Filede 2. turda 2’nci gün

İsmail DEMİRAY
Edirne Kurum ve Kuruluşlar Arası Voleybol Turnuvası’nda Pazartesi günü başlayan 2. tur eleme müsabakaları bu akşam oynanacak 4 karşılaşma ile tamamlanacak.
Buna göre bugün Mimar Sinan Spor Salonu’nda saat 18.30’da oynanacak ilk maçta E Grubu birincisi Edirne Veteran ile G Grubu ikincisi Meriç İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü karşı karşıya gelecek. 2. tur eleme müsabakalarının ilk gününde Trakya Üniversitesi Aile Hekimliği – Kapıkule Emniyet, Keşan DOÇEK Edirne Barosu, L Tipi Cezaevi – Edirne Hasköylüler Derneği ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü – Meriç Kaymakamlığı karşılaştı.

  1. tur eleme müsabakalarının tamamlanmasının ardından 3 Temmuz Perşembe günü çeyrek final, 8 Temmuz Salı günü yarı final, 10 Temmuz Perşembe günü de üçüncülük ve final maçları oynanacak.
  2. TUR ELEMEDE BUGÜNKÜ PROGRAM
    01 Temmuz.2025 Salı
    18:30 E Grubu Birincisi – G Grubu İkincisi
    Edirne Veteran – Meriç İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
    19:30 G Grubu Birincisi – E Grubu İkincisi
    Edirne Öztrakya AŞ – Trakya Üniversitesi Rektörlüğü
    20:30 F Grubu Birincisi – H Grubu İkincisi
    Edirne Cumhuriyet PMA – Edirne DSİ 11. Bölge Müdürlüğü
  3. 21:30 H Grubu Birincisi – F Grubu İkincisi
    Edirne Emniyet Gücü – Edirne İl Tarım ve Orman Müdürlüğü

MÜNİH’TEN SAROS’A

1973 yılında Edirne’den Almanya’ya ayak bastığında 23 yaşında üniversiteyi yeni bitirmiş mesleğinde deneyimli bir elektrik mühendisiydi.

Gittiği gibi Münih’te yaşayan akrabaları sayesinde BMW motor şirketinde işe başladı. Sevdi işini, fabrika yönetimi ve mesai arkadaşları da onu. Çocukluğundan beri ilgili olduğu motosiklet dünyasının içinde buluvermişti kendisini.

Gülçavuş sahili. 1970 li yıllar.

Edirne’nin sokaklarında az mı Jawa bağırtmıştı babasından habersiz çaldığı motoruyla. Kendisinden 3 yaş küçük Emin arkadaşıyla birlikte Trakya’nın en ücra köşelerine ulaşmayı başarmışlardı. Emin’in 50’lik Honda Cup’una hayranlık duyar, hıncını Jawa’nın gazını kökleyerek çıkartmaya çalışırdı.

Çalıştığı BMW firması Dünya’nın en iddialı motorlarından birisini çıkardı aynı yıl. 1973 model R 90 S. “Gümüş Duman”. Adeta aşık olmuştu bu motora. Mesai saatleri boyunca işini yaparken üretim bantları arasında dolaşır, o zaman için sahip olmasının imkanı olmadığı bu dehşet makineyi gıpta ile izlerdi.

İki yıl içinde işinde ustalaşmış, maaşı artmış ve artık bu motorun ikinci elini alabilmeyi başarmıştı. İş yerinde tanıştıkları ve sonradan sevgili oldukları Angela’nın da ısrarlarıyla birlikte 1200 mark katkısı da olunca yola çıkma zamanı gelmişti artık.

Motorunun bütün bakımlarını Angela ile birlikte yaptılar. Bütün vidaları elden geçti, yağını değiştirdiler, frenlerini son kez kontrol ettikten sonra motorlarına yükledikleri çadır, uyku tulumları ve matlarıyla birlikte Türkiye’ye doğru yola çıktılar.

Bülent öğretmen çocukları eğitmeye devam ediyor.

İki haftalık izinleri vardı ve kat edilmesi gereken 4 bin kilometre yol.

Sabah erken çıktılar Münih’ten yola. Avusturya’da Viyana’da geçirdikleri bir kaç saatten sonra Yugoslavya’da yol kenarında bir benzinlikte gecelediler çadırlarını kurmadan uyku tulumlarının içinde. İkinci gün Yugoslavya’yı boydan boya geçip bitirdikten sonra Sofya’ya günün akşam saatlerinde girdiklerinde 1300 km’nin üzerinde yol almışlardı.

Üçüncü gün öğlen saatlerinde ulaştılar o yılların küçücük Kapıkule’sine.

Gümrükte işleri bittikten sonra heyecanla motorun gazına asıldığında arkasında oturan Angela’nın vücuduna sarılmış elleri onu yavaş gitmesi konusunda uyarıyordu.

Bülent Karakaş. 50 yıldır sahilin gönüllü bekçisi.

Edirne’ye girdiğinde Saraçlar’da turladı önce. Özlemişti doğduğu büyüdüğü kenti. Tur dönüşü Çatı Restoran’a götürdü Angela’yı. Sözü vardı Edirne’de en çok Çatı Restoran’da yemek yemeyi istiyordu. Gençlik ve öğrencilik yıllarında parası olmadığı için kapısından giremediği Çatı Restoran.

Yemek sonrası Ayşekadın’da yaşayan anne babasının evine geldiklerinde önce yaşanan sevinç Angela’yı gördüklerinde şaşkınlığa dönüşse de çat pat Türkçesiyle Angela’nın samimi tavırlarıyla sıcak bir ortam oluşu vermişti  hemen.

