19 Kasım 2024 Salı
Edirne’nin Enez ilçesine bağlı Gülçavuş ve Sultaniçe birbirlerine çok yakın arada sadece bir derenin ayırdığı iki köy. İkisi de sahile yaklaşık olarak 4 km uzaklığında.
Bu iki köy yüzlerce yıl kardeşçesine yaşamış birlikte yan yana sakin sakin.
Bu sakin yaşamları Trakyalıların ve İstanbulluların bu sahilleri fark etmesiyle sona ermiş. İlk önceleri her gelenin sahildeki o kumlu, verimsiz tarlaları almalarına anlam verememişler. Üç beş fazlaya verenin elinde kalmış sahil boyları. Kısa zaman içinde sahilde satılmayan, parsellenmeyen yer kalmamış.
Sahillerde pıtrak gibi müstakil evler, kooperatifler sayesinde yükselen siteler o dönemin ruhuna uygun şekilde yükselmiş, yapılmış, olmuş bitmiş.
Müstakiller foseptik çukurlarıyla, siteler kapalı arıtma sistemleriyle ama her iki grup da bahçelerine kazdıkları kuyularla su sorunlarını halletmeye çalışmışlar.
Derken birileri; “Artık yeter, toplayalım üç beş aramızda, devleti de arkamıza alarak su ve kanalizasyon işini halledelim” fikrini atmış ortaya. Temiz bir çevre isteyen, arıtma ve su pompalarıyla uğraşmaktan yorulmuş yöneticilerde üyelerini ikna ederek sürece dahil etmişler.
Pek çoğu da “tamam” demiş. “Madem devletimiz arkamızda, olur bizim işimiz” diyerekten bankalarda hesaplar açılmış, milyonlar bankalara yatmış, ihaleler düzenlenmiş ve her iki köyün sahillerinde yaşam olan yerler köstebek gibi her yer kazılmaya başlanmış.
“Bi daha sizden bi kuruş para alınmayacak” denmiş, inanmış sahilde yaşayanlar.
Borular döşenmiş bütün siteler ve müstakiller arasına. Yollar sonra nasılsa yapılacak denmiş.
Yaz gelmiş yollar yapılmamış daha, her yağmurda çamur deryası, siteler arasında kalan otomobiller, gelen bayram olmuş ama o kepçeler ne hikmetse gelmez olmuş.
Ama gelmeyen o kepçelerin yerine ortada sorular başlamış dolaşmaya;
“Hiç para istenmeyecek sizden bi daha” demişlerdi ya; Su bağlantı ücreti için istenen para 5.000 lira; “çok dimi beyaaa” diyerek ortalık karışmış.
Suyun metre küpü kaç lira olacak?
Faturalar gelmeye başlayınca atık su bedeli aylık 500 lira olacakmış diye duyumlar var, yazlığını hiç kullanmayanlar veya sadece birkaç ay kullananlardan da aylık 500 lira atık su bedeli mi alınacak?
Neden belediyelerin olduğu yerlerdeki gibi makul faturalarla değil de yüksek bedeller istenmekte bölgede yaşayanlardan?
Her müstakil 25 bin, sitelerde yaşayan her daire 15 bin verirken 35 odası olan ticarethane’den neden sadece 105 bin lira alındı?
Neden bazı müstakiller bedel ödemeden kaçak olarak kanalizasyon bağlantısı yapıyorlar?
Neden o firma alt yapı çalışmasını yaparken para işiyle ilgilenen kurumlar denetim işlemlerinde yoktular?
İkna, paraların toplanması, ihale, kamu kurumlarıyla yapılan görüşmeler de sürekli ön planda olan o dernek ve başkanı şimdi neler söylemek isterler?
Son soru;
O borular nereye döşendi?