Yaşamını Edirne’de sürdüren Kars doğumlu Şair Metin Koca, 16 yıl emek verdiği ve 22 bin kıtadan oluşan, “Koca Türk’ün Destanı” isimli eseri ile hem içeriği hem de yazım süresi bakımından bir rekoru elinde bulunduruyor. Türk tarihini kronolojik bir sırayla destanlaştıran şairin bu çalışmasından çok sayıda üstad ve yorumcu övgüyle söz ediyor. İlkokul, ortaokul ve lise yıllarını Kars’ta geçiren, Anadolu Üniversitesi mezunu evli ve iki çocuğu bulunan şair bir kamu kuruluşundan emekli oldu.
1985 yılında 30’lu yaşların başında şiirle tanışan ve ilk eserlerini vermeye başlayan Şair Metin Koca’nın eserleri, Müzik Magazin, Ana, Eflatun, Ozan, İlkyaz, Ahenk, Ozan Ağacı, Oluşum, Simav Anadolu, Edirne Kültür ve Sanat dergilerinde; Kars Hüryurt, Edirne Haber, Vatandaş Hudut, Keşan Önder, Medya ve Vatan gazetelerinde; Müzik Magazin, Akademik Hizmetler, Ana ve Edirne’den Esintiler adlı antolojilerde yayımlandı. 1997 yılında Akçay Şairler ve Bestekarlar Güfte Yazarları Festivali’nde ‘Tükendi mi Kahkaha’ adlı şiiri güfte dalında ‘İkincilik Ödülü’ kazandı. Dil kullanımında oldukça hassas olan şairin bu şiiri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Türk Sanat Müziği Topluluğu sanatçısı Halil Erseven tarafından hicaz makamında bestelendi.
Edirne’de 1997 yılından beri şiir adına yaptığı çalışmalar nedeniyle Ana Dergisi tarafından ödüllendirildi. 1997 yılında, yirmi bin kıta olarak tasarladığı ‘Türk’ün Varoluş Destanı’nı yazmayı sürdüren şair, 2022 yılında kitabını 22 bin kıta olarak tamamladı. Sekiz yüzden fazla şiiri bulunan, “Halk şiiri beslendiğim ana kaynaklardan biri. Şiiri insanın kendi ana dilinde söylenmiş bir türkü olarak değerlendiriyorum” diyen şair; eserlerinin ana teması aşk olmakla birlikte, vatan, bayrak, Türklük, Atatürk, millet, tabiat, din ve kahramanlık konularını da işledi.
Türk tarihini, “Türk’ün Destanları” isimli kitabında kronolojik bir sırayla destanlaştıran Şair Metin Koca kitabının ‘Son Sözüm’ bölümünde, destanları kaleme alırken yaşadığı süreci şu sözlerle anlatıyor : Bizim öz kültürümüzün, yaşayışımızın, inanç dünyamızın, kahramanlarımızın, tarihimizin, tarihe bir de benim satırlarım ile miras olmasını arzuladım ve başardım çok şükür. Fakat en büyük başarım; dolu dolu 16 sene zaman ayırdığım uykusuz geceleri, düşünceleri, araştırmayı, seyahatleri, hocalara ulaşma gayretlerini, kütüphanelerde arşivleri incelemeyi, kısacası cefayı seve seve, yüksünmeden çektiğim ve nihayete erdirdiğim, Türk Tarihini kronolojik olarak sıraladığım 22 bin kıtalık, “Koca Türk’ün Destanı”nı sizlerle buluşturmak olacak.
Metin Koca’nın “Türk’ün Destanları” isimli eseri; “Tuva ve Hakas’tan gelen yazıtlar / Üzeri yazılı taşlar, anıtlar / Asya’dan Tuna’ya Türk’ü kanıtlar / Bunlar Türk’ün şeref, şan hazinesi / Bu yaygın toprağın kültür belgesi “ dörtlüğü ile başlıyor. “Çizildi kanımızla misak-ı milli toprak / Kemiklerden dağ yaptık, dökülen kandan ırmak / Şan şerefle dalgalan göklerdeki al bayrak / Türk’üz, Türkiyeliyiz bu vatanda yaşarız / Et ve tırnak olmuşuz ayırana şaşarız” dörtlüğü ile tamamlanıyor.