İki gün boyunca Edirne’nin tarihi, turistik her yerini gezdiler birlikte. Temmuz ayının bunaltıcı sıcaklığı sonunda Angela’ya verdiği söz için Saros’un yolunu tuttular.

Enez’e varmaktı amaçları yola çıkarken. Enez’e yaklaştıklarında sol tarafa kıvrılan köy yolunu arkadan uzattığı eliyle işaret etti Angela. Direksiyonu kıvırarak daracık, toprak köy yolunda ilerlemeye başladı Gümüş Duman homurtular çıkartarak.

Dümdüz ilerledikten sonra Küçükevren’de aldıkları tarif onları Gülçavuş’ta Şezai’nin işlettiği köy kahvesiyle buluşturdu. Yorgunluk çaylarını içtikten sonra saldılar kendilerini sahil yoluna doğru bir de ne görsünler?

Çifter koşulmuş öküz/inek arabaları ardı ardına sahile doğru inmekte. Gülçavuş köylüleri sahile yakın kuyunun başında testilerine su dolduruyorlar sahile ulaşmaya çalışıyorlar. Yanlarında paket paket kumanyalar, sarmalar, börekler. Adetiymiş köyün, her hafta sonu deniz kenarında piknik yapılır, akşam en son öküzler de deniz içinde yıkandıktan sonra köye dönülürmüş.

Sahile vardıklarında Angela motordan atladığı gibi ellerini açarak Saros ile kucaklaştı. Dizlerine kadar girdiği denizde ayaklarını çırparak neşeyle gülerek;

“İşte bize üniversite’de derste anlattıkları, ansiklopedilerde okuduğum, hayran olduğum, merak ettiğim Saros. Burası Dünya’da kendi kendini temizlemeyi başarabilen çok az yerden birisi. Bak şu güzelliğe iyi ki beni buralara getirdin.”

Sahilde neşe içinde oynayan çocukları izleyerek motorun üzerindeki eşyaları boşalttıktan sonra kuytu bir yere kurdular çadırlarını. Malzemelerinin bazılarını da çadırın içinde koyduktan sonra sahilde yürüyüşe çıktılar. Kendileri gibi üç çadır ve birkaç tane barakadan başka bir şey yoktu sahilde.

Çocukların yanından geçerken kendilerini izleyen meraklı çocuklarla sohbete başladılar. Nerden geldiniz, motor kaç basıyor sorularından sonra isminin Bülent Karakaş olan 9 yaşlarında bir çocukla sohbeti koyulaştırdılar.

Gülçavuş köyündenmiş Bülent. Büyüyünce öğretmen olmak istiyormuş. Çok seviyormuş köyünü ve bu sahili. En çok da sahile ve denize çöp atanlara kızıyormuş.

Angela çat pat Türkçesiyle; “Bulent buyalara sahip çıykın, dünyanın en güzel yeyleri.”

**

……..(50 yıl sonra)

Akşam saatlerinde indiğim Gülçavuş sahilinde rastladığım yaşlı bir amcanın anılarını naklettim üstteki yazıda. Yanında bembeyaz saçlarıyla etrafı sevecen gözlerle izleyen bir de kadın vardı. Sormadım ismini. Ama bana Bülent Karakaş’ı sordular. Öğretmen olduğunu ve Gülçavuş sahilini koruyan mücadele eden en önde gelen isimlerden birisi olduğunu anlattım. Sevindiler. Selam ilettiler Bülent öğretmene. 50 yıl öncekine benzer bir halde buldukları Saros onları çok mutlu etmiş, iletmemi istediler Bülent öğretmene.  Biraları bittikten sonra bana veda ederek bindikleri Scooter motorlarıyla geldikleri yöne doğru yola çıktılar.

Taahhütsüz İnternet Nedir, Neden Tercih Edilir?

Günümüzde internet bağlantısı, bireysel yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline geldi. İnsanlar artık internet bağlantısının hız, kararlılık ve özgürlük getirmesini istiyor. Ne yazık ki abonelikler sırasında sunulan sözleşme şartları, kullanıcıların özgürce hareket etmesini engelleyebiliyor. Bu noktada devreye giren taahhütsüz internet, daha esnek ve daha kullanıcı dostu bir yaklaşım sunuyor. Klasik uzun vadeli sözleşmelerin getirdiği kısıtlamalara alternatif olarak geliştirilen bu model, kullanıcıya tam kontrol sağlıyor. Özellikle fiber internet teknolojisiyle birleştiğinde, yüksek hız ve bağımsızlık bir araya geliyor.

Taahhütsüzlük Ne Anlama Geliyor?

Taahhütsüz internet, kullanıcıya hiçbir uzun vadeli bağlılık dayatmayan bir bağlantı biçimidir. Kullanıcı, abonelik başlatırken belli bir yıl ya da ay süresince hizmet alma sözü vermez. Bunun yerine hizmeti kullandığı süre kadar ödeme yapar ve dilediğinde, hiçbir ek işlem gerektirmeden bağlantıyı sonlandırabilir. Bu yapı, geleneksel internet hizmetlerinin aksine kullanıcıya öncelik verir. Her ay yeniden karar verme özgürlüğü sunar. İnsanlar ihtiyaç duyduklarında hizmetten ayrılabilir veya başka bir sağlayıcıya geçebilir. Sözleşme iptalinde yaşanan cezai bedeller, kullanım zorunlulukları ya da müşteri hizmetleriyle uzun görüşmeler gibi durumlarla uğraşmak zorunda kalmaz.

Taahhütsüz İnternet Kimler İçin Uygun?

