Yazar arşivleri: Mehmet ŞELECİ

Şap önergesine iktidardan ret!


İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Türkiye’de her yıl yeniden nükseden şap hastalığı ve bu sorunun ardındaki sürdürülemez hayvancılık politikalarına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kapsamlı bir araştırma önergesi sundu. Ancak önerge, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Akalın, Türkiye’nin hayvan ithalatına bağımlı ve denetimsiz yapısının artık sadece üreticiyi değil, halk sağlığını ve ulusal tarım güvenliğini de tehdit ettiğini vurguladı. Kurban Bayramı sonrası birçok ilde artan şap hastalığı vakaları nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hayvan pazarlarını süresiz kapatma kararını hatırlatan Akalın, “Bu karar hayvancılık ekonomisi ve halk sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurmuştur” dedi.
Almanya’da 35 yıl sonra ilk kez bu yıl sınırlı bir şap vakası bildirilirken Türkiye’de onlarca ilde aynı anda salgın yaşandığını belirten Akalın, “Bu tablo, ülkemizin hastalık kontrol kapasitesinin ne kadar zayıfladığını gözler önüne sermektedir” ifadelerini kullandı.


Araştırma önergesinde, 2018-2023 yılları arasında ithal edilen yaklaşık 3 milyon hayvanla birlikte farklı şap virüsü alt tiplerinin ülkeye taşındığına dikkat çekildi. Mevcut aşıların bu virüslere karşı etkisiz kaldığını belirten Akalın, “SAT-1 suşu şu anki aşılarda yok, hayvanlarımız savunmasız. Yeni 5’li aşı üretimine başlandı ama haftalık üretim yalnızca 1,5 milyon doz. Üstelik normalde iki doz yapılması gerekirken sadece bir doz uygulanabiliyor. Bu da korumayı zayıflatıyor” dedi.
Veterinerlik hizmetlerinde hem personel eksikliği hem de dağınık teşkilat yapısı nedeniyle sahada etkisiz kalındığını söyleyen Akalın, “Hayvan hareketleri hâlâ dijital sistemlerle izlenemiyor. Bu çağda bu ihmalkârlık kabul edilemez” diyerek sert çıktı.
Şap hastalığının sadece teknik bir veterinerlik meselesi olmadığını, aynı zamanda halk sağlığı, gıda güvenliği ve milli tarım politikası açısından kritik bir tehdit oluşturduğunu dile getiren Akalın, “Et ve süt ürünlerinde artan maliyet doğrudan tüketiciye zam olarak yansıyor. Yerli üretici ise hem yetersiz destekler hem de ithalat baskısıyla rekabet edemez hâlde” diye konuştu.
Verilen önergeyle; Türkiye’deki aşılama ve karantina uygulamaları, veteriner hizmetlerinin durumu, ithalat politikalarının hayvan sağlığına etkileri ve Avrupa’daki örnek uygulamaların Türkiye’ye adaptasyonu gibi başlıkların Meclis tarafından araştırılması talep edildi.
Ancak Prof. Dr. Akalın’ın sunduğu bu araştırma önergesi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Konuyla ilgili değerlendirmesinde Akalın, “Bu mesele artık sadece üreticinin değil, toplumun ve çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren bir millî güvenlik sorunudur. Meclis bu sorumluluktan kaçamaz, ama bugün ne yazık ki kaçtı” ifadelerini kullandı.

