DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BIST 9.724,50-0,42%
BITCOIN 34567885,66%
Edirne

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Mehmet ŞELECİ

Mehmet ŞELECİ

21 Aralık 2024 Cumartesi

    VAYSAL’DAN ÖRGÜTLÜ YURTTAŞLIK DERSİ

    VAYSAL’DAN ÖRGÜTLÜ YURTTAŞLIK DERSİ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ormanlar sadece ağaç değildir; sağlıktır, huzurdur, mutluluktur, yağmurdur…

    Çocukluk yıllarımızda öğrendiğimiz “Kestane gürgen palamut / Altı yaprak üstü bulut / Gel sen burda derdi unut / Orman ne güzel, ne güzel…”

    Orman deyince sadece meşe, kayın, çam, meşe gibi ağaçlar akla gelmez. Orman; her tür uçan ve sürünen hayvanlar kadar otsu bitkilerle de ormandır. Orman binlerce yılda oluşmuş bir yaşam alanıdır, habitattır.

    Ormanlar aynı zamanda gelir getiren alanlardır. Gerekli bakımı ve yöreye uygun geliştirmeyi yaptığımızda ormanlar zenginliktir. Sedir, Ihlamur, Ceviz, Pikan Cevizi, Badem, Kestane türlerine ait farklı çeşitler ağaçsı bitkilerdir. Kurt Üzümü, Ahududu, Böğürtlen, Frenk Üzümü ve Aronya ise çalımsı türlerdir. Bu türlerin yanı sıra ürün zenginliğini artırmak adına İri Goumi, Naşi, Pawpaw, Muşmula, İçi Dışı Kırmızı Elma, Sinap Elma, Güz Zeytini ve Virginiana Hurma gibi yüzlerce bitki yetişir ve yetiştirilir.

    Bu alanlar; ilaç geliştirme sahasında bilimsel çalışma yürüten akademisyen ve lisansüstü öğrencilerine araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yönelik bir uygulama sahası da olmaktadır. Diğer yandan çeşitli bitkilerin endüstriyel üretimiyle şehir ve bölge ekonomisine önemli bir katma değer sağlanabilir. Dolayısıyla orman açık alanlarında üretilen çeşitli ürünler bölge çiftçileri ve sanayicilerine de yeni faaliyet alanları oluşturur.

    Bunları yapan bölgelerimiz var. İlimizde Lalapaşa köylerinde aromatik bitkiler yetiştirme çalışmaları var. Bal üretimi artsın diye Bal Ormanı adıyla geliştirilmiş bölgeler var. Bunlardan yararlanan üreticiler var. Bu konuda bir üretici ile tüm bu alanları geçen yıl gezmiş ve yazı da yazmıştım; “Bal İlçesi; Lalapaşa” (15.06.2023-Hudut Gazetesi).

    Bu güzel çalışmalara rağmen Istrancalar’ın Bulgaristan kısmına çakı ile girilemez iken bizde kepçeler, kamyonlar tozunu canlıların üzerine savurarak gelir-gider, gelir-gider.

    Lalapaşa Istrancalar bölgesi su kaynağı ve aromatik bitki, uçan-sürünen canlı kaynağı bir alan. İlgili bakanlığın yaptığı bal orman, aromatik bitki geliştirme alanı gibi çalışmalar da güzel. Bu güzellikleri yok edecek çalışmalar neden yapılır, bunu anlamakta zorlanıyor insan.

    Sağa sola yüzbinlerce fidan dikmekle yeni ormanlar yaratılamaz, olmaz. Doğanın binlerce yılda ürettiği ormanlarımızı korumazsak bunun bedelini çocuklarımız öder. Bu nedenle Lalapaşa, Süloğlu ilçeleri ile birlikte Istrancalar’ın güney eteklerinde yer alan Kırklareli Merkez ve Kofçaz, Pınarhisar, Vize ilçeleri ve de Saray topraklarında kalan alanlarda değil dinamitle maden çıkarmak; keser, balta bile kullanılmamalıdır. Bilim insanları bunu diyor. Trakya’nın ve tabii ki su alanı olarak da İstanbul’un geleceği burada.

    Lalapaşa bölgesinde Bal Ormanı ve aromatik bitki yetiştirme alanları yapılmış yararı da görülmüş iken bu bölgelere taş ocakları açılması izni veren akla şaşıyorum. Vaysal Köyü ve civarı bu izinlerin bol verildiği alanlar. İşte buna isyan eden köylüler geçen gün (2 Aralık Cumartesi) yerel basını bu bölgeye davet etti. Köyde 2000’li yıllardan beri taş ocağına karşı mücadele var. Maalesef bir tanesini engelleyememişler ve köy araçtan, tozdan nasibini alıyor. Bitkilerin üzerleri yıllardır tozdan renk değiştiriyor. Taş çıkaran firma alan genişletilmesi istedi köylü izin vermedi ve hukuk ile durdurdu. Şirketin gözü doymuyor; orası olmadı orman içinden bir yeri gözüne kestirmiş. Başvurusu yine hukuk ile kazanıldı ve iptal edildi. Aynı şirket aynı yeri; “bilirkişilerin belirttiği eksikleri tamamladık” gerekçesi ile yine başvuru yapmış. Ne yazık ki ilgili birimler de akıl, hukuk, bilim ve vicdana aykırı olan bu başvuruya onay vermiş.

    İşte, köylüler Kooperatifleri önderliğinde buna isyan ediyorlar. Edirne basınını da bu alanda ağırlayarak gerçekleri herkesin görmesini sağlamaya çalıştılar. Biz yaşam savunucuları da bu mücadeleci dostlarla her zaman her yerde olduğu gibi birlikteydik.

    Bu zamanda yapılması gereken; haklarımızı bilerek sermayeye ve sermayenin güdümünde yöneten idarecilere karşı hukuk ve bilim önderliğinde fiili mücadele vermektir. Yurttaş olmak da böyle bir şey. Haklar yazılı olsa da savunamazsak değeri kalmaz.

    Vaysal Köylüleri bu mücadeleye örnektir ve yurttaşlık dersimize katkıları değerlidir. Hele kendi öz ve bağımsız örgütleri olan Kooperatif olarak mücadele vermeleri çok anlamlıdır.