Taahhütsüz internet, en çok hareketli bir yaşam tarzına sahip kullanıcılar için avantaj sağlar. Sık sık şehir değiştiren, kısa süreli ev kiralayan veya geçici işlerde çalışan bireyler için ideal bir çözümdür. Bununla birlikte deneme sürecine ihtiyaç duyan kullanıcılar da bu esneklikten faydalanır. Hizmetin kalitesinden emin olmadan uzun bir sözleşmeye imza atmak istemeyenler, taahhütsüz internet ile sağlayıcıyı test edebilir. Aynı zamanda öğrenci evlerinde veya aile bireylerinin sayısı ve kullanım alışkanlıklarının sürekli değiştiği hanelerde de bu model büyük kolaylık sağlar. Kullanıcı, gereksinimlerine göre bağlantıyı artırabilir, düşürebilir ya da tamamen sonlandırabilir.

Fiber İnternet ile Yüksek Hız, Taahhütsüz İnternet ile Özgürlük

Yüksek hızlı bağlantı, modern internet kullanımının vazgeçilmezidir. Film izlemekten çevrim içi oyunlara, canlı yayınlardan uzaktan çalışmaya kadar her faaliyet güçlü bir bağlantı altyapısı gerektirir. Fiber internet, bu noktada en güvenilir teknolojidir. Optik kablolar üzerinden iletilen sinyaller, hem hız hem kararlılık açısından geleneksel bağlantı türlerinden daha yüksek performans sunar. Bu yapının taahhütsüz internet modeliyle birleştirilmesi ise kullanıcıya hem teknik hem de kullanım özgürlüğü sağlar. Böylece bireyler, yüksek hızdan ödün vermeden hizmetlerini diledikleri şekilde yönetebilir. Sürekli sözleşme yenileme zorunluluğu olmadan, yalnızca ihtiyaç duydukları sürece hizmet alabilir.

Taahhütsüzlük Hizmet Kalitesini Nasıl Etkiler?

Bazı kullanıcılar taahhütsüz yapının hizmet kalitesinde düşüş yaratabileceğini düşünür. Ancak günümüz rekabet ortamı bunu engeller. Müşteri memnuniyetine daha fazla önem vermesi gereken hizmet sağlayıcılar, kullanıcı dilediği an hizmetten çıkabileceği için bağlantı kalitesini korumak zorundadır. Özellikle fiber internet sunan şirketler, altyapıdan teknik desteğe kadar her alanda istikrarlı bir deneyim yaratmaya çalışır. Bu durum, tüketici lehine bir denge oluşturur. Taahhüt bulunmadığı için memnuniyet, kullanıcı sadakatinin ana belirleyicisi hâline gelir. Bu da genel kaliteyi artırır.

Hatfiber ile Taahhütsüz Fiber İnternet Deneyimi

Hatfiber, Türkiye’de taahhütsüz internet sunan markalar arasında hem teknolojik altyapısıyla hem de kullanıcı odaklı yaklaşımıyla öne çıkar. Şirket, farklı altyapı türlerini destekleyerek geniş bir coğrafyada hizmet verir. Özellikle fiber internet altyapısını destekleyen bölgelerde yüksek hızlı bağlantı sağlar ve kullanıcıyı taahhüt zorunluluğundan tamamen özgür bırakır. Hizmetler kotasızdır yani kullanıcı isterse paketi değiştirebilir isterse hizmeti tamamen sonlandırabilir. Dijital başvuru süreci kolaydır. Altyapı sorgulama ve başvuru işlemleri kısa sürede tamamlanır. Bağlantı birkaç gün içinde aktif hâle gelir. Teknik destek süreçleri hızlı işler. Kullanıcı, her aşamada bilgilendirilir.

Geleneksel sözleşmeli internet anlayışı, hızla değişen kullanıcı alışkanlıkları karşısında yetersiz kalıyor. Kullanıcılar artık yalnızca yüksek hız değil, aynı zamanda karar verme özgürlüğü istiyor. Kendi bağlantısını istediği anda başlatabilmek, değiştirebilmek veya iptal edebilmek kullanıcıların talepleri arasında yer alıyor. Açıkçası talep edilen esneklik, dijital çağın bir gereğidir.

Bu değişimin doğal bir sonucu olan taahhütsüz internet, kontrolü kullanıcıya verir. Sürekli sözleşme baskısından uzak, esnek bir deneyim sunar. Eğer bu yapı fiber internet altyapısıyla desteklenirse kullanıcıya yalnızca özgürlük değil aynı zamanda kalite de sunar. Hatfiber, her iki unsuru bir araya getirerek kullanıcıya bağlılık değil, bağlı kalmaya değer bir bağlantı deneyimi yaşatır. Gerçek tercih özgürlüğü, sadece seçenek sunmakla değil, o seçeneği sürdürülebilir kılmakla mümkündür!

ETA Saatler İsviçre Saatçiliğini Uygun Fiyatla Sunarak Lüksü Geniş Kitlelere Taşıyor

İsviçre saatçiliğinin köklü gelenekleri, Super Clone teknolojisinin sağladığı birebir üretim detayı ile buluşunca ortaya ETA saatler çıkıyor. Şıklığı, dayanıklılığı ve teknik mükemmeliyeti herkesin erişebileceği bir noktaya taşıyan bu saatler, saat tutkunlarının ilgisini çekmeye devam ediyor.

Günümüzde saatler yalnızca zamanı öğrenmek için değil, kişisel tarzı ve sosyal statüyü yansıtmanın da en güçlü yollarından biri olarak öne çıkıyor. Özellikle İsviçre menşeli saatler, saat dünyasında prestijin ve kalitenin simgesi haline gelmiş durumda. Fakat geçmişte bu saatlere sahip olmak yüksek bütçeler gerektirirken, şimdi ETA saat modelleri sayesinde lüks saat deneyimi çok daha ulaşılabilir bir hal alıyor.

