26 Aralık 2024 Perşembe
“Doğal yaşam ilkellik,” deyip şehrin dört duvarları arasına göçtüler!..
GÖÇTÜKLERİ DÖRT DUVAR ARALARINDA NESİLLER YETİŞTİRDİLER!..
Hayatın doğalını, hiç tanımadan, hatta hayvanlardan, ağaçlardan, kırdan, bayırdan korkan, nesiller türettiler!..
Neymiş, FEODAL yaşam, yani doğal nimetlerle iç içe yaşamak, ilkellikmiş!..
Eski çağların yaşam tarzıymış!..
Bir fabrikanın bir dişlisi olmak medenilikmiş!..
Doldur karnını, yataktan kalk, dört duvar arasında işe git, akşama kadar.. Akşam gel doldur karnını dört duvar arasında yat, sabahı bekle, tekrar duvarlar arasına git!..
Böyle yaşam tarzı KONFORLUYMUŞ!..
Doğal yaşam ise eziyetliymiş!..
Doğru, doğal yaşamak YÜREK İSTER, CESARET, MÜCADELE İSTER; DOĞAL NİMETLERE SAYGI, SEVGİ, İSTER; DOĞA KÜLTÜR BECERİLERİ İSTER; AKIL, GÖNÜL SAĞLIĞI, SADELİK, TEVAZU İSTER!..
Dört duvar arasında doğup, yetişenlere ANLATAMAZSIN!..
“Köy, doğada yaşam!..” dediğinde sana kızarlar bile!..
Yazık oldu dünya insanlığına!.. Hiç içinde, hiç olmak ne kötü!..
Kuran’ı Kerim. Sure 55/Ayet 7:
Göğü O kaldırdı, teraziyi O kurdu ki ölçü ve adalet de hududu aşmayasınız. Teraziyi insafla doğrultun, terazide ziyan yapmayın! Arzı da mahlukat için alçaltıp, döşedi. Orada meyveler, kapçıklı hurma ağaçları, samanlı hububat, hoş kokulu nebatlar var. Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?