Aramızdan ayrılanlar

MUSTAFA TAŞDEMİR VEFAT ETTİ
Ali, Salih ve Abdul Taşdemir’in babaları Mustafa Taşdemir 85 yaşında vefat etti. Merhumun cenazesi bugün Eski Camide öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası memleketi olan Rize’ye götürüldü. Mustafa Taşdemir’in naaşının yarın Rize Çayeli Mezarlığında toprağa verileceği öğrenildi.
ARMAĞAN SEZGİN VEFAT ETTİ
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Laboratuar Sağlık Teknisyeni Armağan Sezgin 67 yaşında vefat etti. Eren Sezgin’in babası, Habibe Sezgin’in eşi, merhum Niyazi Sezgin ve merhume Muzaffer Sezgin’in oğulları, merhum Erdoğan Sezgin, Nurdoğan Sezgin, Ali Sezgin’in kardeşleri, Kaan, Emre ve Mert Sezgin’in amcaları olan merhumun cenazesi dün Eski Camide öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası Buçuktepe Mezarlığında toprağa verildi.
HASAN KAPUSKA VEFAT ETTİ
Kapuska’nın eşi, Ümit Kapuska, Neşe Kapuska ve Emel Ciğercioğulları’nın babası, Engin Ciğercioğulları’nın kayınpederi, Rüştü Kapuska, Havva Buberka, merhum Abdullah, Ali Avni, Ekrem ve İsmail Kapuska’nın kardeşleri Hasan Kapuska 84 yaşında vefat etti. Merhumun cenazesi dün Şah Melek Camisinde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası Bademlik Mezarlığında toprağa verildi.
MEHMET YILMAZ VEFAT ETTİ
Devlet Su İşlerinden emekli Mehmet Yılmaz 83 yaşında vefat etti. Selvinaz Yılmaz’ın eşi, Burcu ve Ebru’nun babaları, Uğur’un kayınpederi, Duru ve Simge’nin dedeleri olan merhumun cenazesi 2 Temmuz Çarşamba günü Yavuz Sultan Selim Camisinde ikindi namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası Yeni Şehir Mezarlığında toprağa verildi.

Süloğlu’ndan Lüleburgaz’a teşekkür


Süloğlu Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran, Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli’yi ziyaret ederek desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Geçtiğimiz aylarda kardeş belediyecilik projesi kapsamında Lüleburgaz Belediyesi Süloğlu’nun ekonomik ve sosyal projelerine katkı sunmuştu.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli; ”Bugün kardeş belediyecilik projesi kapsamında teşekkür ziyaretinden dolayı başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Bizler sosyal ve kültürel projelerle şehirlerimizde halkımızın yanında olmaya gayret gösteriyoruz. Bu kapsamda Trakya’mızın güzide ilçesi Süloğlu’na da elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz “dedi.
Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli’yi ziyaret eden Başkan Ormankıran da yaptığı açıklamada;”Bugün Kardeş belediyemiz Lüleburgaz Belediye Başkanımız Dr. Murat Gerenli’ye teşekkür ziyaretinde bulunarak, ilçemize verdiği desteklerden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Kardeş Belediyeciliği bizlere hissettirdiği ve misafirperverliği için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Dayanışmamız halkımıza daha iyi hizmet etmemizi sağlayacak” diye konuştu
Süloğlu Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran verdiği desteklerden dolayı Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli’ye teşekkür plaketi verdi.

Keşan’da altyapı mesaisi tam gaz

Keşan Belediyesi, ilçenin çehresini değiştirecek Çarşı Merkezi 2. Etap Yol ve Kaldırım Yapımı çalışmalarına hazırlık kapsamında, bölgede kapsamlı bir altyapı çalışması yürütüyor; Konforlu ve güvenli bir ulaşım için asfalt serimi çalışmaları ara vermeden devam ediyor.
Keşan Belediyesi, ilçenin çehresini değiştirecek Çarşı Merkezi 2. Etap Yol ve Kaldırım Yapımı çalışmalarına hazırlık kapsamında, bölgede kapsamlı bir altyapı çalışması yürütüyor.
Demirciler Caddesi’nden başlayan, Önder Caddesi, İsmail Saraç Caddesi ve İsmet İnönü Caddesi’ni de kapsayan çalışmalarla, uzun yıllardır kullanılan ve sık sık arızalara neden olan eski su hatları, yeni ve daha dayanıklı sistemlerle değiştiriliyor.
Toplamda 650 metreyi bulan su hattı ile sadece yollar değil, yerin altındaki altyapı da geleceğe hazırlanıyor.
Bu önemli altyapı yatırımı sayesinde, yeni yol ve kaldırım çalışmaları daha sağlam bir temel üzerine kurulması, su kesintilerinin minimize edilmesi ve altyapı arızalarının önüne geçilmesi hedefleniyor.


ASFALTLAMA ÇALIŞMALARI ARA VERMEDEN DEVAM EDİYOR
Altyapı çalışmalarının yanı sıra Keşan genelinde asfaltlama faaliyetleri de ara vermeden sürüyor. Daha önce Yukarı Zaferiye Mahallesi’nde yer alan Medya Caddesi’nde tamamlanan asfaltlama çalışmalarının ardından, aynı mahalledeki Şehit Piyade Çavuş Cahit Ergin Sokak’ta da asfalt serimi başladı.
Bununla birlikte, ilçenin önemli güzergâhlarından biri olan Vali Fahri Yücel Caddesi de sıcak asfaltla buluşturularak modern ve konforlu bir ulaşıma kavuşturuldu.
Keşan Belediyesi, söz verdiği gibi adım adım Keşan’ın yollarını yeniliyor, vatandaşlara daha güvenli ve konforlu bir ulaşım altyapısı sunmak için gece gündüz çalışıyor.
Alt yapıyı güçlendirme vizyonuyla hareket eden Keşan Belediyesi, bu süreçte vatandaşların gösterdiği sabır ve anlayışa da teşekkür etti.