ETA saatler, İsviçre saatçiliğinin kusursuz işçiliğini ve estetik anlayışını Super Clone teknolojisinin sunduğu birebir üretim detayıyla buluşturuyor. Bu sayede yalnızca estetik değil, dayanıklılık ve teknik mükemmeliyet de bir arada sunuluyor.

Ulaşılabilir Fiyata Prestijli Saat Deneyimi

Yüksek kaliteli ve prestijli bir İsviçre saatine sahip olmak geçmişte yalnızca sınırlı bir kesimin ulaşabileceği bir ayrıcalık olarak görülüyordu. ETA saat markası ise bu algıyı tamamen değiştirdi. Super Clone teknolojisi sayesinde orijinal İsviçre saatlerinin tasarım ve teknik detayları birebir yansıtılarak uygun fiyatlı alternatifler geliştirildi.

Çizilmeye karşı dayanıklı safir kristal camlar ve sağlam paslanmaz çelik kasalarla üretilen ETA saatler, uzun yıllar boyunca güvenle kullanılabilecek bir yapı sunuyor. Estetik zarafeti dayanıklılıkla buluşturan bu modeller, saat severlere kaliteli bir alternatif sağlıyor.

Super Clone Mekanizmalar: Kusursuz Zaman Ölçümü

ETA saatlerde kullanılan Super Clone mekanizmalar, İsviçre saatçiliğinin teknik mükemmeliyetini yansıtıyor. Bu üstün mekanizmalar sayesinde zaman ölçümü hassasiyetle gerçekleşirken, saatler teknik anlamda da kullanıcı beklentilerinin ötesine geçiyor.

Tasarım detaylarına da büyük önem verilen ETA saatlerde kadranlar özenle işleniyor, renk seçimleri modern çizgilerle harmanlanıyor. Bu sayede saatler yalnızca teknik bir ürün değil, aynı zamanda güçlü bir tasarım objesi olarak da öne çıkıyor.

Özellikle, Rolex tutkunlarının vazgeçilmezi olan Rolex ETA saat modelleri, orijinal Rolex tasarımını birebir yansıtmakla kalmıyor; uygun fiyat avantajı sayesinde herkesin erişebileceği prestijli bir alternatif oluşturuyor.

ETA Saat Sahibi Olmak Artık Zor Değil

Yüksek fiyatlar nedeniyle İsviçre saatçiliğine adım atamayanlar için ETA saatler cazip bir seçenek oluşturuyor. Tasarım ve teknik anlamda orijinal modellere sadık kalınarak üretilen bu saatler, bütçe dostu fiyatlarıyla dikkat çekiyor.

İster profesyonel iş yaşamında şık ve prestijli bir görünüm elde etmek isteyenler, ister sosyal yaşamında zarafeti ön plana çıkarmak isteyenler için ETA saatler güçlü bir alternatif oluşturuyor.

Hem erkeklere hem de kadınlara hitap eden zengin model seçenekleri, saat dünyasında geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşılmasını sağlıyor.

Farklı Tarzlara Uygun Şık Tasarımlar

ETA saatler klasik şıklığı, spor zarafeti ve modern tasarım anlayışını bir araya getirerek her tarza hitap ediyor. Günlük kullanımdan özel günlere kadar her ortamda zarif bir tamamlayıcı olan ETA modelleri, estetik ve dayanıklılığı kusursuz bir şekilde harmanlıyor.

Özellikle koleksiyoncular ve saat tutkunlarının ilgisini çeken Patek Philippe ETA saat modelleri, İsviçre saatçiliğinin rafine tasarım anlayışını yansıtarak, hem estetik hem de teknik üstünlüğü bir arada sunuyor.

Zamansız tasarımı, teknik güvenilirliği ve uygun fiyat avantajıyla ETA saatler, kaliteli saat arayışında olan herkes için ideal bir seçenek haline geliyor.

ETA Saat Alışverişinde Güvenilir Adres: swissetawatches.com

ETA saat sahibi olmak isteyenlerin güvenli ve sorunsuz bir alışveriş deneyimi yaşaması için swissetawatches.com öne çıkan platformlardan biri olarak dikkat çekiyor. Orijinal tasarımlara sadık kalınarak üretilen yüksek kaliteli ETA saat modelleri, geniş ürün yelpazesi ve uygun fiyat seçenekleriyle swissetawatches.com üzerinden güvenle satın alınabiliyor. Saat tutkunları, İsviçre saatçiliğinin zarafetini ve teknik mükemmeliyetini swissetawatches.com ayrıcalığıyla kolayca deneyimleyebiliyor.

Baro’dan ‘zeytinlik’ mücadelesi!

Olgay GÜLER

Edirne Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, ülke genelinde zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açacak, TBMM’de komisyonda kabul edilen ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine’ karşı basın açıklaması yaparak tepki gösterdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda 20 Haziran’da kabul edilen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” (torba kanun), kamuoyunda tepki toplamaya devam ediyor. Edirne Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeleri, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasının yolunu açan kanuna tepki amaçlı Edirne Barosu önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada teklifin TBMM’de yasalaşmaması gerektiğine dikkat çekilirken TBMM komisyonunda köylüler ve avukatların toplantıya alınmayarak darp edilmesine de tepki gösterildi.

