DOLAR 35,2533 0.22%
EURO 36,8057 0.21%
ALTIN 2.983,120,19
BIST 9.949,010,33%
BITCOIN 3371091-3,52%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Mehmet ŞELECİ

Mehmet ŞELECİ

26 Aralık 2024 Perşembe

    HUKUK VE EĞİTİM OLMADAN OLMAZ..

    HUKUK VE EĞİTİM OLMADAN OLMAZ..
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Enez Sahili Sakinlerimizden Sn. Turgut ÜNLÜ’nün “BELEDİYELERİN GELECEĞİ” başlıklı yazısı CUMHURİYET GAZETESİ’nde yayınlandı. Tümüyle katıldığım bu yazıdaki tarif edilen Belediyecilik, bizim “Sosyal Belediyecilik” diye özetlediğimiz bir yönetim anlayışını daha detaylı bir şekilde anlatıyor.. “Yeşil Kent”, Sürdürülebilir Kent” “Dünya dostu kent” gibi kavramları bizlere hatırlatıyor. Katılımcı, şeffaf üretken belediyeler öneriyor..


    Ancak Sayın ÜNLÜ’ye katılmadığım veya katkı vermek için eklemek istediğim hususlar da var.. Yazıda katılmadığım tek şey biz solcuların başarısızlığımızı evirip çevirip emperyalist sisteme bağlama alışkanlığımız… Kapitalizme karşı olmayı solcu olmanın amentüsü kabul eden anlayışımız.. Bu anlayış Eskişehir ve Tunceli örneklerinde görüldüğü gibi kapitalist düzen içerisinde de sosyal belediyeciliğin uygulanabilirliği ile çatışıyor. Demek ki kapitalist düzende de sosyal belediyecilik başarılabiliyor.


    Kapitalizm hızla sosyalleşme yolunda ilerler ve sosyalizm git gide sosyalleşirken, yani sonuçta artık dünyada sosyal demokrasi hızla öne çıkarken biz hala kendimizden menkul, soygunu, talanı, beceriksizliği, hurafeci alışkanlıklarımızı 19 ncu yüzyılın vahşi kapitalizmine, ya da günümüzün neo liberalizmine fatura etmeye çalışıyoruz.. Tüm gelişmiş ülkeler demokrasi ve hukuk içerisinde, ama kapitalizmin, neoliberalizmin kuralları ile mutlu, mesut yaşıyorlar da biz neden patinaj yapıyoruz..?
    Peki… Biz nerede yanılıyoruz?


    Yerel Yönetim konusunda da yanıldığımız en önemli nokta ülkede çağdaş bir hukuk düzeninin olmayışı ve eğitimsizliktir. Devlet Örgütlenmesindeki yanlışımızda israr etmemizdir. Hukukumuzun rant paylaşımındaki adaletsizliği önleyemeyen, kara parayı, uyuşturucuyu meşru kılan, dünyanın tüm mafyalarına kucak açan acizliği yok edilmedikçe belediyelerin de hangi partiden olursa olsun bu pisliklere bulaşmaması kişisel gayretlerle mümkün değildir. Öncelikle ülke genelinde bu suç ve suçlularla mücadele edip başaran çağdaş bir hukuk sistemi, bir adalet sistemi ön şarttır. Sonrasında da yerel yönetimlerin yetki olarak güçlendirilmesi ve merkezi hükümetin ekonomik vesayetinden tümüyle arındırılması gerekmektedir. Yani şehirlerde valiler, kaymakamlar, söğütlükleri “Millet parkı yapacağız” diye seçilmiş belediye başkanları ile yarışa girmemelidir. Herkes kendi işini yapmalıdır.
    Bu ülke artık Ankara’dan yönetilemeyecek kadar büyüktür. Çağın gereği “Yerelden ve yerinden” yönetimdir.


    Eklemek istediğim bir başka konu da şudur; Özellikle sosyal demokrat partilerde yerel yönetimde görev alacak olanların mutlaka eğitimden geçirilerek Sn. ÜNLÜ’nün belirttiği kavramlar konusunda eğitilmeleri şarttır. Aday adayı olanlar en az 1 yıl önceden belirlenmeli, eğitilmeli ve sosyal belediyecilik için gerekli donanıma sahip kılınmalıdırlar. Partilere hazineden yapılan yardımın en az yarısı eğitim için kullanılmalıdır. Hatta bu eğitim, üyelik sürecinden başlatılmalı aktif üye ya da militan üye diye nitelendirdiğimiz örgütlenme kalitesine ulaşılmalıdır.
    Yani kısacası siyaset ve yerel yönetim ciddiye alınmalı, eğitimin şart ve her ağaçtan kaval olmayacağı anlayışı hakim kılınmalıdır..