ABD Suriye İlişkileri Güncellenirken

ABD 30 Haziran 2025 itibarıyla Suriye’ye yönelik yaptırımlarını önemli ölçüde sona erdirdi. Amerikan Devlet Departmanı Sekreterliği tarafından yapılan yazılı açıklamada yaptırımların Esad döneminin unsurlarını, teröristleri ve kitle imha silahlarının ticaretini yahut bir şekilde uygun olmayan ellere geçişini sağlayan kişilere yönelik olduğu belirtilirken artık Suriye’ye bir şans verilmesi gerektiği de eklendi.

Metnin dili her ne kadar Trump’ın günlük konuşmalarına benzese de diplomatik seviyeye erişilmeye çalışılarak anlatılmaya istenen aslında Suriye’nin sistemik uluslararası politikanın bir unsuru olabilmesi için destek olmak. Amerikalıların dillerini elden geçirmeye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Neyse, Suriye’de artık Colani, Cevlani, Golani dönemi değişti Eş Şara dönemi var. Tabii nereye kadar?

Yani Şara hükümetinin ABD yaptırımlarının kaldırılmasından duyduğu memnuniyeti bir kenara bırakacak olursak ABD ile İsrail arasındaki kopmaz ilişkiler karşısında Şara hükümetinin nasıl bir tavır takınması gerektiği sorusu masada halen duruyor.

Öyle ya İsrail güvenlik bahanesi ile Suriye’nin önemli bir kesimde işgalci olarak duruyor. Sanırım İsrail’in işgal ettiği kesimler protesto gösterilerine konu olmaması gereken yerler ki medyada yahut sokaklar da hiç duymuyoruz bu karşı çıkışları.

İsrail ordusu Şam’a halen çok yakınken sessizlik sürüyor. Bakalım bu sessizlik daha nereye kadar sürecek. Ancak bu noktada şunu da düşünmek gerekir hani der ya eskiler sükût ikrardan gelir diye…

ABD’nin yaptırımları kaldırması Şara hükümetinin bölgesel ve küresel kabul edilebilirliğini bir nebze artıracaktır. Yaptırımların kaldırıldığını görünce 2012 yılında dönemin devlet sekreteri ve sonradan başkan adayı olan Hilary Clinton’ın ABC habere yaptığı açıklama geldi. Clinton, Suriye’deki olayları kastederek onlarla diplomatik ilişkilerimizi yönlendirici seviyede olmadığını biliyoruz bu yüzden bölgesel müttefiklerimiz aracılığı ile ilişki kuruyoruz demişti. Sanırım artık yönlendirici seviyeye daha yakınlar. Belki yaptırımların kaldırılmasını bir de bu perspektiften görmek istersiniz, kim bilir? Haftaya görüşmek dileğiyle memleketimin güzel insanları.

BEYİN NEREDEYMİŞ

“OMUZ ALTI, OMUZ ÜSTÜ!..”
Ne enteresan değil mi, kibarlık?..
“Omuz altı, omuz üstü!..” zaten demokrasilerde çare tükenmez ki.
Şimdi de, “AKIL, MANTIK= ŞUUR= DOĞRU VE MANTIKLI DÜŞÜNME!..”
“OMUZ ALTI, OMUZ ÜSTÜ!..”
“Bu iki deyimin, akıllı, mantıklı düşünmekle ne alakası var?..” demeyin.
“OMUZ ALTI” DÜŞÜNÜN BİR AN!..
Sonra, “OMUZ ÜSTÜ” DÜŞÜNÜN!..” Şimdi farkı gördünüz mü?..
Demek ki, o fark BEYİN NEREDE OLDUNA BAĞLIYMIŞ!..

ANLATABİLDİM Mİ BİLMEM, “BEYİN NEREDEYMİŞ?..”

Kuran’ı Kerim. Sure 91/ayet 8,9,10:
Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
10/100: Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O akıllarını kullanmayanları murdar kılar.

762 pehlivan kayıt yaptırdı

664’üncü Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri için sabah 10.00’da başlayan kayıt işlemi, 17.00’da tamamlandı.