‘TOPLUMUN DEĞİL BİR AVUÇ ŞİRKETİN ÇIKARLARI GÖZETİLECEK’

Baro önündeki açıklamayı Edirne Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Coşkun Molla okudu. TBMM komisyonunda yasanın hukuka aykırılığıyla ilgili görüşlerin sunulmasına rağmen, teklifin kabul edildiğini belirten Molla, “Ormanlar, zeytinlikler, meralar, tarım arazileri ve korunan doğal alanlar, 2004 yılından bu yana madencilik ve enerji projelerine belli şartlarla açılmışken bu teklif ile meralar, tarım alanları, doğa koruma bölgeleri maden bölgesi olarak düzenlenmiştir. Ayrıca Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinde kısaltmalar ve hatta fiilen devre dışı bırakmalar gündeme gelmektedir. Teklif, Anayasa’nın çevrenin korunmasına ilişkin 56. maddesi ile devlet ormanlarını koruma yükümlülüğünü düzenleyen 169. maddesi başta olmak üzere temel çevre hükümleriyle çelişen düzenlemeler içermektedir. Tek bir torba kanun ile Maden Kanunu’nu, Zeytincilik Kanunu’nu, Mera Kanunu’nu, Orman Kanunu’nu ve Çevre Kanunu’nun ilgili maddelerini hükümsüz kılacak bu teklif, eğer TBMM Genel Kurulundan geçerse, toplumun genel kamu yararından çok bir avuç şirketin çıkarları gözetilmiş olacaktır” dedi. 

‘MERALAR VE SİT ALANLARI BÜYÜK TEHDİT ALTINDA’

Zeytinciliği Koruma Kanunu’nun son 22 yılda 10 kez değiştirilmeye çalışıldığını hatırlatan Molla, “Son 22 yılda daha önce 10 kez değiştirilmeye çalışılan Zeytinciliği Koruma Kanunu, bu torba kanunla bir kez daha delinmeye çalışılmaktadır. Tüm ormanlarda yetki, maden çıkarma amacıyla MAPEG adlı kuruma devredilebilecektir. Yine Mera alanları, SİT alanları bu torba kanunla büyük tehdit altındadır. Kanun teklifi, Anayasamızın 44.,45.,56.,63., ve 169. maddelerine açıkça aykırıdır. Bu kanun teklifinde insan yoktur, çiftçi yoktur, tarım yoktur, doğal hayat ve yaban hayatı yoktur, ekosistem yoktur, sürdürülebilirlik yoktur. Kısa vadede sadece maden ve enerji şirketlerinin çıkarı vardır.  Özellikle zeytinliklerin madenciliğe açılması, ormanlarda izin mekanizmasının gevşetilmesi, meraların enerjiye kurban edilmesi ve kaçak yapılara af getirilmesi gibi hususlar uzun vadeli kamu yararına aykırıdır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir çevre olmadan ekonomik kalkınma da sürdürülebilir olmayacaktır” diye konuştu. 

‘HUKUK DEVLETİ İLKESİ BÜYÜK ZARAR GÖRECEK’

Söz konusu teklifin, çevre ve ekoloji açısından çok ciddi riskler ve sakıncalar barındırdığına dikkat çeken Molla şöyle devam etti:

“Ormanlardan zeytinliklere, meralardan korunan alanlara kadar birçok doğal ve tarımsal değer, bu düzenlemelerle madencilik ve enerji yatırımlarına feda edilmek istenmektedir. Bu yapılırken Anayasa’nın çevreyi, ormanları ve tarım arazilerini korumaya yönelik hükümleri (md. 56, 169, 45) ile uluslararası çevre hukuku ilkeleri göz ardı edilmektedir. Teklif bu haliyle yasalaşırsa, geri dönülemez çevresel tahribatlar meydana gelebileceği gibi hukuk devleti ilkesi de büyük zarar görecektir. Teklif ayrıca “stratejik veya kritik madenlere ilişkin madencilik faaliyetleri için acele kamulaştırma yapılabileceğini” hükme bağlamaktadır. Yani belirli maden projeleri için gerekli araziler, normal kamulaştırma prosedürü beklenmeden ivedi şekilde kamulaştırılıp şirkete tahsis edilebilecek. Acele kamulaştırma düzenlemesi ise köylüler, çiftçiler ve arazi sahipleri açısından çok ciddi hak ihlalleri doğurabilecektir. 

Ayrıca bu kanunla ‘korunan alan’ etiketi taşıyan yerlerde bile, devlet kurumları ses çıkarmazsa maden şirketleri kolayca kazma vurabilecektir. Kurumlar ses çıkarsa dahi, teklif ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde kurulacak Üstün Kamu Yararı Kurulu’na bu izinleri onaylatma yetkisi vermektedir. Bu düzenleme, korunan alanların korunma statülerini fiilen zayıflatacaktır. Diğer yandan ekonomik gerekçelerle bu madenlerin çıkartılması gerektiği söylenirken, iklim ve orman fakiri ülkenin bu kaynaklarının ekonomik değeri gözetilmeden, kaynak planlaması yapılmayarak, ekonomik israfa da yol açmaktadır. Bu nedenle Kanun Teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmemesi için meslektaşlarımızı, meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini, yurttaşlarımızı ve TBMM’de üyesi bulunan tüm siyasi partileri, kanunun geçmemesi için mücadele etmeye çağırıyoruz. Bu topraklar tüm yurttaşlara ve gelecek kuşaklara aittir, bir avuç şirkete değil.”

‘YASAYA GÜCÜMÜZ YETTİĞİNCE KARŞI ÇIKACAĞIZ’

Edirne Barosu Başkanı Gökhan Karakoç da, zeytinliklerden çıkarılması hedeflenen madenlerin insan karnını doyurmayacağına dikkat çekerek, “Zeytin, bu dünyadaki cennettir ve zeytin altından da, diğer madenlerden de daha kıymetlidir. Mitolojide ‘ölmez ağacı’ olarak bilinir zeytin ağacı, ölümsüzlük ağacı olarak bilinir. Bin yıl yaşar, ta ki insanoğlu onu gelip baltasıyla kesip öldürene kadar. Dolayısıyla Edirne Barosu Çevre Komisyonu’muz olarak bu yakın zamanda meclise gelmesi, yasalaşması planlanan yasaya gücümüz yettiğince, hukuk el verdiği ölçüde karşı çıkacağımızı, buna ilişkin her türlü mücadelenin yanında olacağımızı, buradan kamuoyuna duyurmak isteriz” şeklinde konuştu.

