Olgay GÜLER
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Türkiye genelinde milyonlarca çiftçinin beklediği buğday alım fiyatlarını açıklamasının ardından, üreticiler adeta hayal kırıklığına uğradı.
Ülke genelinde hasat dönemine giren buğday üreticisi, önceki akşam Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, TMO’nun alım fiyatını açıklamasının ardından şok yaşadı. Bakanlık, makarnalık buğdayda ton başına 10 bin, ekmeklik buğdayda ise alım fiyatını 9 bin 250 lira olarak belirledi. Açıklamada, destekleme priminin ise 1750 lira olacağı ifade edildi. Ürününü bin bir güçlük ve borç içinde eken üretici, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nce açıklanan 10.87 liralık maliyeti bile zar zor karşılayan fiyat karşısında ne yapacağını şaşırdı.
‘HEPİMİZİN MORALİ BOZULDU’
Fiyat karşısında tüm üreticilerin moralinin bozulduğunu söyleyen Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, “Maalesef ki fiyat açıklandı ve üreticiler olarak hepimizin morali bozuldu çünkü üreticinin beklemediği bir fiyat tablosu oluştu. Bunu uzun zamandan beri dile getiriyorduk ve tarım bakanımıza bizzat hem şahsım adına ilettim, hem de bir çok oda başkanı maliyet tablolarını kendisine bizzat iletti Dünya Çiftçiler Günü’nde. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak 755 odanın hepsinde birebir maliyet tablosu çalışması oluyor. Bu çalışmaları genel merkezimize gönderiyoruz ve genel merkezimiz de bunların ortalamasını alarak bakanlığa iletiyor. Bunların aşağı yukarı 750 kilo verim üzerinden ortalamasını aldığımızda buğdayın maliyeti 10.87 olarak karşımıza çıkıyor. Biz bunu bakan beyin kendisine de ilettik. Bakan bey bu tabloyla mutabık olmadığını söyledi ama bizim gerçekten üreticimizin yaptığı masraflar birebir bu şekilde. Üreticimiz bugün mazotunu, gübresini alırken faiz giderleri oluyor ve bunları da tabloya yansıtmak zorundayız çünkü biz bunları hasat ettiğimizde çıkardığımız ürünle ödüyoruz. Faiz giderini maliyete koymayın derseniz bu gerçek bir maliyet tablosu olmaz çünkü Türkiye’deki üreticinin en az yüzde 80’i Tarım Kredi, Trakya Birlik ya da Pancar Kooperatifi gibi bir çok kooperatif ya da birliklerden veresiye alabiliyor. Üreticimizin peşin alabilecek gücü yok” dedi.
‘TARIMIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİ TEHDİT EDEN BİR RAKAM OLUŞTU’
Açıklanan destekle birlikte ton başına çiftçinin eline 11 lira geçeceğini ifade eden Arabacı, “Böyle bir tabloda 10.87 maliyet ortaya koyuyoruz ve açıklanan fiyat 9.250 artı 1750 lira da prim. Bu da 11 lirayı buluyor. Bu bizim açıkladığımız maliyet fiyatı. Maliyet fiyatıyla buğday fiyatı böyle olursa ki bu tabloda da 45 gün sonra ödeme var. Zaten hasat dönemi gelmiş, üreticinin borcu var. Bankaya ya ada farklı yerlere borcunu ödemek için ürününü satmaya uğraşıyor. Doğal olarak hiç para kazanamayacak, aldığı parayı borcuna yatıracak ve yetmeyecek, traktörünü, arabasını, tarlasını satmak zorunda kalacak. O nedenle tarımın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir rakam oluştu. O yüzden üreticiler olarak bakanlığımızdan talebimiz bu fiyatın tekrar revize edilmesi ve revize edilerek tekrar üreticilerimizin en azından emeğinin, maliyetinin karşılığını alabileceği bir fiyat oluşması” diye konuştu.
‘DESTEKLEMLER DE ÜRÜN FİYATIYLA BİRLİKTE YATSIN’
Açıklanan desteklemelerin de, ürün fiyatıyla birlikte yatırılması gerektiğini dile getiren Arabacı, “Bu fiyatı oluştururken de bakanlığımızdan ekstra isteğimiz var. Biliyorsunuz ki 1750 lira alacağımız prim geçtiğimiz yıl Ocak ayında ödenmişti ilk kısmı. Faturalarını geç teslim edenler de geçtiğimiz ay içerisinde aldı. Bu yıl bunun ürün fiyatıyla birlikte ödenmesini ve enflasyon karşısında o primin yok olmaması için, üreticilerimizin bundan faydalanması için bakanlığımızdan talep ediyorum. Bakanlığımız inşallah üreticilerimizin sesini duyacaktır çünkü üreticilerimiz gerçekten zor günler yaşıyor, bu mağduriyetin giderilmesi ve bakanlığımızın da üreticilerimizin yanında olduğunu göstermesi için fiyatı revize edip tekrar üreticileri mutlu edecek bir fiyat bekliyoruz” şeklinde konuştu.