Buna göre Kırkpınar’da güreşmeye hak kazanan 826 pehlivandan, 762’si güreşler için kayıt yaptırdı.

BOYLARA GÖRE KATILACAK PEHLİVANLAR

Boylara göre kayıt yaptıran pehlivan sayıları şu şekilde oluştu:
Minik-1: 36, Minik-2: 37, Teşvik-1: 42, Teşvik-2: 45, Tozkoparan: 63, Ayak: 67, Deste Küçük: 59, Deste Orta: 59, Deste Büyük: 63, Küçük Orta Küçük: 62: Küçük Orta Büyük: 61, Büyük Orta: 64, Başaltı: 64, Baş: 40

‘Ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi’

Enez Hacı Bektaşi Veli Cemevi Derneği, Sivas Madımak katliamının insanlık tarihinin en kara, en utanç verici katliamlarından biri olduğunu belirterek, yakanları da, aklayanları da, katilleri serbest bırakanları da affetmeyeceklerini bildirdi.

Enez Hacı Bektaşi Veli Cemevi Derneği’nce yıldönümü dolayısıyla Enez Cumhuriyet Meydanı Atatürk Heykeli önünde okunan bildiride, “Sivas’taki vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti. Ama ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi” denildi. Dernek  Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karakaş’ın okuduğu bildiride şunlara yer verildi:.

“Bu topraklarda direnişin simgesi, Alevi inancının hak, hakikat ve adalet yolundaki temel direklerinden biri olan Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın anısına düzenlenen etkinliklerin dördüncüsünde, semah dönen gençlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, bu halkın vicdanı ve geleceği olan 33 Canımız, 2 Temmuz 1993 Cuma günü Madimak Oteli’nde yakılarak katledildi.

Katillerin ‘Sivas Laiklere Mezar Olacak’ sloganları atarak geldiği, güvenlik güçlerinin seyirci kaldığı, dönemin siyasi iktidarının sessizliğiyle gölgelenmiş bu katliam, sadece Türkiye’nin değil, insanlık tarihinin kara lekesi, bu coğrafyada farklı olana, inanca, düşünceye, aydınlığa ve insanlığa karşı işlenmiş bir insanlık suçudur.

Zaman döner, takvimler değişir. Ama bazı tarihler, her yıl aynı acıyla gelir. Bu yıl Muharrem Yas Orucu 26 Haziran – 7 Temmuz arası tutuluyor. 2 Temmuz 1993 Madimak Katliamı’nın yıldönümü, Muharrem orucunun 7. gününe denk geliyor. 2025’in Mart ayından beri Suriye’de aleviler HTŞ tarafından katlediliyor, tecavüze uğruyor ve topraklarından sürülmek isteniyor. Yani 2025 Muharrem’i yalnızca Kerbela’nın değil, Çorum’un, Maraş’ın, Sivas’ın, Suriye’nin de yasını taşıyor…

Sivas’taki vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti. Ama ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi.

Çünkü adalet yerini bulmadı. Katillerin büyük bir bölümü cezasız kalırken ceza alanlar affedildi, serbest bırakıldı. İnsanlığa karşı işlenmiş bir dava, zaman aşımına uğratıldı. Sivas’ın öncesinde yaşanan katliamlarla da, Sivas’la da, sonrası yaşanan katliamlarla da yüzleşilmedi.

Yaşanmış hiçbir katliamla hesaplaşılmadı. Hesabı verilmedi. Çünkü katiller, bizzat siyasi iktidarlar tarafından korundu. Bu tür cinayetler, gerici, ırkçı, faşist çeteler, örgütler cesaretlendirildi, 199dolayısıyla katliamlar teşvik edildi. Katiller ve onları koruyup kollayanlar, devlet protokollerinde yer buldu.

Sevgili Dostlar! Katilleri de, bu katliamı planlayanları da, aklayanları da tanıyoruz.

Zihniyetlerini biliyoruz. Ülkemizin ve hatta dünyanın geleceğini karartmak isteyen bu zihniyet ile mücadelemiz yeni değildir.

Tarihimiz bu anlayış ile mücadele tarihidir. Tarihin hiçbir döneminde karanlığa teslim olmadık, bundan sonra da olmayacağız.

Yüzleşme ve hesaplaşma olmadan bu topraklara barış da, demokrasi de, özgürlük de gelmeyecektir.