Yesevi Hareketi İl Başkanlığı açıldı

Olgay GÜLER

Yesevi Hareketi Derneği Edirne İl Başkanlığı, derneğin genel başkanı Mahmut Cömert’in katılımıyla hizmete açıldı.

Yesevi Hareketi Derneği Edirne Başkanlığı, Sabuni Mahallesi Banka Sokak’ta, törenle hizmete açıldı. Açılışa Yesevi Hareketi Derneği Kurucu Genel Başkanı Mahmut Cömert, Yesevi Hareketi Edirne İl Başkanı Alpaslan Cankaloğlu, Yeniden Refah Partisi Edirne İl Başkanı Hakan Çalışkan, dernek yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

Törende konuşan Yesevi Hareketi Edirne İl Başkanı Alpaslan Cankaloğlu, derneğin faaliyet alanlarını ve misyonunu anlattı. Cankaloğlu, Yesevi Hareketi’nin sadece bir yardım kuruluşu değil, aynı zamanda gönüllere dokunan bir vicdan hareketi olduğunu belirtti. Cankaloğlu; “Yesevi Hareketi Derneği; Afrika’nın en ücra köşelerinden Afganistan’a, Makedonya’dan Suriye’ye, Türkmenistan’dan Moğolistan’a kadar, üç kıtaya yayılan yardım faaliyetleriyle, arama-kurtarma çalışmalarıyla, açtığı Türk Kültür Merkezleriyle, spor ve eğitim alanlarıyla; hem yurt içinde hem de yurt dışında, bir zamanlar ecdadımızın at koşturduğu topraklarda Türk’ün bayrağını yeniden dalgalandıran ve dalgalandırmaya devam eden güçlü bir sivil inisiyatiftir. ‘Allah’ımız bir, kitabımız bir, vatanımız bir, devletimiz bir, bayrağımız bir!’ diyerek; kimseyi ayırt etmeksizin, ‘hepimiz aynı kilimin desenleriyiz’ anlayışına sahip bir harekettir. Nerede bir mazlum, nerede bir mağdur varsa; ‘kimse yok mu?’ diye feryat ettiğinde, sağına soluna bakmadan ‘Ben varım!’ deme cesaretini gösteren bir teşkilattır. Nerede bir mahzun coğrafya varsa; acısına da sevincine de ortak olabilen bir gönül hareketidir” dedi.

Kurucu Genel Başkan Mahmut Cömert ise Edirne’nin stratejik ve tarihi önemine dikkat çekerek, şubenin açılışının sadece yerel değil, bölgesel anlamda da güçlü bir adım olduğunu vurguladı. Cömert, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Böylesine müstesna bir günde, böylesine müstesna bir ekiple, kıymetli kardeşlerimizle bir arada olmanın derin coşkusunu, huzurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Yeşil Hareketi Edirne İl Başkanlığımızın tertip ettiği bu anlamlı program için başta emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza ve bizlerle bu anı paylaşan siz değerli katılımcılara gönülden teşekkür ediyorum. İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un o yüce dizelerinde dediği gibi: ‘Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar; Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.’ İşte o serhat şehrimiz Edirne’ye buradan selam olsun. Programımız hayırlı, mübarek olsun. İnşallah, Balkanlar’ın bu giriş kapısı olan Edirne; gerek hareketimiz açısından, gerek milletimiz ve geleceğimiz açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Balkanlar, beş yüz yıl boyunca vatan toprağımız olmuştur. Balkanlar’ı arkamızda bırakmadık. Büyük acılarla, hüzünlerle dolu hikâyelerini içimizde bir yara olarak taşıyoruz. İnşallah Edirne, bu bayrağı gelecek nesillere taşıma noktasında; vatan topraklarının yeniden birleşmesi yolunda, serhat olmanın, uç beyliği misyonunun hakkını Sayın Alparslan Başkanımız ve ekibiyle birlikte layıkıyla yerine getirecektir. Bugün burada büyük bir ‘Bismillah’ diyoruz. Tüm Edirneli kardeşlerimizle birlikte bu davanın ‘Elhamdülillah’ını diyebilmek de Rabbim bizlere nasip etsin. Yeni yerimiz; tüm planlarımız, tüm hayallerimiz ve tüm aksiyonlarımız için yeni bir başlangıçtır.”

Konuşmaların ardından kurdele kesilerek şubenin resmi açılışı gerçekleştirildi.

Pehlivanlardan önce yüzücüler kapıştı

Edirne’de, 664. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri öncesinde geleneksel hale gelen ve bu yıl da büyük bir coşkuyla gerçekleştirilen Kırkpınar Yüzme Şenliği’nde Edirne Yüzme Eğitim Merkezi Spor Kulübü EYEM birinci oldu.

Edirne Olimpik Yüzme Havuzu’nda 27-28-29 Haziran 2025 tarihlerinde düzenlenen şenlik, yüzme sporuna gönül veren yüzlerce sporcuyu ve kulübü bir araya getirdi.

