DOLAR 41,7830 0,40%
EURO 48,5895 0,78%
ALTIN 5.634,90-0,58
BIST 10.720,36-0,06%
BITCOIN 4690622-4,83%
Edirne
12°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

467 okunma

Sütte ‘yetmeyen’ zam!

Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, Ulusal Süt Konseyi’nin yüzde 6.8’lik zamla 19.60 TL olarak güncellediği çiğ süt tavsiye fiyatının girdi maliyetleri göz önüne alındığında, yetersiz olduğunu söyledi…Ilgın, “O ahırın, işletmenin giderleri, elektriği, harcadığı su ve üreticilerin katlandığı zahmete baktığımız zaman tabii ki bu fiyat yetersiz bir fiyat. Sorunu tam anlamıyla kavramak ve tüm yönleriyle ele alarak bir fiyat politikası belirlemek gerekiyor” dedi…

ABONE OL
18 Eylül 2025 16:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Olgay GÜLER

Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, Ulusal Süt Konseyi’nin yüzde 6.8’lik zamla 19.60 TL olarak güncellediği çiğ süt tavsiye fiyatının girdi maliyetleri göz önüne alındığında, yetersiz olduğunu söyledi.

Ulusal Süt Konseyi, 17 Eylül’de gerçekleştirdiği yönetim kurulu toplantısında 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütü tavsiye satış fiyatını, üreticinin eline litre başına net geçecek şekilde 19,60 TL olarak oy birliği ile güncelledi. Konseyin, geçtiğimiz 16 Temmuz’da belirlediği 18,35 liralık fiyatın ardından, 2 ay sonra yeniden güncelleme yapması, üreticilerde bir nebze olsa sevinç uyandırdı. Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, yeni fiyatı değerlendirdi. 

‘YETERSİZ FİYAT’

Güncellenen yeni fiyatın girdi maliyetleri göz önüne alındığında yetersiz olduğunu belirten Ilgın, “Tabii ki zam üreticimizin, üretim için katlandığı zahmete ve girdilerine bakıldığında yetersiz bir zam. Çünkü süt üreticiliğinin en temel girdisi süt yemi. Süt yemi de her geçen gün yükselen bir trend halinde. Fiyat sürekli artıyor. En temel girdisi bu. Bunun yanı sıra hayvan bakım maliyetleri, hayvan sağlığıyla alakalı girdiler, veterinerlik ücretleri, bir samanın bağlama ücreti, nakliye ücreti bunları topladığımız zaman o ahırın işletmenin giderleri, elektriği, harcadığı su ve üreticilerin katlandığı zahmete baktığımız zaman tabii ki bu fiyat yetersiz bir fiyat. Sorunu tam anlamıyla kavramak ve tüm yönleriyle ele alarak bir fiyat politikası belirlemek gerekiyor. Aslında bize tek pencereden bakmak her zaman yol göstermeyebilir. Tüketiciler de şundan endişe ediyorlar; üreticide fiyat zamlandığı zaman market rafında da sütü, peyniri, süt ürünlerini daha pahalıya alacakları endişesine kapılıyorlar. Bu enflasyonist ortamda da bununla karşılaşıyorlar. Ben tüketicilerimizin şunu bilmesini isterim; gerçekten üreticilerimize bu yüksek kar marjı gitmiyor, Türkiye’de aracı sisteme gidiyor. Üreticiler de kazanamıyorlar, üreticiler de memnun değiller” dedi.