ÜN: ‘ALIM FİYATI DEĞİL UTANÇ FİYATI’
CHP Edirne Milletvekili Ziraat Mühendisi Ediz Ün, açıklanan buğday ve arpa alım fiyatlarıyla çiftçinin ölüm fermanının imzalandığını, açıklanan alım fiyatlarının değil artış sadaka bile sayılamayacağını söyledi.
“TÜİK bile enflasyonu yüzde 75 açıklarken buğday alım fiyatlarına yüzde 12 arpaya yüzde 3 zam yapmak çiftçiyle alay etmektir.Son bir yılda girdi maliyetleri mazotta %114, gübrede %50, zirai ilaçta %70, tohumda %100’e varan artışların olduğu bir yerde buğdayda %12’lik artış çiftçinin AKP tarafından diri diri mezara gömülmesi demektir.” diyen CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün açıklamasını şöyle sürdürdü:
“AKP yemin etmiş üretimi tamamen bitirecek. Açıkladıkları buğday ve arpa alım fiyatlarıyla bunu bir kez daha ispat ettiler. Bu fiyatlar çiftçiye “öl” demek. Geçen yıl fiyatları açıklayan AKP Genel Başkanı bu yıl ortalarda yok. Onun yerine Tarım ve Orman Bakanlığı sosyal medyadan duyuruyor. Bu fiyatların utanç fiyatları olduğunu bildikleri için çıkıp kendileri açıklayamıyor.
TMO eliyle buğdayda yandaşlarına ithalat yaptırıp depoları buğdayla doldurdu. Cumhuriyet tarihinin ithalat rekorlarını kırıldı. 3,5 milyar dolar yabancı çiftçilere gitti. Depolar dolu olduğu için buğday almaktan da kaçıyorlar. Randevu denilen ucube bir sistemle alımları geriye atıyorlar. Şimdi de sektörden her bir kişinin utanacağı fiyatları alım fiyatı olarak açıklıyorlar.
Buğdaya 9.250 fiyat vermek, 1.750 de prim vermek,“bir daha ekmeyin” demekle aynı şeydir. Buğday ve arpada ziraat odalarının hesaplayıp açıkladığı maliyetlerin altında bir fiyat verilmiştir. Geçen yıl ton başına 384 dolar ekmeklik buğday alım fiyatı 97 dolar azalarak bu yıl 284 dolara düştü. Arpa fiyatı geçen yıl 326 dolardı şimdi 225 dolar. Çiftçinin kaybı 101 dolar. AKP arpa ve buğday çiftçisinin cebinden ton başına 100 dolar çaldı.
Bu fiyatları kabul etmiyoruz. Yaşadığımız derin ekonomik krizin sorumlusu çiftçimiz değildir. Krizin sorumlusu kimlerse bedeli de onlar ödesin. Bu fiyatlardan sonra tarlaya girmek mümkün değil. Çiftçiye çıkardıkları krizin bedelini ödeterek ekonominin iyi gideceğini sanmak bu işi hiç bilmediklerinin, krizden bir ders çıkarmadıklarının ispatıdır. Çiftçiye sadaka verseler bundan fazla olurdu.
Emekli 10 bin lirayla yaşasın, asgari ücretli açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışsın, çiftçi borç içinde yüzüp tarlarını satsın ama bu krizi çıkaranlar uçak sayılarını, lüks harcamalarını, itibarlarından tasarruf etmesin. Yok öyle bir dünya.
Krizi çiftçi çıkarmadı. Çiftçi sadece üretti ve yıllardır da hak ettiği fiyatları alamadı. Buna rağmen borçlanarak, ‘belki seneye iyi olur’ diye umut ederek üretti. Ancak gelinen noktada gördük ki çiftçiyi bitirmeye yemin etmiş bir iktidar var. AKP Türk tarımının sünesidir. Hatta, süne zararlısı, don, kuraklık ne kadar doğal afet varsa bir araya gelseler AKP kadar zarar veremezdi.
