08 Ekim 2024 Salı
Saraçlar Caddesi’ni boydan boya geçerken önünden geçtiği bütün dükkanların ustalarına isimleriyle hitap ederek, selamlayarak geldi köşedeki saraç dükkanına genç usta.
“Kayışbudak Hüsnü” olarak anılıyordu daha şimdiden. Ustası Kara İsmail iki ay önce aniden ölünce kalfalığını yaptığı dükkanı ona kalmış, 16 yaşında işinin başına usta olarak geçmişti.
On yıl önce daha 6 yaşındaydı saraçlık mesleğine çırak olarak başladığında. Kara İsmail ustanın yanında başta eğer takımı ve başlık yapımının bütün inceliklerini öğrendi. En zorlandığı dikişsiz kayış yapmak hünerini bile kapmıştı ustasından onu izleyerek.
Son yıllarda ustasından öğrendiklerine yenilerini de katacak genç binicilerin büyük önem verdiği alafranga kaltak ve at eğerleri konusunda da hüner gösterdiği için işleri başından aşmaya başlamıştı. Prensipliydi, müşterisi kim ne kadar zengin olursa olsun ayrım yapmıyor, yapamayacağı hiçbir iş için söz vermiyor, söz verdiği işleri de zamanında kusursuz yerine getiriyordu Kayışbudak.
Saraçlar Caddesi’nde bugün karar günüydü. Bütün Saraçlar esnafını yakından ilgilendiren bir karar alacaktı Saraçlar loncası. Başta kahya Hacı Mehmet Efendi, Yiğitbaşı Sırmakeş Recep efendi ve tezgahı olan 44 saraç ustası bu kararda söz sahibi olacaktı.
Bir süre önce Edirne Musevi cemaati loncalarına müracaat ederek şu teklifi yapmıştı;
“Esnafın sandığına 200 Osmanlı altını verilecek, buna mukabil Alyans İsrailit mektebinden seçilecek iki Musevi çocuğunu çırak olarak iki sene müddetle saraçlığa kabul edilecektir. İki sene gerek esnaf ve gerek ustaları bu çocuklara hiçbir suretle maddi yardımda bulunmayacaklardır. Bu çocuklar yalnız ustalarının yanında çıraklık öğreneceklerdir.”
Bu teklife cevap pek gecikmedi. Kahya Mehmet Efendi önce eski ustalardan başlayarak bütün esnafı dolaştı, teklifi iletti, düşüncelerini aldı meslektaşlarından.
Tamamı bu teklife “hayır” oyu verince kabul görmedi bu teklif.
Sebebi de şuydu;
O tarihe kadar Edirne’de saraçlık sanatı yalnız Türk Müslümanlardaydı. Gayri Müslim olarak o tarihe kadar bu esnaf hiç çırak almamış ve birliğini bu surette muhafaza etmişti. Yazılmış bir talimatları olmadığı halde gelenekleriyle bir cemiyet halinde mevcudiyetlerini bu sayede muhafaza etmişlerdir.
Osmanlı zamanında alınan bu karardan sonraki yıllarda Cumhuriyet dönemi Edirne’sinde de mesleğini yıllarca sürdürecektir Hüsnü Kayışbudak.
—
*Kaynak; Rakım Ertür/Eski Esnaf Loncaları. Edirne İl Halk Kütüphanesi Edirne Yerel Basını arşivinden.