‘KÖY NÜFUSUNUN SADECE YÜZDE 5’İ SÜT ÜRETİMİ YAPIYOR’

Edirne’deki hayvan varlığındaki düşüşe dikkat çeken Ilgın, “Şu an hayvan varlığında ciddi bir düşüş var. Bugün Edirne’nin 37 köyünde müstahsil sayısına, süt üreticisi sayısının rakamlarına baktığımızda 560 kişi civarında, yani köyde yaşayan nüfusun ancak yüzde 5’i süt üretimi yapıyor, yüzde 95’i bu üretimin dışında. Baktığımız zaman köylerde hayvan sayısı düşmüş, ahırlar kapatılmaya başlamış. Zaten köylerimiz sosyolojik olarak farklı bir hal almaya başlamış. Yani üretimden ziyade emekli insanların biraz da şehre göre daha az para harcayarak yaşamlarını idame ettirebildikleri ve kendine kadar üretim yapabildikleri bir yaşam haline gelmiş. Dolayısıyla şu an Edirne’nin merkeze bağlı köylerinde yaşayanların yüzde 95’i süt üretiminin dışında, süt üretimi yapmayan insanlar” diye konuştu. 

‘GENÇLER KATLANDIKLARI ZAHMETİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR’

Hayvancılığın çok zor bir iş olduğunu, gençlerin para kazanamadığı için uzaklaştığını dile getiren Ilgın, “Hayvancılığın cumartesi ve pazar diye bir anlayışı yok. Bayram seyran diye de bir anlayış yok. Siz her sabah, her öğlen ve her akşam hayvanınızı beslemek zorundasınız. Doğum yaptıysa sütünü sağmak zorundasınız, ‘Ben bugün bu hayvanın sütünü sağmıyorum’ diyemezsiniz, hayvan hasta olur, ölüme kadar giden bir sonuca neden olur. Dolayısıyla meşakkatli bir iş. Onun yanı sıra bildiğiniz üzere hayvan bağlı bir vaziyette çoğu zaman, bizde açık bakım çok sınırlı. Yani bunun pisliğinin temizlenmesi, yeminin verilmesi, ahıra girilip çıkılması pek gençler tarafından tercih edilmiyor. Herkes daha rahat işlerde çalışmak istiyor. Dolayısıyla 50 yaş üstüne kalmış durumda. Gençler yani katlandıkları zahmetin karşılığını alabilecek bir para kazanırlarsa, tabii ki bu işe başlarlar. Ama şu şartlarda da bu zor gözüküyor. Yani siz bir ahır hayvan baktığınız zaman asgari ücretin çok daha fazlasında bir para kazanırsanız bu işi yaparsınız. Eğer zaten dışarıda bulabileceğiniz bir maaşla eş değer bir para kazanıyorsanız, yani cumartesi pazarının tatil olduğu, bayram gününün tatil olduğu, yıllık izninin 20 gün oldu bir işi doğal olarak tercih edersiniz. Her şey parayla alakalı. Sonuçta herkes para için çalışıyor. Daha iyi koşullarda yaşamak için çalışıyor. Hem iyi koşullarda yaşamayıp hem de iyi para kazanmadığınız zaman bu işi yapmanın bir anlamı yok” şeklinde konuştu.

‘GENÇLERİ TEŞVİK İÇİN ALTYAPININ DA HAZIRLANMASI GEREKİYOR’

Gençlerin köy yaşamına ve hayvancılığa teşvik edilebilmesi için buna uygun altyapıların da hazırlanması gerektiğinin altını çizen Ilgın, “Devlet bunu denedi zaman zaman. Genç çiftçilere destek projeleri açıklandı. Hayvan dağıtımları gerçekleşti. Ama bunlar birbiriyle çok bütünleşik konular. Belirli bir altyapının sağlanması gerekiyor. Köylerde yaşam standartlarının arttırılması gerekiyor. Bir kere bizim köy okullarımız kapatılmış. İki tane çocuğu olan birisi her gün çocuğunu şehre getirmek yerine hayvanını da satıyor, şehre geliyor. Çocuğu öğlen yemeğinde evine geliyor. Dolayısıyla bunlar bizim bir-iki yıllık konuştuğumuz mevzular değil. 20-25 yıllık hayvancılığa ve çiftçiliğe bakış politikalarının bir sonucu” ifadelerini kullandı.

    En az 10 karakter gerekli