Kategori arşivi: Sağlık

Sağlık Müzesi’nde gündem ‘tansiyon’


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 81 ilde eş zamanlı olarak başlatılan Bilim Kafe etkinliği, Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirildi. Türkiye genelinde 150’den fazla üniversitenin katılımıyla 27-28 Haziran tarihlerinde düzenlenen etkinlikte, bilim insanları toplumla bir araya geldi.


Türkiye genelinde şehir meydanları, köy kahveleri, huzurevleri, vapurlar, trenler gibi çeşitli alanlarda düzenlenen Bilim Kafe etkinlikleri Trakya Üniversitesi tarafından Edirne’nin en önemli destinasyon noktalarından biri olan Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirildi.
Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ’ın konuşmacı olarak yer aldığı Bilim Kafe etkinliğinin moderatörlüğünü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eylem Bayır üstlendi.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eylem Bayır, programın başında Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda gerçekleştirilen “Bilim Kafe” ekinliği hakkında dinleyicilere bilgi aktardı ve bilimi halkla buluşturan bu etkinliğin önemini vurguladı.


Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mustafa Hatipler, YÖK’ün Türkiye genelinde başlattığı bu çalışmanın, akademisyenlerin bilgi ve birikimlerini halkla buluşturmasını sağladığını belirterek, bunun üniversitelerin topluma hizmet misyonu açısından son derece önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Hatipler, II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde düzenlenen etkinliğin anlamlı bir çalışma olduğunu ifade ederek, bu ve benzeri faaliyetlerle Trakya Üniversitesi olarak Edirnelilerle sürekli iletişim hâlinde olduklarını ve üniversitede yürütülen akademik çalışmaları toplumla paylaşmayı önemsediklerini dile getirdi.
Etkinlikte, Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ “Primer Hipertansiyon” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Üstündağ, hastalığın halk sağlığı açısından taşıdığı önemi, başlıca nedenlerini, ilaçsız kontrol altına alınması için yapılabilecekleri, tuz ve sodyum tüketimiyle primer hipertansiyon arasındaki ilişkiyi anlattı. Etkinlik sırasında dinleyiciler arasından birini sahneye davet eden Üstündağ, doğru tansiyon ölçümünün nasıl yapılacağını uygulamalı olarak anlattı.
Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen etkinlik, katılımcılarla gerçekleştirilen soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Güneş değil, cep yakıyor!

Olgay GÜLER
Küresel ısınmayla birlikte hava sıcaklıklarında yaşanan artış, vatandaşların güneş ışınlarından korunma ihtiyacını da arttırırken, ithal güneş kremi fiyatları döviz kurunun önlenemez yükselişiyle dudak uçuklatıyor.
Hava sıcaklıklarının 40 dereceyi gördüğü günlerde, yoğun güneş ışığına maruz kalan vatandaşlarda cilt rahatsızlıkları da görülebiliyor. Özellikle vücutta oluşabilecek olumsuzluklara karşı uyarıda bulunan Eczacı Şükrü Ciravoğlu, küresel ısınmanın etkisiyle hava sıcaklıklarının dayanılmaz seviyelere ulaştığını söyledi. Ciravoğlu, güneşin zararlı ışınlarından korunmak için koruyucu kremin şart olduğunu belirtti.
‘GÜNEŞ KREMLERİ ŞART’
Ciravoğlu, insanların güneşe direkt maruz kalmaktan kaçınması gerektiğini söyleyerek, “Küresel ısınmanın etkisiyle sıcaklıklar arttı, güneş ışınlarının zararı da daha görünür hale geldi. İnsanlar artık güneşe direkt maruz kalmaktan kaçınmalı ya da mutlaka koruyucu kullanmalı. En iyi koruma hiç çıkmamak ama bu da mümkün değil. O yüzden etkili güneş kremleri şart. Vatandaşlarımız kaliteli ürünler kadar çinko oksit içeren basit kremlerle de etkili koruma sağlayabilir. Yeter ki doğru ve düzenli kullanılsın” dedi.
‘İTHAL GÜNEŞ KREMİ ÇOK PAHALI HALE GELDİ’
İthal güneş kremi ürünlerindeki fiyat artışına da dikkat çeken Ciravoğlu, geçen yıl 949 lira olan fiyatın bu yıl 1349 lirayı gördüğünü söyledi. Geçen yıla oranla ortalama yüzde 40 artış yaşandığını dile belirten Ciravoğlu; “Özellikle ithal ürünler döviz kuruna bağlı olarak çok pahalı hale geldi. Yerli üretimlerde de üretim maliyetleri, enerji, ham madde, ambalaj arttı. Enflasyon her sektörde olduğu gibi bu alanda da hissediliyor” şeklinde konuştu.
‘SİNEK KOVUCU GÜVENİLİR ÜRETİCİDEN ALINMALI’
Edirne’den 3 nehir geçtiğini ve çeltik üretiminin yaygın olduğunu da hatırlatıp, sivrisinek sorununa da dikkat çeken Ciravoğlu, “Piyasada vücuda sıkılan, kimyasal içerikli birçok ürün var ama bunlar mutlaka güvenilir üreticilerden ve eczane kanalıyla alınmalı. İnternet üzerinden alınan ya da ruhsatsız yerlerde satılan ürünlerde ne içerik var bilinmez. Küçük yaştaki çocuklar için lavanta gibi doğal aromatik yağlardan üretilmiş bitkisel karışımlar kullanılmalı. Hem etkili, hem de sağlıklı ürünler var. Bazı insanlar ‘güzel kokuyor, işe yaramaz’ diye düşünebilir ama bu yanlış. Lavanta gibi kokular sinekleri uzak tutar. Hem çocuklar, hem yetişkinler için doğal, ekonomik ve etkili çözümler mevcut” ifadelerini kullandı.