Boşa yanan bir ampulü söndürmeden bu işlerin düzelmeyeceği artık net olarak görünüyor. Önce sarayın ampulünü söndüreceğiz. Onsan sonra da çiftçimiz, emeklimiz, işçimiz hak ettiğinin karşılığını alacak. Çiftçi tarlasını ekerken kaç liraya ürününü satacağını, kaç lira destek alacağını bilecek. Fiyat ne açıklarlar diye düşünmeyecek. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çiftçi sadece üretmeyi düşünecek ve ürettiğinin karşılığını fazlasıyla alacak.”
YAZGAN’DAN TMO’YA BUĞDAY TEPKİSİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, buğday ve arpa için alım fiyatını ve verilecek destekleri açıklayan Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) sert tepki gösterdi. Yazgan, buğday tarlasında yaptığı açıklamada, “Eğer bu karar revize edilmezse bundan sonra gelecek yıllarda buğdayımız neden yok, çiftçimiz neden ekmiyor, tarım politikalarında neden hiçbir şekilde başarılı olamıyoruz diye sormayın” dedi.
Destek ödemelerinin 7-8 ay sonra yapılacağına işaret eden Yazgan, şunları kaydetti:
“TMO, geçen sene açıklamış olduğu rakamların üzerine sadece yüzde 12 koydu. Sormak istiyorum; TÜİK’in bile oynanmış verileriyle yüzde 75 enflasyon olan ülkede üreticinin halini bu kadar görmezden gelmek niye? Anlamıyoruz. Maliye hesabı yapıyoruz; en iyi kalitelide dahi değil, daha alt sınıf buğdaylarda 12-13 lira maliyet var. Alım fiyatı en az 15 lira olmalı ki insanlar evine ekmek götürebilsin. Hadi evine ekmek götürmesini önemsemiyorsunuz, ‘Burada üretilen buğdayın gelecekte de üretilmesi için bu insanlar ekmeye devam etsin diyoruz’ ama sanki boşa konuşuyoruz. Sanki karşımızda vatandaşını sevmeyen, onların yok olmasını isteyen bir zihniyet var. İhracatı da serbest bıraktık diyorlar. Yani diyorlar ki ‘Biz zaten bu malı alamayız, bağlantınız varsa yurtdışına satın.’ Bu memleketin üretici, gariban, yoksul ama vatanını seven çiftçileri yurtdışına ihracat yapacak bağlantıları nereden bulacak? Tüccarın kucağına atacaksınız çiftçiyi. Bu kararı bir kere daha düşünmeye ve revize etmeye davet ediyorum bakanlarımızı ve cumhurbaşkanımızı. Eğer bu karar revize edilmezse bundan sonra gelecek yıllarda buğdayımız neden yok, çiftçimiz neden ekmiyor, tarım politikalarında neden hiçbir şekilde başarılı olamıyoruz diye sormayın. Bu işin tek adresi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarındaki politikalara vatandaşımızın ve memleketimizin ne kadar ihtiyaç duyduğu açık, seçik ortada.”
‘GELECEK YIL ÜRÜN EKME’ DER GİBİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, 6 Haziran 2024 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı hububat alım fiyatları hakkında eleştirilerde bulundu.
İlçe Başkanı Çakır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’na göre enflasyonun %75 seviyelerinde olmasına rağmen, bakanlığın açıkladığı fiyatın çiftçinin giderleri karşısında fiyat dahi olmadığını, üreticinin zora sokulduğunu ifade etti. Başka ülkelerden ithalat yapacak parayı bulan iktidar, Türk çiftçisini delikli kuruşa muhtaç ettiğini kaydeden İlçe Başkanı Çakır, “2024 yılı için buğdaya 1.750 liralık destek verileceği, arpa için ise 750 liralık fark ödemesi yapılacağı duyuruldu. Çiftçi tüccara boğduruluyor ve Toprak Mahsulleri Ofisi tam bir tüccar mantığı ile alım yapıyor. Çiftçiye, ‘Gelecek yıl ürün ekme’ der gibi bir fiyat açıklandı.” dedi.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de enflasyon oranı yüzde 75 seviyelerinde seyrettiğini hatırlatan İlçe Başkanı Çakır, eleştirilerine şu ifadelerle başladı:“Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı, bu yüksek enflasyon ortamında, makarnalık buğday için ton başına 10 bin lira, ekmeklik buğday için ton başına 9 bin 250 lira ve arpa için ton başına 7 bin 250 lira gibi fiyatlar belirlemiş. Bu fiyat seviyelerinin, geçen yılki seviyenin üzerine yalnızca yüzde 20 ilave edilmesiyle oluşturulmuş.
