belediye başkanı, Edirne Yerel Tarih Grubu kurucusu, başkanı ve yazar, değerli büyüğüm sayın Güngör Mazlum’a vermiştim. Bir zaman sonra kendisiyle buluştuğumda, bana annemin çalışmasını büyük bir keyifle okuduklarını, bu çalışmada yer alan manilerin, bulmacaların ve türkülerin çoğunun artık bilinmediğinden bahisle bu çalışmanın bir kitaba dönüştürülmesinin Edirne için çok değerli bir kültür hizmeti olacağını söyleyince hevesle ve mutlukla işe koyuldum. Kısa sayılabilecek bir sürede, günümüz teknolojisinin de yardımı ile çalışmayı dijitalize ettim. O günün koşullarında daktilo etmenin zorluğunun sebep olduğu bazı yazım hataları hariç çalışmanın dili de dahil, orijinal haline pek dokunmadım. Annemin önsözündeki kendi dipnotlarından ayrı olarak, diğer bölümlere sadece bir kaç kısa dipnot ekledim. Sadece, annem ve anneannemden vaktiyle çok dinlediğimiz ve 1950’lerde büyüklerin geceler boyu tefrika ederek anlattıklarını bildiğim Tülübarak dahil üç güzel masalı da kitabın sonuna koydum. Masallar genel olarak toplumsal cinsiyet temsilleri, insan-çevre ilişkisi bağlamında kültürel çalışmalar için zengin bir malzeme sunmaktadır.


BALKAN MİTOLOJİSİNDEKİ AYI FİGÜRÜ OLUMLU KONUMDA
Kitaptaki Kurbağa, Çerkeve Kızı, Tülüce, Tülübarak ve Kara Boncuk masallarının, ince bir mizaha yaslanan kurguları, naif melodramatik sahneleri ve kahramanları ile klasik masalları tersyüz eden birer karşı masal olarak da okunabileceğini değerlendiriyorum.
Burada andığım son üç masalın önemli bir kahramanı olan ayı figürünün de doğu anlatılarında çoğunlukla olumsuz bir yerde olmasının aksine, Balkan mitolojisinde yüce doğaya bir gönderme olarak genellikle olumlu bir konumda olduğunu belirteyim. Kurulu toplumsal ilişkileri tüm kötülükleriyle de yeniden üreten klasik masalların daha uzun yaşayabildiğini okumuştum. Kim bilir, bu kitaptaki bu güzel masallar belki birer -karşı masal- oldukları için unutuldular.


BABAM, “İLERDE DEĞERLENDİRİLİR” DİYE SAKLAMIŞ
Annemin bu çalışmasını “ilerde değerlendirilir” diyerek ölünceye kadar özenle koruyan babam Sırrı Doğan Demirer’i sevgi ve rahmetle anıyorum. Bu çalışmanın kitaba dönüştürülmesi için çok değerli teşviki ve sunuş yazısı için başta sayın Güngör Mazlum olmak üzere, kitap yapma fikri hakkında değerlendirmeleri için oğlum Enis Demirer’e, Nedim Topyan’a, çalışmanın sonuna eklediğim Tülübarak, Çerkeve Kızı ve Kara Boncuk masallarını hatırlayıp anlatan Makbule Yelgin’e, teyzem Mukadder Topyan’a ve kitabın basımını mümkün kılan Ceren Yayıncılık sahibi Şeref Kurtiş’e teşekkür ederim.”

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