Türkiye Yüzme Federasyonu Edirne İl temsilciliği faaliyet programı kapsamında yer alan bu organizasyonda, 7 yaş ve üzeri sporcular çeşitli branşlarda yarıştı. Yarışmada sıralama şöyle oluştu:

1. Edirne Yüzme Eğitim Merkezi Spor Kulübü EYEM 732,00

2. Çorlu Belediyesi Gençlik Ve Spor Kulübü CBGSK 603,00

3. Ted Çorlu Koleji Spor Kulübü TCKSK 465,00

4. Edirnespor Su Sporları Spor Kulübü ESSSK 396,00

5. Edirne Dsi Spor Kulübü DSI 248,00

6. Poseidon Spor Kulübü POSEI 246,00

7. Uzunköprü Atak Spor Kulübü ATAK 154,00

8. Beylikdüzü Yüzme Spor Kulübü BYSK 142,00

9. Derin Mavi Spor Kulübü DERIN 126,00

10. Çorlu Gücü Spor Kulübü CGSK 109,00

11. Enka Spor Kulübü ENKA 100,00

12. Fenerbahçe Spor Kulübü FB 93,00

13. Atletik Performans Kulübü APK 72,00

14. Ferdi 66,00

15. Keşan Kaan Spor Kulübü KKSK 61,00

16. Basketbol Akademi Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği BASK 49,00

17. Teyik Spor Kulübü TEYIK 35,00

18. Kırklareli Su Sporları Spor Kulubü KSSSK 33,00

19. Ferdi 32,00

20. Çorlu Yüzme Ihtisas Kulübü CYIK 31,00

21. Okyanus Koleji Spor Kulübü OKSK 26,00

22. Edirne Okyanus Spor Kulübü OKYNS 17,00

23. Giresunspor GSK 17,00

24. Edirne Kent Spor Kulübü KENT 16,00

25. Aquatic Su Sporları Kulübü Derneği AQUA 12,00

26. Kaptan22 Spor Kulübü KAPTN 12,00

27. Kapalıçarşı Spor Kulübü Derneği KCSK 12,00

28. Kırklareli Bahçeşehir Spor Kulübü KBSK 9,00

29. Tekirdağ Ata Yüzme Ihtisas Kulübü TAYSK 6,00

30. Ferdi 3,00

31. Ferdi 2,00

32. Edirne Gençlik ve Spor IL Müdürlüğü Spor Kulübü EGSIM

33. Ferdi

34. Edirne Gençlik Spor Kulübü EGSK

35. Olimpia Spor Kulübü OLMPI

36. Barida Spor Kulübü BSK

37. Atletik Sporcu Eğitim Merkezi Derneği ASEM

38. Ferdi

39. Süre Yüzme Spor Kulübü SYSK

Kırkpınar’a davul-zurnalı davet!

Olgay GÜLER

Edirne’de bu yıl 664’üncüsü düzenlenecek Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali, 41 kişiden oluşan Kırkpınar davul ve zurna ekibinin Edirne Valisi Yunus Sezer ile Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ı etkinliğe davetiyle başladı.

Edirne’de bu yıl 30 Haziran – 6 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ndeki Kırkpınar Yağlı Güreşleri Haftası, 41 kişiden oluşan davul ve zurna ekibinin geleneksel hale gelen davet turuyla başladı. Ekip, Edirne Valisi Yunus Sezer ile Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ı valilik ve belediye başkanlığı önünde marşlar çalarak Kırkpınar’a davet etti.

‘GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ OLDU’

Kırkpınar davul ve zurna ekibi ilk olarak Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ı, tarihi belediye başkanlığı binası önünde karşıladı. Çiçekle karşılanan belediye başkanı Akın, teşekkür ederek, “664’üncüsünü düzenleyeceğimiz Kırkpınar festivalimizde inşallah bu sene de beraber olacağız. Güzel bir başlangıç oldu, yine beni bu sene en güzel şekilde karşıladınız. İnşallah hem Edirneli hemşerilerimize, hem gelen misafirlerimize, hem de pehlivanlarımızı en güzel şekilde birlikte ağırlayacağız. Coşkuyu sizlerle birlikte arttıracağız, sizin güzel melodilerinizle arttıracağız. Bir belediye başkanının başına gelebilecek en güzel şeydir şu karşılama, o yüzden sizlere minnettarım, iyi ki varsınız. İnşallah bu sene de en güzel şekilde şehrimizi, hem uluslararası alanda, hem Türkiye’de, hem de şehrimizde tanıtacağız. Bu şehrimiz için çok güzel bir fırsat. Hepinizin emeğine, yüreğine sağlık” diye konuştu.

Davul ve zurna ekibi daha sonra, Edirne Valiliği bahçesine gelerek, marşlar eşliğinde Vali Yunus Sezer’i büyük organizasyona davet etti. Çiçeklerle karşılanan Sezer, ekibin şefleri Fahrettin ve Alaattin Zurnacı’ya geleneksel olarak para verdi. Vali Sezer,  664’üncü Kırkpınar’ı kutladıklarını belirterek, “Belki dünya tarihinde aralıksız olarak devam eden en büyük spor organizasyonlarından bir tanesi. Gerçekten de Edirne olarak gurur duyuyoruz. Pehlivanlarımız da Edirne’yle buluşmaktan dolayı Kırkpınar Haftası’nda heyecan içerisindeler. Geçen hafta davetiyelerimizi sayın cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza, ilgili bütün misafirlerimize ilettik, herkeste aynı heyecan var. Bu sene inşallah yine dualı çayırda pehlivanlarımızı izleyeceğiz. Aynı zamanda geleneksel güreşimizi büyük bir coşkuyla bundan sonraki nesillere de bir tarihi miras olarak güçlendirerek aktarmanın arayışı içerisinde olacağız” şeklinde konuştu.

‘HERKESİ DAVET EDİYORUM’

Kırkpınar’da bu yıl 900’a yakın güreşçinin, Sarayiçi’ndeki dualı çayırda güreşeceğini belirten Sezer, “Onun yanında da pehlivanları coşturan, bizleri de coşturan, bütün milli ve manevi değerlerimizi de göz önüne seren davul ve zurna ekibimiz var. Onlar da inşallah bu coşkuya ortak olacaklar. Bütün hemşerilerimizi, herkesi, 664 yıldır devam eden bu büyük güreş organizasyonuna, bu yiğitlik, cesaretin, mertliğin, ahlaki değerlerin de aslında içerisinde birleştiği organizasyona davet ediyorum. Birçok bakanımızın şu anda programında var ama şu an netleşen sadece spor bakanımız katılacak. 3-4 bakanımızın daha katılma olasılığı çok yüksek. Belki Cumhurbaşkanı yardımcımızın programına göre katılma olasılığı olacak” dedi.