Bunlar, çiftçinin giderleri karşısında fiyat dahi değil, gerçek anlamda üretici zora sokuldu. 15 TL kilo fiyatı bekleyen çiftçiye büyük bir darbe vuruldu. Toprak Mahsulleri Ofisi tüccar gibi davrandı ve kara gün dostu olarak bilinen Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin yanında durmadı, çiftçiyi tüccara boyun eğdirdi. Çünkü bu fiyat, gerçek anlamda enflasyon rakamından vazgeçtik, girdi maliyetlerindeki artışın dahi çok çok altında bir fiyat oldu.”
Maliyetlerin çok altında fiyat açıklandığının altını çizen İlçe Başkanı Çakır, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Bu artış, çiftçiyi mutlu etmeyi bırakın, maliyetin dahi altında bir fiyat açıklanmasına neden oldu. 2024 yılı için buğdaya 1.750 liralık destek verileceği, arpa için ise 750 liralık fark ödemesi yapılacağı duyuruldu. Çiftçi tüccara boğduruluyor ve Toprak Mahsulleri Ofisi tam bir tüccar mantığı ile alım yapıyor. Çiftçiye, ‘Gelecek yıl ürün ekme’ der gibi bir fiyat açıklandı.Böylesi yüksek enflasyon koşullarında, üreticilerin girdi maliyetlerindeki artışlar göz önüne alındığında, Bakanlığın açıkladığı alım fiyatları açıkça hayal kırıklığı yaratmıştır. Zira üreticilerin, en temel tarımsal ürünler olan buğday ve arpadan elde edecekleri getirinin, maliyet artışlarını karşılamaktan uzak olduğu aşikârdır. Bakanlığın, ‘çaydan sonra açıklanan buğday taban fiyatları, tarlanı sat bir daha da üretme’ anlayışıyla hareket ettiği yorumu yapılabilir. Üreticilerin, açıklanan fiyatlar karşısında ürün yetiştirmekten vazgeçmeleri ve topraklarını satmaları, tarımsal üretim açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Böyle bir durumda, ülkenin gıda güvenliği ve dışa bağımlılık sorunlarıyla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır.”
UZUNKÖPRÜ ZİRAAT ODASI
Uzunköprü Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Kayalı, T.M.O.’nun açıkladığı hububat alım fiyatını kabul etmediklerini söyledi.
Kayalı, üreticiyi desteklemek için kurulmuş kurumların işinin enflasyonla mücadele olmadığını belirterek şunları kaydetti:
“T.M.O. 6 Haziran günü maliyetin altında fiyat açıklayarak bir ilke imza attı. Bu fiyatın çiftçiyi üretimden kopartacağına ve üretimi durduracağına hiç kuşku yok. Bu yüzden açıklanan fiyatı kabul etmiyoruz. Yaklaşık 15 gün önce buğday maliyetinin 10,600 lira olduğunu beyan etmiştik. TÜİK verilerinde bile %60 enflasyon artışı olmasına rağmen yapılan fiyat açıklaması kabul edilemez. Bu yüzden açıklanan fiyatı kabul etmiyor, fiyatların tekrar revize edilmesini talep ediyoruz.”
‘ÇİFTÇİ GİRDİĞİ KAPIDAN ÇIKAMAZ’
Edirne’nin Havsa ilçesine bağlı Necatiye Köyü’nden Sadettin Yasa, “Bu fiyatlar çok düşük. Çiftçi girdiği kapıdan çıkamaz. Geçen yıl mazot 19 lira idi 9 liraya buğday sattık. Bu sene mazot 42 lira. İlaç, gübre her şeyin fiyatı katlandı. Onun hesabını yapmamış bunlar. Bu gidişle çiftçiliği bıra-kacağız. Alışta yok böcek var, falan bahanelerle ile açıklanan bu fiyat daha da düşecek” dedi.
‘YAZIK, ÇOK YAZIK’
CHP Edirne önceki dönem milletvekili, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Okan Gaytan-cıoğlu, “Geçen yıl prim desteği ile birlikte TMO çiftçimizin buğdayını 9250 TL’den almıştı. 2024 içinde TMO aynı fiyattan ürün alacak. Bu ülkede TÜİK verilerine göre yüzde 75 enflasyon var. Mazot fiyatları geçen yıla göre yüzde105 arttı. Çiftçinin buğdayını geçen yılki fiyatla almak demek çiftçinin borcunu ödeyememesidir, tarlasını, traktörünü satması demektir, üretimin azalması demektir.
Demek ki tok açın halinden anlamaz atasözü bir defa daha doğru çıkıyor. Başka ülkelerden ithalat yaparak 3.5 milyar Dolar parayı bulabiliyorsunuz, bunun 3’te 1’ini kendi çiftçine bulamıyorsunuz. Yazık, çok yazık”