Bugün Sivas’ın katillerinin, Hizbullahçıların salıverildiği; gazetecilerin, öğrencilerin, aydınların cezaevlerinde tutulduğu, halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının tutuklandığı, yerine kayyumların atandığı karanlık bir dönemden geçiyoruz.

Ekonomik ve sosyal kriz, adalet krizi ile gerici ve tekçi bir ablukaya dönüşürken, emekçilerin, emeklilerin, gençlerin, kadınların bedeller ödeyerek kazandıkları temel haklar birer birer gasp ediliyor, en demokratik anayasal haklar kullandırılmıyor, bu düzenin devamına yönelik her türden hukuksuzluk olağanlaştırılıyor.

Laik ve bilimsel eğitim yerine dinsel ve mezhepçi bir müfredat getirilerek yeni karanlıklar örülmek isteniyor.

Değerli Canlar! Sivas, Tokat, Malatya Erzincan başta olmak üzere Alevi coğrafyası madencilik adı altında, maden ve enerji şirketlerine peşkeş çekilmekte, kutsal mekânlarımız, ziyaretgahlarımız, derelerimiz, dağlarımız, zeytinliklerimiz, yaşam alanlarımız talan edilmektedir.

Bu yapılmak istenen şey, sadece sıradan bir doğa katliamı değil, aynı zamanda bir inanç, kültür ve hafıza kıyımıdır.

Bugün yaşanılanlar gerici ve faşist bir kuşatmanın ta kendisidir ve bu düzenin adı açıkça faşizmdir.

Ve biz, bu kuşatmaya karşı direnen halkların, inançların, kadınların, gençlerin yanında, Hakk’ın ve halkın yolundayız!

Sivas’ta yakılan ateşle simgeleşen bu katliamla yüzleşmeyen hiçbir iktidar, barış ve eşit yurttaşlık iddiasında bulunamaz.

Dersim, Çorum, Maraş, Gazi, Suruç, Roboski, Ankara Gar, Gezi gibi yaşanmış her bir katliam, ülkemizi karanlığa sürüklemek isteyenlerin planıdır.

Katliamlar, Alevilerin ve Türkiye halklarının kaderi değildir ve olmayacaktır. Bizler pirlerimizin, yol önderlerimizin tarih boyunca sürdürdüğü hak ve hakikat mücadelesini büyüterek devam ettireceğiz. Sonunda kaybeden karanlık olacak. Bu ülke ve bütün halklar özgürleşecek, eşit yurttaşlığa dayalı Laik ve Demokratik Cumhuriyet mutlaka inşa edilecektir.

Madimak yanmasın bir daha. İnsanlık yanmasın… Unutmadık, affetmiyoruz.”

Zeybek: ‘İnşallah tarihe geçeriz’

Olgay GÜLER
Edirne’de 664’üncüsü düzenlenen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin 2023 ve 2024 şampiyonu başpehlivan Yusufcan Zeybek, bu yıl da şampiyon olup altın kemeri ebedi olarak Antalya’ya götürmek istediğini söyledi.


Bu yıl 4-6 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen, UNESCO İnsanlığım Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ndeki Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin en iddialı isimlerinden, son iki yılın şampiyonu Yusufcan Zeybek, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Zeybek, en büyük hedefinin bu yıl da şampiyon olarak altın kemeri ebedi olarak Antalya’ya götürmek olduğunu söyledi.


‘HEYECAN VAR’
Bu yıl Kırkpınar’da stresi kontrol altında tutarak başarıyı hedeflediğini kaydeden Zeybek, “Geçtiğimiz iki yıl güzel çalıştık ve emeğimizin karşılığını aldık. Bu yıl da güzel çalıştık, inşallah emeklerimizin karşılığını alır, kemeri ebedi olarak uzun bir aradan sonra alırız. Bu farklı bir duygu. Heyecan var, heyecan olmazsa zaten bu işin tadı ve tuzu olmaz. İnşallah biz de bu heyecanımızı kontrol altında tutup sahada en iyi şekilde, en güzel şekilde güreşimizi yaparız, istediğimiz bir şekilde kenar alırız, Antalya’mıza gideriz. Edirne’nin farklı bir havası var. Güreşçiler için, seyirciler için. Duygusu çok farklı. Sonuçta dualı bir çayır Sarayiçi. İnşallah en güzel şekilde taçlandırırız bu yılımızı, Antalya’mıza ebedi kemeri alıp döneriz” diye konuştu.