İskontosuz ilacın faturası vatandaşa!

Olgay GÜLER

Türkiye’de, bazı yabancı ilaç firmalarının Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yapması gereken kamu kurum iskontolarını, belli aralıklarla uygulamaktan vazgeçmeleri, faturanın ‘fiyat farkı’ olarak hastalara kesilmesine neden oluyor.

Edirne Eczacı Odası kurucu başkanlarından, Eczacı Şükrü Ciravoğlu, ülke genelinde, 19 eczacı odasının oluşturduğu ‘Birlik İçin El Ele Grubu’nun da geçtiğimiz haftalarda işaret ettiği ilaçta uygulanan iskonto sorununa dikkat çekti. Bazı yabancı ilaç firmalarının keyfi olarak, ilaçlarda uygulamayı kabul ettikleri iskontoyu uygulamadığını söyleyen Ciravoğlu, son olarak geçtiğimiz haftalarda yaşanan sıkıntıyı hatırlattı. Bir yabancı ilaç firmasının, aralarında tansiyon ilacının da bulunduğu sık kullanılan 11 ilaçta iskonto yapmaktan vazgeçtiğini söyleyen Ciravoğlu, gelen tepkiler üzerine firmanın geri adım attığını kaydetti.

‘BAZI FİRMALAR İSKONTOYU UYGULAMAYINCA SORUN VATANDAŞIN ÜSTÜNE KALIYOR’

İlaçlardaki ‘kamu kurum iskontosu’ uygulamasına açıklık getiren Ciravoğlu, “Kamu kurum iskontosu dediğimiz olay devletin ilaç firmalarıyla pazarlığı sonucu oluşmuş bir fark. Şöyle ki ithal edilen ya da üretilen ilacın çok büyük bölümünü sosyal güvenlik kurumları ve genel sağlık sigortası vasıtasıyla devlet geri ödeme yaptığı için; ‘en büyük alıcı benim, bana bu kadar iskonto yapacaksınız’ diye firmaları karşısına oturtuyor. Bunu kabul eden firmalar da işte ilacına göre bir kamu kurum iskontosu yapmayı kabul ediyorlar. Uygulamasına gelince; bu şekilde firma faturayı kesiyor, depolara, depo eczaneye, eczane de kuruma fatura kesiyor bu iskontolar düşülerek. Şimdi burada ekonominin getirdiği zorluklardan da kaynaklanabilir, firmaların başka gerekçeleri de olabilir. Bunu net olarak bilemiyoruz ama zaman zaman bazı firmalar bu kamu kurum iskontosu uygulamayı önce devletle pazarlık yapıp kabul etmelerine rağmen daha sonra uygulamamaya başlıyorlar. Dolayısıyla sorun vatandaşın üstüne yıkılıyor” diye konuştu. 

’11 KALEMDE İSKONTOYU KALDIRAN FİRMA, GERİ ADIM ATTI’

Geçtiğimiz haftalarda yaşanan sıkıntıya değinen Ciravoğlu, “Geçenlerde söz konusu olan olayda bir yabancı firmanın yaklaşık 11 kalem ilacı ki tansiyon ilaçları gibi piyasada çok satılan ürünlerde kamu kurumu kaldırdı, ‘uygulamıyorum’ dedi. Dolayısıyla bu fiyat farkını vatandaş cebinden ödemek zorunda kaldı bir süreç. Çok şiddetli tepkiler, itirazlar olunca firma geri adım atmak zorunda kaldı. Eski durumuna devam etti, iskontoyla devam etti” dedi.

‘EŞ DEĞER İLAÇ TERCİH EDİLEBİLİR’

Vatandaşların, benzeri fark ödemeleri durumunda, eczacısına da başvurarak eş değer ilaçları da tercih edebileceğini dile getiren Ciravoğlu, “Bir de eş değer ilaç uygulaması var. Burada patentli ilaçların fiyatları yüksek. Bütün dünyada böyle. Ama bir de eş değer ilaç diye tanımladığımız ilaçlar var. Bunlar da bio eş değer olarak yani eş değerliği yüzde 100 kanıtlanmış olarak ve bakanlıkça ruhsatlandırılmış olarak piyasaya verilen ürünler. Tam eş değeri yani aynı etkiyi insan üzerinde gösteren ilaçlar. O zaman onların bazılarında fiyatlar düşük olabiliyor. Tabii bu arada devlet düşük olanın fiyatını baz alıp onu ödüyor. Ama illa hasta orijinalini almak istiyorsa patentli olanı, o zaman fiyat farkı ödemek zorunda kalıyor. Burada uygun, eş değerleri tercih ederek fiyat farkı ödemekten kaçınabilir vatandaşlar, bu arada da tabii eczacılardan yardım isteyebilirler. Eczaneler bu konuda kendilerine yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.