09 Ekim 2024 Çarşamba
Olgay GÜLER
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Merkez İlçe Kadın Kolları’nda, 81 ille eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklaması, iktidarın medeni kanunda yapmak istediği değişikliklere tepki gösterildi.
CHP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’nca, iktidarın boşanmalarda arabuluculuk ve nafaka gibi medeni kanunu ilgilendiren bazı konular üzerinde yapmaya çalıştığı değişikliklere yönelik 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması düzenlendi. CHP Edirne İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını, CHP İl Kadın Kolları Sekreteri Burcu Birgül Çolak okudu.
‘İKTİDAR YİNE ALGI YÖNETİMİ PEŞİNDE’
Çolak’ın okuduğu açıklamada, kadının insan hakları ve laikliğin büyük tehdit altında olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Eşitliğe inanmayanların yönettiği ülkemizde, kadının insan hakları ve laiklik büyük tehdit altındadır. İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 no’lu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP’nin yeni hedefi; Medeni Kanun’dur. Gelenek haline getirdiği “Torba Yasa” uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır. İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir.
‘BOŞANMA ERKEK AÇISINDAN KOLAYLAŞACAK’
Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir.
‘ARABULUCULUKTA KADININ CAN GÜVENLİĞİ YOKTUR’
Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hâkimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar.
Bugün sadece 81 il, 973 ilçede tek ses olmuyoruz. Bütün kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle ile tek ses oluyoruz. Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmiyoruz. Medeni Kanun’u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun’u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis’te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz.”