‘STRESİ KONTROL ALTINDA TUTARSAK TARİHE GEÇERİZ’
Altın kemerin ebedi sahibi olması durumunda, başarısını 2 yıl önce kaybettiği annesine adayacağını dile getiren Zeybek, “İlk yıl annem vefat etti. Geçen yıl şampiyon olduğumda ona armağan ettim, bu yıl da şampiyon olursam ona adayacağım. Bu yıl biraz daha profesyonel hazırlandım diyebilirim. Bu yıl biraz daha üstüne koyaraktan milim milim, sezonda olsun, antrenmanlar da olsun, izlenimlerimizi hepsini ona göre yaptık. İyi bir hazırlık geçirdik, iyi bir dönem geçirdik. Yani geçtiğimiz iki yıla bakarsak daha da iyi geldik. Tabii üçüncü yıl, biraz stresliyim ama daha çok da aşırı stres yok üzerimde. O sahaya çıktığımızda belli oluyor üstündeki stres. İnşallah bunu en iyi şekilde kontrol altında tutarım. Ben Avrupa’da, Dünya’da çok güreştim, oralarda da stresimi kontrol altında tuttum. Tabii bu saha çok farklı bir saha, Avrupa’ya veya dünyaya benzemiyor. Burası çok farklı bir yer. İnşallah burada da en güzel şekilde stresimizi baskı altında tutup, kemerimizi alıp güzel bir anı olarak tarihe geçeriz” dedi.

‘RAKİPLERİMİZ ÇOK GÜÇLÜ’
Bu yıl ki rakiplerinin de çok güçlü olduğunu belirten Zeybek, “Bu sene rakiplerimiz de çok güçlü. Kemer yılı ve kemeri yakmak da isim konusunda ayrı bir cazibe uyandırır. İnşallah kemerimiz yanmadan alırız. Orhan abi olsun, Ali abi olsun, Mustafa Taş olsun, Enes olsun, İsmail abi olsun, hepsi gerçek hayatta abilerimiz, ustalarımız, çıraklarımız, kardeş gibiyiz, beraberiz ama sahanın dışı çok farklı olur bizim için, sahanın içi çok farklı olur. Osman Aynur abimiz, Mustafa Batu kardeşim gibidir, antrenmanlarımızda hep çatışırız mesela. Sahada da çatışırız ama sahanın dışında hep kardeşiz. Nasip olursa inşallah kemeri alacağız. Kemeri alırsak da Antalya’ya giderken Ahmet Taşçı ustamıza uğrayacağız ilk olarak, bir el alacağız” şeklinde konuştu.


‘ANTALYA KEMERİ ÇOK İSTİYOR’
Antalya’nın da şehir olarak ebedi altın kemeri çok istediğini anlatan Zeybek, “Antalya’da hava şöyle; Antalya tabii kemeri çok istiyor. Neden istiyor? Antalya güreşe çok emek veriyor, güreş sporunu çok seviyor. Çok ümitliler. Disiplinli çalıştığımı da biliyorlar. Çok umut ediyorlar. İnşallah biz de o umutları karşılıksız bırakmayız. Ben çok disiplinli ve istikrarlı bir sporcuyum. Antrenman konusunda da disiplinliyimdir. Tabii onlar da çok istiyor haliyle. İnşallah bu umutları karşılıksız bırakmayız. Kemerimizi alıp Antalya’ya nasip olursa güzel bir şekilde pazartesi ve salı günü dönmek nasip olur bize” ifadelerini kullandı.


‘HEYECANLA PAZAR GÜNÜNÜ BEKLİYORUZ’
Zeybek’i makamında ağırlayan Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın da, bu yıl da güzel bir organizasyona ev sahipliği yapmak istediklerini belirterek, “Bu yıl siz kendinizi hem daha değerli hissedin hem de daha iyi koşullarda olun diye ağamızla beraber ortak bir çalışma yürüttük. İnşallah güzel bir organizasyona hep beraber ev sahipliği yapacağız. Çok heyecanlı bir durum var. Bu yıl altın kemer yılı. Hem Edirneli hemşerilerimiz hem de misafirlerimiz heyecanla pazar gününü bekliyorlar. İnşallah heyecanla sizler sayesinde güzel müsabakaları izleyeceğiz. Hem şehrimiz açısından hem Türkiye açısından hem de uluslararası arenada Kırkpınar’ı çok önemsiyorum. Ata sporumuz Kırkpınar’a Edirne’de ev sahipliği yapmak bizim için çok çok önemli” dedi.