13 Mart 2025 Perşembe
“Memnuniyetsizlik varsa ben şunu da yaparım; vatandaşa ‘gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın, ben devlet olarak üzerime düşeni yaptım, hizmeti vermeyen onlar” cümlesini hem de avukat olan bir vekil kuruyor. Evet sayın vekil memnuniyetsizlik var. Senin gibilerin bu tür cümleleri memnuniyetsizlik yaratıyor.
Pınarhisar’da, Sayın Erdoğan’ın hapis yattığı ilçede, AKP vekili A. Gökhan Sarıçam, önderlerinden öğrendiği bir konuşma ile yurttaşı sağlık çalışanlarının üzerine yönlendirdi. Bu mantığa göre iktidardan memnuniyetsiz olanların da iktidarın gırtlağına yapışabilir! Ama bunu yaptığınızda karşınızda ya güvenlik güçlerini ya da adliye personelini buluyorsunuz.
Gelen tepkiler üzerine; “sağlık çalışanlarımız bizim baş tacımızdır. Onlar gece gündüz demeden fedakârca çalışırken, benim ya da herhangi birinin onların emeğini görmezden gelmesi asla mümkün değildir” dedi. Bir avukat olarak ne konuşacağını, neyin suç olup olamayacağını vekil bilir. O nedenle bile-isteye söylenen tahrik cümlelerinin özrü, pişmanlığı olmaz. Cezası olur, yaptırımı olur.
AKP yetkililerinden bu vekile kınama türü cezai durumu da duymadım. Bakanlık ise bu skandal konuşmaya, toplumu şiddete yönlendiren sözlere “müşteri memnuniyeti” olarak bakmış; “Sağlık hizmetinde memnuniyetin, hizmet alanın ve hizmet verenin memnuniyetine bağlı olduğunu biliyoruz; vatandaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın memnuniyetini bir arada gözetiyoruz; bu iki değeri birbirinin ayrılmaz parçası görüyoruz” demiş. Yani şiddete yönlendiren vekile bir şey yok! Sonra bakanlık sitesinde “şiddete hayır” videoları yayınla!
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde biliyoruz ki bakanlar partili değil. Onlar bürokrat ve Cumhurbaşkanının çalışanı denebilir. Gel denince gelirler git denince giderler ki zaten gelip gitmeleri de çoğunlukla SMS üzerinden kendilerine bildirilir veya haberlerden öğrenirler.
Neyse ki duyarlı kişi ve kurumlarımız var ve davacı oldular. Oldular da bu suçu işleyen iktidar yanlısı, soruşturmaya – kovuşturmaya yer olmayabilir. Ya da adliye personelinin bu işlere bakan kişileri muhalifleri takip ettiklerinden Sarıçam gibilerine zaman bulunamayabilir.
Her ne olacaksa, tarihe not düşüldü, meydan o kadar da boş değil dendi. Çağdaş ve örgütlü toplumlarda bu tür konuşmalar olmaz, olsa bile hemen istifa ettirilir, elinden hakları alınır. O kişi pişmanım demek için bile sokağa çıkamaz.
Ülkemizin her tarafında memnuniyetsizlik var. Mustafa Coşturoğlu’nun “Toplumsal Çözülme” durumu var. Bu bir plan ve bölgemizde uygulamada. Coğrafyamız bataklık durumunda. Bu duruma rağmen küçücük mutluluklarla büyük hayaller kurmak, kurabilmek var iken onları da yıkan davranışları yapmasa muhalefet edenler.
Memnuniyetsizliği hastalık sanmıyoruz. Bizim memnuniyetsizliğimiz duyarlılığımızdan. Devletimizi temsil edenler üstlerinden aldıkları cesaret, yetki ve akıl ile kentlerin her zenginliğini değerlendirme yetkisine sahipler, malum. Bana göre, sana göre yanlış ama, böyle. Atanan bir Vali veya müdür 400 binden fazla insanın, kentlinin taşınmazlarını kentle alakası olmayan, kenti ticari mekân olarak gören kişi veya kurumlara sadece fikri yakınlık nedeniyle devredebiliyor.
Bu aşamaya kadar biz kentliler olarak maalesef pek bir şey yapamıyoruz. Onu sandıkta oy verirken veya sokaklara dökülerek yapabiliriz. Ama sonrasında devredilen, satılan bu yerlerin yeniden planlanması gerekiyor ki resmiyet kazansın. Değil mi ya, burası Dingo’nun ahırı değil, yasa var, mevzuat var!
Mevzuata uydurmak için yerel yönetimin de “mevzuata uydurması” gerekiyor. Başta avukat var usulsüzlük olmaz diye güveniyoruz belki ama bu yanlışlar meslekle ölçülmüyor demek ki bu kez gerçekten uydurulmuş!
Kent planlamasından hepimiz anlayacağız diye kural yok. Ama konunun uzmanlarına güveniriz. T.Ü. eski rektörü Prof. Osman İnci’nin itirazına aynen katılıyorum. Ayrıca TMMOB üyelerine de güveniriz. Yeter ki bakış açısı kamudan yana olup bireysel çıkarlar peşinde olmasın.
Evet 04 Şubat 2025 günü Belediye Meclisimiz toplumda memnuniyetsizlik yaratan bir karar aldı. Konut olan yerleri yurt yaptı. Neden? Valiliğin verdiği yerlerde birileri yurt yapsın diye. Geçmişte planlama yaparken nereleri yurt olur diye plana konmuş iken bunun dışında konutların olduğu yerlere yurt veya ticari alan yapmak yanlıştır.
Umarız bu yanlış karar, kararı verenler tarafından düzeltilir ve adliye çalışanlarımıza iş düşmez.