DOLAR 32,2116 0.02%
EURO 35,3303 0.19%
ALTIN 2.517,390,68
BIST 10.643,583,14%
BITCOIN 2149596-0,64%
Edirne
20°

KAPALI

13:06

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Ziya Gökerküçük

Ziya Gökerküçük

16 Mayıs 2024 Perşembe

    ÇOCUKLAR VE GENÇLER

    ÇOCUKLAR VE GENÇLER
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Geçen hafta dünyada tek olduğu ile övündüğümüz çocuk bayramını kutladık. Önümüzdeki hafta da gençlik bayramını kutlayacağız. Bize bırakılan bu kültürden elbette övünç duyacağız. Ama övünürken diğerlerini yani “çalış, güven” kısmını da unutmamalıyız.

    Biz büyükler övünüp, çalışıp, güvenelim ama asıl çocuklarımızın ve gençlerimizin bizlerle övünmeleri, çalışmaları ve geleceğe güvenmeleri gerekir. Böyle bir ortamı yaratma bizlerin görevi. Samimi olarak irdelediğimizde çocuklarımız ve gençlerimizde bu hava var mı?

    Hemen şunu diyecek bazıları; “ama onlar da çok boşlar ya!” En kötü düşünce tarzı işte budur.

    Sokakta veya komşuda bir ebeveyni çocuğuna şiddet uygularken gördüğünüzde ne yaparsınız? İzlersiniz, bana ne dersiniz, müdahale edersiniz. Şiddeti uygulayan kişi “benim çocuğum size ne” diyecektir. Kendi çocuğu da olsa çocuğuna şiddet uygulama hakkı var mı? Elbette yok. İlk önce bu yasal mevzuatı bilmek gerekiyor.Çocuklar ailenin değildir. Evrensel Çocuk Hakları kabul edilmiştir ve her zaman “çocuğun menfaatleri” göz önünde bulundurulur.

    23 Nisanlarda makamlara çocukları oturtmakla olmuyor bu işler. Çocuğun menfaati göstermelik bürokratik işlemlerle değil çocuğa görelik ilkesini hayata geçirmekle olmaktadır. Çocuklar aileye bırakılmadığı gibi siyasete, hele de iktidara da bırakılamayacak kadar önemlidir. Her çocuk üzerinde toplumsal sorumluluklarımız vardır. Resmi kurumlar bunu izlemek, yönlendirmek ve toplumu bilinçlendirmekle sorumludurlar.

    Bunu sağlamak evrensel ve toplumsal bir görevdir, hukuki sorumluluktur. Bizde iktidarı devralan, yüzde 50 artı bire veya çoğunluğuna güvenerek kendine uygun “istendik yurttaş” yetiştirmeye başlıyor. Bu istendik yurttaş türü elbette siyasi arenadaki tartışmalarla değişebiliyor. Ancak 22 yıl gibi uzun bir dönem iktidarda kalan AKP maalesef tam da bu istendik yurttaşı “istendik kul” düzeyine indirgedi.

    AKP zamanında gelen her bakan devrim yapıyoruz, sistemi yeniliyoruz gibi süslü cümleler kullandı. Oysa iki amaçları vardı. Birincisi eğitimin özelleştirilmesi, piyasalaştırılması, İkinci ise laik eğitimin adım adım ortadan kaldırılması. Birincisinde sermayeyi, ikincisinde de dinci tarikat, cemaat, cumhuriyet ve aydınlanma düşmanı siyasi tabanını arkasına aldı.

    AKP iktidara geldiğinden beri eğitim ile uğraşıyor. 2004, 2006-2007, 2017-2018 müfredat değişimi, 2023 eğitim vizyon belgesi, şimdi de Millî Eğitim Bakanlığı’nın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” isimli müfredat taslağı!

    AKP dünya dengelerini ve toplum sosyolojisini de kendi iktidarının devamı yolunda kullanarak hedefine yaklaştı. Hedef; geleceğin yurttaşları olacak olan çocuk ve gençler birilerinin müridi, kulu olsun ve düşünmeden, sorgulamadan çok üretsin ve verildiği kadar tüketsin.

    AKP iktidarına kısaca baktığımızda bile çocukları ve gençlere bakışını anlayabiliyoruz. AKP, iktidar olduğu yıllarda tarikat ve cemaatlerle her daim yan yana yürüdü.Devletin tüm kapıları bunlara açıldı. Çocuklara kreş, anaokulu, kalıcı mekân sağlamadı. Bu arada yatılı bölge okullarını da kapattı. Gençlere yurt yapmadı. Büyüyen yoksulluk, devlet yurtlarının yetersizliği, kapasite azlığı öğrencileri cemaat yurtlarına bıraktı. Gençlik ve Spor Bakanlığı yurt açmadı ama vakıflara krediler vererek onların yurt açmasını teşvik etti.

    MESEM ve ÇEDES ile de bu programı destekledi. Yetmedi; okullarımız MEB amaçları doğrultusunda olup öğretmenlerin verdiği eğitimleri, içini boşaltarak ve öğretmenlik belgesi olmayan vakıf ve dernek elemanlarınca verilmesinin önünü açtı.

    Çocuklar ve gençler toplumun, doğanın geleceği ise evrensel kurallar gereğince ve yasalar kapsamında korunmalı, geleceğe dair umutları karartılmamalıdır. Ancak bu iş sadece devlet birimlerine bırakılamaz. Veliler, bilim ve hukuk insanları, sivil toplum örgütleri evrensel kuralların uygulanmasını sağlamalıdır.

    Bu nedenle AKP’nin hazırladığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” müfredatı evrensel kurallara, toplumun dinamiklerine ve geleceğine uygun değildir. Yok sayılması gerekir ki bunun için muhalefetin; akıl, bilim, hukuk ve hak savunucularının, sivil örgütlenmelerin karşı çıkması zorunludur.