Kırkpınar davul ve zurna ekibi şefi Fahrettin Zurnacı da, davetlerinin hafta boyunca devam edeceğini kaydederek, “Bizde geleneksel olarak büyüklerimiz böyle yapardı. Esnafı davet ederiz. Unuttuğumuz yerler oluyor, ‘bize uğramadınız’ diyorlar. Bizim esnafımız da alışıktır buna. Şu anda davete çıkıp dolaşmaya başlayacağız” ifadelerini kullandı. 

Kırkpınar davul ve zurna ekibi, hafta boyunca kent merkezinde esnafı ziyaret ederek, Kırkpınar’a davet edecek.

Kocaeli’de Fiat Araçlara Profesyonel Servis Desteği

Kocaeli’de yaşayan ve Fiat marka araç kullananların, araçlarının bakımı ve onarımı konusunda güvenilir bir adres bulma ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bunun temel nedeni, otomobillerin günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi ve olası arızalarda işlerin aksamasının istenmemesi. İşte tam da bu noktada Kocaeli Fiat servisi devreye giriyor. Fiat kullanıcılarının servis tercihlerinde, kaliteli hizmet ve profesyonel yaklaşım başlıca kriterler arasında yer alıyor. Özellikle Fiat Kocaeli bayii tarafından sunulan hizmetler, hem şehir merkezinde hem de çevre ilçelerde araç sahiplerine büyük kolaylık sağlıyor.

Modern araç teknolojilerinin hızla gelişmesi, servis hizmetlerinde de uzmanlaşmayı zorunlu hale getirdi. Fiat Kocaeli gibi markalar, araçlarını sadece orijinal yedek parça ve eğitimli teknisyenlerle bakım yaptırmayı tercih ediyor. Çünkü bu durum, aracın performansının uzun süre korunmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda, düzenli bakım ve zamanında yapılan onarım işlemleri, araçların ikinci el değerini de artırıyor. Kocaeli Fiat özel servis seçeneklerinin çoğalması ise araç sahiplerinin farklı bütçelere uygun çözümler bulabilmesine olanak tanıyor. Özellikle garanti süresi sona eren araçlar için uygun fiyatlı hizmetler sunan özel servisler, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor.

Kocaeli’de Fiat araç sahipleri, periyodik bakım, motor arızaları, elektrik sistemleri, fren ve süspansiyon gibi pek çok konuda uzman desteğine ihtiyaç duyabiliyor. Bu noktada, servisin sunduğu hızlı randevu sistemi ve kapsamlı arıza tespit teknolojileri, zamandan tasarruf sağlıyor. Ayrıca, araçların kış ve yaz bakımına özel kampanyalar sunulması da, sürücülerin bütçelerini zorlamadan araçlarını güvenle kullanabilmelerine katkı sunuyor. Müşteriler, Kocaeli Fiat tamircisi arayışında da geniş yedek parça stoğu ve deneyimli personel sayesinde en uygun çözümlere kısa sürede ulaşabiliyor.

Araç bakımı ve onarımının dışında, servisin sunduğu yol yardımı, araç içi temizlik, klima bakımı gibi ek hizmetler de Kocaeli’de Fiat kullanıcılarının en çok tercih ettiği avantajlar arasında bulunuyor. Müşteriler, kaliteli ve hızlı hizmet sayesinde araçlarının bakımını aksatmadan günlük yaşamlarına devam edebiliyor. Ayrıca, servis sonrası verilen detaylı raporlar ve öneriler, kullanıcıların araçlarını daha verimli ve uzun ömürlü kullanmasına yardımcı oluyor. Güvenilirlik, şeffaf fiyatlandırma ve müşteri memnuniyeti gibi kriterler ise Kocaeli Fiat servisi arayışında olan herkes için belirleyici unsurlar arasında yer alıyor.

Muştu, Edirnespor başkan adaylığından çekildi

Avukat Çağrı Muştu, Edirnespor başkanlığına adaylığından çekildiğini duyurdu. Muştu, 59 milyon TL borcu olan Edirnespor’un Edirne’deki tüm kesimlerin desteği ile ayakta kalabileceğini söyleid.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Çağrı Muştu adatlıktan çekilme gerekçesini de açıkladı. Edirnespor Başkanı Onur Yaren Ayaydın tekrar bir araya geldikleini belirten Müştu paylaşımında şunlara yer verdi:
Yyapmış olduğumuz değerlendirmede Edirnesporumuzun mevcut durumunu ele aldık. Yapılan bu görüşmede Edirnesporun mevcut borcunun fazilerde dahil olmak üzere 59 milyon Lira olduğunu, bu düzen ile her gelen başkan ve yönetimin sadece pansuman yapıp günü kurtarabileceğini yeni sezonda yerel mülki amirlerin, STK’ların ve Edirne spor sevdalılarının desteği ile bir aile olarak bu işin çözülebileciğini ve bu süreçte bu kadar sıkıntı çekerek takımım ligde kalmasını sağlayan Yaren Başkanın işin başında olması gerektiği kanaatiyle, Başkanlık adaylığından çekiliyorum
Ancak Edirnespor sevdası uğruna her türlü desteği vereceğimi, uygun görülmesi durumunda sayın başkanın yönetiminde de görev alabileceğimi kamuoyuna saygı ile duyururum…i