Olgay GÜLER
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 9 bin 250 lira olarak açıkladığı buğday alım fiyatının 45 gün sonra verileceğini öğrenen çiftçinin ürünü Edirne Ticaret Borsası’nda dün 7 bin 110 lira gibi oldukça düşük fiyata alıcı buldu.
TMO’nun buğday alım fiyatını 9 bin 250 lira, destek primini ise 1750 lira olarak açıklamasının ardından, üretici hayal kırıklığına uğradı. Ürününü TMO’ya veren üreticilerin ücretlerinin 45 iş günü içerisinde ödeneceği de açıklanınca, sıcak paraya ihtiyaç duyan üreticiler Ticaret Borsaları’nın yolunu tuttu. Borsalarda tüccarın satın aldığı ürünler ise TMO’nun açıkladığı fiyatlardan oldukça düşük oranda alıcı bulmaya başladı. Edirne Ticaret Borsası’nda dün en düşük buğday alımı 7 bin 110 lira olarak gerçekleşti.
‘FİYATLAR YÜZ KIZARTICI, VİCAN SIZLATICI’
Edirne’de uzun yıllardan bu yana üreticilik yapan, bir dönem Edirne Ziraat Odası’nda da görev alan Erdal Akgün, açıklanan fiyatı ‘yüz kızartıcı’ olarak değerlendirdi. Akgün, “Dünyanın neresine giderseniz gidin hangi sektörde olursanız olun devlet üreticinin arkasında değilse o üreticinin ayakta durması mümkün değildir. İsterse meyve üreticisi olsun, isterse tahıl üreticisi olsun. Bu işlerin kıymetini bilmek lazım. Uzun yıllardan beri verdiğim mücadelenin bir anlamda kendi çiftçilerimiz tarafından da hiç değerlendirilmemesi, hiç düşünülmemesi bizim yüreklerimizi acıtıyor. Yani gele, gele bu duruma kadar geldik. Önceki yıllarda iyi verimlerle karşılaştık. Fiyat düşük de olsa ‘Allah’ımıza şükürler olsun’ dedik, işimize baktık. Ama bu yıl verim de düşük fiyatlar da yüz kızartıcı, yürek acıtıcı, vicdan sızlatıcı, bu kadar olmaz diyorum. Ofis 45 gün sonra para ödeyecek. Burada da bir kelime oyunu var aslında, ’45 iş günü’ deniliyor. Eğer 65 günden aşağı bir tane üretici ofise verdiği malın karşılığını alsın, ne derseniz deyin” diye konuştu.
‘ZARARINA HANGİ İŞ YAPILIR’
Ülkede, savaş döneminde bile buğday fiyatlarının 3 gün içinde ödendiğini hatırlatan Akgün, “Savaş yok, bir şey yok. Kıbrıs Barış Harekatı’nda bu çiftçi en geç 3 gün içinde devletin ofisine boşalttığı malın karşılığını almıştır. İşte orayı köprü, buraya bilmem ne, lüzumsuz yerlere yapılan yatırımlar devletin parasının birkaç yere, birkaç kişiye peşkeş çekilmesinin ülke ekonomisinin ne kadar zor duruma düşürdüğünü burada görüyoruz. Şimdi ben burada Türkiye’deki bütün ziraat odaları başkanlarına, en küçük ilçesinden genel başkana kadar sesleniyorum. Benim bir çiftçi olarak çok fazla yapabileceğim bir şey kalmadı. Ben ülkem için iki tane çok hayırlı evlat yetiştirdim. Bir parça kuru ekmek bana şimdiden sonra yeter. Ama buğday ekip gündöndü ekip, pirinç ekip, mısır ekip, pancar ekip, bu ülke için evlat yetiştiremeyen analar, babalar var. Dünyada zararına hangi iş yapılır?” dedi.