
Olgay GÜLER
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı, cezaevinde ziyaret etti.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, bugün saat 10.00’da Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etti. Yaklaşık 2 saat süren ziyaretin ardından ikili cezaevi önünde basın açıklaması yaptı.

‘AİHM KARARLARI HAYATA GEÇİRİLMELİ’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Demirtaş ve Mızraklı’nın sağlık durumlarının son derece iyi olduğunu belirterek, “Sağlık durumları son derece iyiydi. Moralleri oldukça yüksek ve barışa dair umutları da son derece yüksek. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; 4 Kasım’da eş başkanlarımızın içinde bulunduğu sevgili Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın içinde bulunduğu son derece kapsamlı bir operasyonla Türkiye bir karanlığa sürüklendi. 10 yılı geride bıraktık, 10’uncu yılına girecekler tutukluluklarının ve ortada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) büyük dairenin kararı olmasına rağmen hala içerideler. Bunun hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Bugün Türkiye’de mevcut yasalar ve mevcut anayasaya karşı bir ihlal söz konusudur. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf bir ülkedir. Taraf bir ülke olarak AİHM kararlarının uygulanmaması uluslararası hukuku tanımamak anlamına gelir. 9 yılı bitirip 10’uncu yılına girecek tutukluluk süreleri; haksız ve hukuksuz bir şekilde arkadaşlarımızın hala içeride olmasını kabullenmek mümkün değildir. Özellikle bizlerin barış sürecini ve demokratikleşmeyi konuştuğumuz bu günlerde atılacak en önemli adımlardan bir tanesi, AİHM kararlarının hayata geçirilerek, Kobani kumpas davasında tutuklu bulunan sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobani tutsakları acilen serbest bırakılmalıdır” dedi.

‘BARIŞ SÜRECİNİ DESTEKLEDİKLERİNİN ALTINI ÇİZDİLER’
Demirtaş ve Mızraklı’nın, barış sürecini sonuna kadar desteklediklerini belirttiklerini kaydeden Hatimoğulları, “Arkadaşlarımızın dışarıya gönderdikleri çok önemli bir mesaj; barış sürecini sonuna kadar desteklediklerinin, bir kez daha bugün altını çizdiler ve ifade ettiler. Ve sevgili Selahattin Demirtaş ısrarla elbette yaptığı en temel vurgu bu görüşmemizde; barış sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından atılacak olumlu adımların, ilerletici adımların ve yasa yapma süreçlerinin hızlanması. Bu konuda bizler de bir kez daha DEM Parti olarak diyoruz ki bu süreçte atılacak önemli adımlardan biri AİHM kararlarının hayata geçmesi ve sayın Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobani tutsakları serbest kalmalı, cezaevinde dört duvar arasında barışı desteklemekten öte açık alanda bugün bizlerle birlikte dışarıda, barış sürecinin toplumsal inşasında çok büyük katkıları olacak ve bu katkıyı cezaevinden değil dışarıda özgür bir şekilde, bütün toplumla paylaşabilmeleri çok önemli ve çok anlamlı. Son cümlem şudur; AİHM kararı derhal uygulanmalıdır. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Kobani kumpas davasının bütün tutsakları acilen serbest bırakılmalıdır. Barış sürecine büyük katkı sağlayacağına inancımız da sonsuzdur. Arkadaşlarımız serbest olarak bugün basın karşısında kendilerinin sizlerle konuşabiliyor olması gerekiyor. Bu konuda beklenecek bir durum kalmamıştır. Karar acilen hayata geçirilmelidir” diye konuştu.

‘CEZAEVİNDE BULUNMALARININ BİR ANLAMI YOK’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da, Türkiye’nin yeni bir sürece girdiğini dile getirerek, “Yeni bir sürece girdik, yeni bir sürecin tartışmalarını yürütüyoruz. Suçsuz insanlar, 10 yıldır içeride kalan insanlar özgür olmayacaksa biz bu sürece güveni, desteği nasıl toparlayacağız? Dolayısıyla suçsuzlukları, mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani kumpas davasındaki yoldaşlarımızın bir an önce artık bırakılması gerekiyor. Gerçekten bir süreç yürütüyorsak, gerçekten bu sürece inanıyorsak, bu sürece en büyük katkıyı sunacak arkadaşlarımızın halen cezaevlerindeki hücrelerde bulunmasının bir anlamı yoktur. Biz arkadaşlarımızın, bu sürece büyük katkılar sunacaklarını düşünüyoruz. Onların yeri artık hücreler değil, cezaevleri değil, bizim yanımızdır, bizimle birlikte bu barışı toplumsallaştırmak için bir an önce bırakmaları gerektiğini tekrar ediyorum” şeklinde konuştu.